37 yıllık köklü bir geçmişe sahip olan Orçelik’in bir kuruluşu olarak ortaya çıkan Orfis markası, İzmir / Menderes'deki 16 bin m2 açık, 8 bin m2 kapalı alana sahip ahşap ofis mobilyaları fabrikası ve İzmir/Pınarbaşı'nda yer alan 1.000 m2’lik galerisi ile tüketicilerine kaliteli, özgün ve yenilikçi tasarımlarıyla hizmet vermeye devam ediyor. Tasarım ve üretim aşamalarında teknolojinin son yeniliklerini kullanan Orfis, mavi yakalı, meslek liseli ve yüksekokul mezunu, beyaz yakalıları dört yıllık lisans ve üzeri düzeyde eğitimli toplam 80 kişilik bir ekibe sahip. Orçelik Ofis Mobilyaları Ar-Ge Yöneticisi Tahsin Kalfa fabrika ziyareti sırasında sorularımızı yanıtladı. 

Orfis markasıyla ofis mobilyaları konusunda özel çözümler üretiyorsunuz. Markanızın kuruluş hikayesi daha eskilere dayanıyor değil mi? 
Biz 1979 yılında soyunma ve dosya dolabı gibi ürünler üretmek amacıyla kurulduk. 1990’lı yıllara geldiğimizde kompakt arşivleme dolapları üreten bir firma haline geldik. Daha sonrasında Devlet Malzeme Ofisi’ne kompakt arşivleme dolapları hazırlamaya başladık ve sektörün öncüsü olmayı başardık. Bizim yaptığımız uygulamalar daha sonra diğer firmalar tarafından da hazırlanmaya başlıyor. Orfis firmasını ise yaklaşık 7 sene önce kurduk ve sadece ofis mobilyaları üreten bir marka haline geldik. 

Son dönemlerde yeni robot veya otomasyon hattı yatırımları gerçekleştirdiniz mi? İleriki dönemlerde hangi alanlarda robot yatırımı yapmayı düşünüyorsunuz?
Son dönemde çelik atölye tarafında üretimi yapmakta olduğumuz Kompakt Arşiv Sistemlerinde (http://www.orcelik.com/tr/urun/kompakt-arsiv-sistemleri) yıllık adedi en yüksek olan raflar için bir otomasyon hattını bünyemizde kendi imkânlarımızla yaptık. 

Sistemin nasıl çalıştığını; (https://www.linkedin.com/feed/update/urn:li:activity:6325423673209606144/) linkten görebilirsiniz. Hattı sırasıyla rollform, otomatik sürme ve pres, otomatik askıya götürme, boyahane konveyörüne bağlanan sisteme ve parçaya uygun özel askıları geliştirerek kurduk. Sistemin getirisi klasik eski düzende yapılan yani abkantlar ve presler kullanılarak yapılan imalata göre parça bazında günlük yapılabilecek adedi yüzde 250 arttırmıştır. Ayrıca sistemin şu anki adedine klasik eski metotlarla ulaşmak isteseydik 15 adet daha mavi yaka personele ihtiyacımız olacaktı. Ayrıca kurulan sistem 3 adet abkant tezgâhını boşa çıkarmıştır. Bu tezgâhları elimizden çıkartarak kurmuş olduğumuz sistemin finansmanı katkı sağlamış olduk.

İlerleyen dönemlerde bünyemizde bu şekilde metot mühendisliği çalışmalarına devam ederek otomasyon hatları kurmaya devam edeceğiz. Bu alanlar bundan sonraki aşamada ahşap atölye tarafında adetli olarak üretimi yapılan parçaların montaj hatlarının kurulması şeklinde olacaktır.

Endüstri 4.0 ile birlikte üreticiler tesislerinde modernizasyona gidiyor. Buna istinaden “Yalın Üretim” alanında bir çalışmanız var mı? Size böyle talepler geliyor mu? Sizce üretici bu konuda bilinçli mi?
Firmamızda yalın üretim adına bizi gereksiz boş yere uğraştıran üretim metotlarından sıyrılmak, zaman ve malzeme israfından kurtulmak, müşterinin fazladan bedel ödemeyeceği tasarımlar yaparak çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Bu süreci; hatalar, aşırı üretim, stoklar, beklemeler, gereksiz işler, gereksiz hareketler, gereksiz taşımalar gibi maddeleri sürekli analiz ederek yönetmeye çalışıyoruz. Sonuç olarak hedeflerimiz maliyetlerin düşürülmesi, müşteri memnuniyetinin arttırılması, piyasa koşullarına uyum esnekliğinin kazanılması şeklindedir.
Bana kalırsa üreticiler bu konuda ister bilinçli isterse de bilinçsiz olarak uyum göstermek zorundadırlar. Müşteri taleplerinin sürekli olarak en iyiyi, en uygun fiyata, en kısa sürede almak olduğu bu dönemde uyum gösteremeyen üreticilerin devamlılığının söz konusu olduğunu düşünmemekteyim.

Robot yatırımı yapmaya nasıl karar verdiniz? Bu konuyla ilgili araştırmalarınızdan bahsedebilir misiniz? 
Kaynak prosesi için robot aramaya başladık ve çeşitli firmalarla görüştük. Edindiğimiz ilk bilgi satın almamız gereken endüstriyel robotun bizim ayırdığımız bütçenin üzerinde olduğuydu. Oerlikon Kaynak Elektrodları ve Sanayi A.Ş firmasıyla fuar vesilesi ile tanıştık ve bize sadece kaynak üzerine geliştirilmiş bir robot kullanılabileceğimiz, fiyatlarının çok daha makul olduğunu anlattılar. Onların referanslarında bizim rakip sayılabilecek firmalar bulunuyordu ve kaynak robotunu kullanmaya başlamışlardı. Kaynak robotlarını, direkt elemanla karşılaştırıyorsunuz. O projede bu işi yapmak için kaç tane adam istihdam etmem lazım, bunun maliyeti ne kadar? Ben buna robotu alırsam eğer, bunun maliyeti ne kadar, amortisman süresi ne çıkıyor? Gerekli kapasiteyi sağlamak için manuel mi yoksa robotlu üretim mi yapmak gerekir, kalite seviyesini sağlamak için manuel operasyon yeterli mi, gibi soruların cevaplarına bakıyoruz. Kaynak teknolojisi, bugün “harcıâlem” dediğimiz elektrik ark kaynağı olarak tarif edilen kaynak yönteminden tutun da en uç noktada, lazer kaynağıyla işlem görecek projeye kadar inanılmaz bir gelişim izledi. Yani çeşitliliği arttı. Sektörel bazda düşündüğümüz zaman, hemen hemen her noktada ihtiyaç duyuluyor.

Robot yatırımı gerçekleştirdikten sonra elde ettiğiniz avantajları anlatabilir misiniz? 
Orfis olarak robot yatırımını yaklaşık üç sene önce gerçekleştirdik. Bize kattığı en önemli kriterin kalite olduğunu söyleyebiliriz. Kompakt arşiv dolapları üretimi yapan firma olduğumuz için ürünlerin taşıyıcı araba sistemlerin kaynatılmasında kullanıyoruz. Robotun rahatlığının ne olduğu artık biliyoruz. Deneyim ve tecrübe kazandık. Böyle bir ihtiyaçta robota yönlenebileceğimizi ve kalite anlamında bize neler katabileceğini öğrendik. 

Orfis için özel bir mühendislik çalışması yapıldı mı? 
Biz ihtiyacımıza cevap veren standart bir ürün aldık. Kuka ve diğer robotlar birden fazla iş yaptığı için biz sınırlandırılmış bir model tercih ettik. Belirlediğimiz ölçütlere uygun bir model var olduğu için bu yatırımı yaptık. Şayet amacımıza uygun bir robot olmasaydı bu yatırımı gerçekleştirmeyebilirdik. 

Üretim hatlarınızdan bahsedebilir misiniz? 
Bizim gibi üretim yapan firmalarda hatlar giyotin, punch, apkant şeklinde ilerlerler. Orfis’de de bu şekilde ancak biz giyotini olabildiğince az kullanmaya gayret ediyoruz. Başlangıç noktası olarak punchı kullanıyoruz, oradan apkant, oradan da kaynağa gidiyor. Araya başka bir bölüm daha ilave ettik. Bizim yıllık üretim adedimiz fazla olan raf ürünümüz bulunuyor. O rafı üretmek için apkantta çok vakit ve eleman ihtiyacı oluyordu. Biz orada rolform ile ihtiyacımızı giderdik. 

Robotik sistemlerin kullanıldığı deponuzda ham maddeler nereden temin ediliyor? 
Hammaddeler ürün kalitesi politikamızı, stok çevrim hızımızı, maliyetlerimizi etkilemeyecek, sektöründe bilindik ve ilk el üretici olarak bilinen üreticilerden temin edilmektedir.

Fabrikanızda toplam kaç adet depo alanı bulunuyor? Deponun fiziki yapısı ve ürün stok miktarı hakkında bilgi alabilir miyiz?
Hammaddeler, yarı mamuller, yedek parçalar ve üretim alanında kullanılan makinelerin yedek parçalarının bulunduğu depolarımız mevcuttur. Depolarımızın fiziki koşullarını, mümkün olduğunca en küçük alanı kaplaması açısından yüksek alanları sağlıklı şekillerde kullanarak oluşturmuş durumdayız. Ürün stok miktarlarını stok çevrim hızlarına uygun olarak minimum seviyede tutmaya çalışıyoruz.
,
Kullandığınız sistemler ve çözümler nelerdir? Bu sistemlerin size sağladığı avantajlar hakkında bilgi verebilir misiniz? 
Özellikle yedek parçaların bulunduğu depomuzda (https://www.youtube.com/watch?v=blHzXCJ4jS8) imalatımızı kendimizin yaptığı depolama sistemini kullanmaktayız. Üretim alanında ise Kanban sistemindeki mantığa uygun depolama sistemini kullanmaktayız. Bu depolama alanlarında yeteri kadar parçanın bulunması bize sürat kazandırarak zaman kaybını engellemektedir.

Sektörünüzün depolama konusunda dikkate aldığı noktalar nelerdir?  
Stok çevrim hızına uygun şekilde hareket ederek gereksiz stok maliyetlerinden kurtulmaları gerek hız gerekse maliyetler açısından kendilerini önemli avantajlar sağlayacağı kanaatindeyim.

Gelecek dönemde yeni bir yatırım planınız olacak mı? 
Gelecek dönemde müşteri taleplerini daha da kısa sürede cevap verebilmek açısından ahşap üretim kısmı için yeni bir hammadde depolama alanı oluşturma planımız mevcuttur.

Her gün sevkiyat gerçekleşiyor mu? Lojistik tarafını nasıl yönetiyorsunuz? 
Hemen hemen her gün sevkiyat yapılmaktadır. Üretimimiz çelik ve ahşap kısımları olarak gerçekleşmektedir. Sevkiyatlar iki bölümünde kendilerine ait sevkiyat noktalarından yapılmaktadır. Lojistik tarafı projeli yüklü işler, yurt dışı ihracat, bayiler, ayrıca direk müşteriye (son kullanıcıya) transfer şeklinde ayrı ayı olarak her bölümün kendine ait sorumluluklarında yönetilmektedir. Gelinen zamanda pazar daha çok isteyen ve daha sabırsız müşterilerin olduğu bir ortam olduğu için hızlı hareket etmek zorundayız.

Firmaların otomasyon sistemlerine yönelmeleri için neler yapılması gerekiyor?
Firmaların otomasyon sistemlerine yönelmeleri için kendilerini çok iyi tanıyor olmaları gerekmektedir. Bunun için üretim alanlarında işletme körlüğünden kurtulmak için çeşitli çalışmalar ve analizler yapmaları gerekmektedir. Yalın üretim metotları uygulanabilir. Gerekli görülen her noktada yapılan metot mühendisliği çalışmaları kendileri ciddi anlamda avantajlar sağlayacaktır. Şunu unutmayalım ki, “Vakit nakittir”. Vakit açmanın en basit yolu ise bu tip sistemlerden gerçekleşmektedir.

Tesisin özellikleri nelerdir? Kaç metrekarelik alan üzerinde bulunuyor? 
Orfis, 4 bin metrekare kapalı alan üzerine kurulu. Yaklaşık bunun yüzde 45’ini boyahane bölümü oluşturuyor. En önemli kriter boyahanenin kapladığı alan aslında. 

Orfis, robot kullanımı özelinde rakiplerine göre bulunduğu nokta nedir? 
Orfis’in bu yatırımları yapmasındaki en temel sebep, günün koşullarının değişmesidir. Her geçen gün bakanlık düzeyinde elemanda ustalık belgesi gibi kriterler isteniyor. Diğer taraftan da kalifiye eleman konusunda sorun yaşanıyor. Biz işin bürokrasi tarafıyla uğraşmaktansa yeni teknolojilere yatırım yapmayı ve geliştirmeyi tercih ediyoruz. Dokuz sene önce Orçelik’in Çelik Atölyesi’nde 80 kişi çalışırken bugün 18 personel görev yapıyor. Aynı işi daha az personelle yapabiliyoruz. 

Robot yatırımı sonrasında ne gibi çıktılar elde ettiniz? 
Robot yatırımı sonrasında öncelikle adette bir artış elde ettik. Bu adet artışının birim zamanındaki karşılığı iki katına dönmüş oldu. Planlama eskisine göre oldukça kolaylaştı. Biliyoruz ki her seferinde oradan 110 tane araba alabileceğim. Elemana bağlı kaldığımız zaman ise adetleri biliyor olsak da hedeflenen rakama ulaşamayabiliyorduk. Bizde çeşitli ürünler yapıldığı için bant usulü çalışan bir yapımız yok. Dolayısıyla adetleri kontrol altında tutma şansınız da olmuyor. Boyahane, kaynak gibi kritik noktalarda otomatikleşme olduğunda belirlenen adetlere ulaşabiliyorsunuz. Bu da bizim için oldukça önemli bir kriter. Onun haricinde kalifiye eleman ihtiyacınız azalıyor. Çünkü o kalifiye işi yapan bir makinanız oluyor. O makinayı kullanabilen operatör ile işi tamamlama şansınız oluyor. 

İkinci el robota bakış açınız nedir? 
Yatırım yaptığımız zaman ikinci el robotu düşünmüştük. Ancak Kuka ile başladık, Panasonic ve Oerlikon’dan haberimiz yoktu. Fuardaki temaslarımızdan sonra fiyatların makul seviyelerde olduğunu görünce oralara inebildik. Kuka ile görüşmelerimiz aşamasında fiyatlar yüksek geldiği için ikinci el robot hep aklımızdaydı. Şimdi ihtiyacımız olmadığı için ikinci el robota da bir bakış açımız yok. 

Mobilya sektörünün teknolojik yatırımları ve gelişmelerini nasıl değerlendirirsiniz? 
Mobilya sektöründe şartlar sizi hızlı olmaya teşvik ediyor. Sizi rakiplerinizden farklı kılan en önemli özelliğinizde bu olmalı. Mobilya kişilerin zevkine hitap ediyor. Mağazamızı dolaşıp ürünü beğendiğiniz zaman fiyatından çok teslimat süreleri üzerine görüşmeler yapılıyor. Sürecin hızlı olduğu sektörde bir adım öne geçiyorsunuz. O yüzden sektörde lider konumda olabilmek için hem hızlı üretim yapmanız hem de gelişmeleri yakından takip etmeniz gerekiyor. Mobilya sektörü olarak kalite, sürat, fiyat anlamında bir sıralama yapmak mümkün. 

Robot yatırımı yapmayı düşünen kişilere tavsiyeleriniz nelerdir? Sektördeki tecrübelerinizi paylaşabilir misiniz? 
Yatırım yapılmadan önce fizibilitesinin doğru yapılması, ihtiyaçların çok iyi analiz edilmesi, ihtiyaçlar doğrultusunda da size en uygun robotun seçilmesi ve üretim tesisine koyulması şeklinde sıralamak mümkün. Robotun nerede kullanılacağı önemli. Kaynak robotu olarak mı, taşıma robotu olarak mı kullanacak? Kaynak robotunda en önemli olan işlerden birisi fikstür. Fikstürü çok iyi ölçmeleri, değerlendirmeleri gerekiyor. Robotun sadece markasına takılmasınlar.  Kuka, Panasonic, Fanuc gibi farklı farklı markalar var. Hepsine aynı görevi verdiğiniz zaman hepsi gidip kaynağı yapıyor. Aralarında çok abartı hız farkı yok, varsa bile hissedilecek kadar değil. Fakat sistemi kimden satın aldığınız, yani sattığı ürünün arkasında duran ve işi kaynak olan bir firma ile çalışmak da çok önemli ayrıca robotik sistemi oluşturan tüm ekipmanların aynı firmanın garantisi altında olması da büyük önem taşımaktadır. Bunun yanında fikstürün hızı ve kalitesi de önemli. Çok giden, çok satan ürünlerine robot yatırımı yapmaları gerekiyor. Öteki parçaları kendileri zaten üretiyor. Hangi parçalara yetişemiyorlarsa o parçalar için fikstür tasarlayıp, oralara robot koymalarını tavsiye ederim. Maliyetlere baktığınız zaman iki robot alıyorsunuz, iki robotun maliyeti bir fikstürle aynı paraya denk geliyor. 

Oerlikon Kaynak Elektrodları ve Sanayi A.Ş., fizibilite sürecini ne kadar sürede tamamladı? Bu noktada nasıl çalışmalar gerçekleştirdi? 
Bizim ihtiyaç duyduğumuz kaynak robotu elinde olduğu için bir hafta içerisinde ürünü teslim ettiler. Robotun teknik özellikleri arasında yedi eksenli olması gibi maddeler yer alıyor. Sensör, güvenlik çiti gibi ekipmanlar yine Oerlikon Kaynak Elektrotları ve Sanayi A.Ş markasına ait. Biz havalandırma sistemine biraz müdahale ettik. Üst tarafta gazın, dumanın çıkabileceği bir alan oluşturduk. 

Robot markalarından ve entegretörlerinden neler bekliyorsunuz? Türkiye’de robotun yaygınlaşması için neler yapılmalı? 
Ben yaklaşık dokuz sene önce 3D printer'lere oldukça meraklıydım. O zaman 22 bin dolar fiyatlarla alıcıya ulaşıyordu. Bugün o ölçeklerde ürünü 3 bin TL’ye satın alınabiliyor. Endüstriyel Robotların satış fiyatları da tıpkı 3D printer'ler gibi zaman içerisinde daha ulaşılabilir olacaktır. Sektör, yaptığı ürünü yetiştiremiyorsa, spesifik özellikleri ilkel şartlarla yapılamıyorsa illa ki bir arayışa giriliyor. O zaman karşımıza robot, büküm merkezi gibi çözümler çıkıyor. Yeni gelişen teknolojilerde ihtiyaçla birlikte yaygınlaşacak ve kullanılmaya başlayacaktır. 

Üretim hattınızı detaylı anlatır mısınız? 
Fikstürleri Oerlikon Kaynak Elektrodları ve Sanayi A.Ş. yaptı diğer fikstürü biz kendimiz yaptık bizim bunu bir tık daha öteye geçirmek için başka bir planımız daha var aslında; o fikstürlerin dönüşlerini otomasyonla yaptırıp, bunu bir tık daha öteye taşımak. Burada iki kişi boşta dururken, otomasyona çevirdiğimizde dönüşleri motora yaptırdığımızda, buradaki iki kişi diğer tarafı boşaltıp doldurma operasyonunu yapacak. İki kişi tek proses yaparken iki proses yapacak konuma gelecek. Burada öyle de bir düşüncemiz var. Operatörlerimiz konuya vakıf. Ben fırsat buldukça gelip robotları inceliyorum. 

Herhangi bir arıza durumunda Oerlikon Kaynak Elektrodları ve Sanayi A.Ş., ne kadar sürede geri dönüş yapıyor?
Oerlikon Kaynak, Manisa’da ve bize çok yakın. Geçen gün robotların pili bittiğinde hemen gelip, sıkıntımızı çözdüler. Ondan sonra da tekrar kullanmaya başladık. Oerlikon Kaynak, iyi bir iletişimle gerekli bakımları zamanında yapıyor. Onlar da ihtiyacımızı karşılıyorlar.