Schmalz’ın son dönemde geliştirerek kullanıcılarının beğenisine sunduğu “MATCH” platformu, mobil veya sabit robot uygulamalarında kullanıcılara esnek bir sistemle geniş bir uygulama alanı sunuyor. 

Schmalz Türkiye Genel Müdürü Tahir Kavak, “MATCH, devreye alma işleminden devam eden operasyona ve süreç izlemeye kadar tam destek verir ve süreç kontrolünü garanti eder.” diyor.

Kavak ile pazarı, son dönemde firmalarının ürün gamında yaşanan gelişmeleri ve Endüstri 4.0 ile gündemde olan akıllı ürünleri konuştuk.

Tahir Bey, kolaboratif tutucu pazarını ve gelinen noktayı kısaca değerlendirir misiniz? Ürünlerinizin ağırlıklı olarak kullanıldığı sektörler nelerdir?

Kolaboratif robot uygulamaları her geçen gün yukarı yönlü bir grafik seyretmektedir. Son yıllarda global olarak büyüyen bir artış gözlemliyoruz. Özellikle 20 kg’nin altında robot uygulamalarının gün geçtikçe büyüdüğünü ve bu kapsamda robot ucundaki sistemlerdeki pazara baktığımızda, 1,6 milyar avroluk büyük bir pazarın olduğunu görüyoruz. Bununla doğru orantılı olarak Türkiye’de gerçekleştirilen robotik uygulamaların sayısı da artmaktadır. Ağırlıklı olarak pick&place uygulamaları, lojistik sektörü, malzeme hazırlamada paletleme-paketleme, makinalara malzeme yükleme-boşaltma ve montaj hatlarında kolaboratif robotlarla birlikte cobot tutucularımız, vakum teknolojimiz kullanılıyor.

Son yıllarda robotik sektörünün tutuculardan beklentisi nedir? Bilhassa Endüstri 4.0 ile birlikte ürünlerinize yönelik talepler ne yöne doğru evriliyor? 

Ürün grubumuz içerisinde birçok ürün bulunuyor. Ancak robot teknolojileri ve özellikle kolaboratif sistemlerde geliştirdiğimiz ürünleri farklı değerlendiriyoruz. Çünkü bunların belirli standartlara uygun olması gerekiyor. Bu alanda sunduğumuz çözümler farklılık gösteriyor. Tutucuyla ilgili talep edilen bazı gereksinimler var. Öncelikle bu sistemlerin “tak-çalıştır konsepti ”ne uygun olması lazım. Yani seçmiş olduğunuz tutucunun robota hazır şekilde bağlantısı, flanşı ve tüm ekipmanlarının hazır olması gerekiyor. Böylece ilave bir ekipman olmadan, doğrudan robotun flanşına bağlayıp operasyona geçilmesini sağlıyoruz. Özellikle son yıllarda endüstrinin beklentisi, sistemlerin çok kolay olarak tanımlanabilir, kolay anlaşılabilir olmasına yöneldi. Bir diğer özellik ise, tutucunun kolay konfigüre edilebilir olması. Bunun nedeni robot teknolojisi ya da tutucu teknolojisi hakkında yeterli bilgiye sahip olmasanız bile, onu alarak sisteminize entegre etmeniz için her türlü kolaylığı sağlıyoruz. Elinizdeki ürünü nasıl taşıyacağınız hakkında detaylı bilgiye sahip olmasanız dahi konfigürasyonlarınızı kullanarak kolaylıkla hangi ürünü kullanacağınız ile ilgili yönlendirme yaparak doğru ürünün tespit edilmesinde destek veriyoruz. Bunları platformlarımızda ücretsiz olarak sunuyoruz. Tutucunun, vakum sistemlerinin kolaboratif sistemlerin ISO güvenlik standartlarına uygunluğu kilit önem taşıyor. Bu kapsamda ürünlerimizi, tamamen bu standartlar çerçevesinde geliştirerek pazara sunuyoruz. Bununla birlikte sisteme kolay monte edilmesi, birçok sisteme adapte edilebilmesi ve Endüstri 4.0 ile birlikte hayatımıza giren akıllı donanım ve sistemler ile bütünleştirilmesini önemli bir yer tutmaktadır. “Akıllı” olmasından kastettiğimiz, ürünlerimizden üretimle ilgili vakum teknolojisi üzerinden enerji ve proses verileri ile ilgili geri bildirimde bulanabilmesi. Bununla ilgili önleyici bakımların yapılması, enerji tüketim verileri ve sistemin verimli çalışması gibi farklı bilgileri müşterilerimize sunuyoruz. Ayrıca dijital platformlar üzerinden sistemleri seçerken, müşterilerimize destek veriyoruz. Web sayfamızda ürünlerin seçim aşamasında yapılması istenilen uygulama tanımladığı takdirde, hangi uygulama yapılacaksa, o uygulamayla ilgili doğru ürünleri yönlendiriyoruz. Müşterilerimizin, ürün yelpazemizin genişliği dolayısıyla ürün havuzunda kaybolmamaları için dijital platformlarımızdan yönlendirme yapabiliyoruz. 

Son dönemde üzerinde durulan önemli konulardan biri de enerji verimliliği. Ürünlerinizde, enerji verimliliği konusunda yaşanan gelişmeler nelerdir?

Kolaboratif sistemlerde vakumlu kısımda vakumu üretirken, vakum jeneratörlerine genelde robot üzerinden aldığımız enerji beslemesi (elektrik) ile vakumu üretiyoruz. Bunun nedeni gerek otonom gerekse mobil sistemlerde robota dışardan herhangi basınçlı hava beslemesi beslemesin yapılmasının zorluğu sebebiyle robottan 24V alıp vakumu üretiyoruz. Kompakt yapıdaki elektrikli vakum jeneratörleri içerisindeki regülasyon sistemi sayesinde sistem kendisi enerji tüketimini ayarlayıp, tüketimin gerekmediği durumda minimum seviyede tutarak, uzun süre operasyonun devamlılığını sağlayabiliyoruz. Bu durum özellikle mobil robotlarda daha önemli hale gelmektedir.

Kolaboratif sistemlere yönelik geliştirdiğiniz ürünleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

Bu kapsamda geliştirdiğimiz ürünlerimizi şu şekilde özetleyebiliriz:

-    Elektrikli 24V robot üzerinden aldığı enerji ile çalışan mini ECBPMi serimizde, robot flanşlarına uygun yapıldığı için kutunun içerisine herhangi derin bir yer girdiğinizde etrafında çarpışmaya neden olacak bir kontur bulunmamakta. 250 gr ağırlığında hafif bir vakum jeneratörüdür. Daha yüksek kapasiteye sahip ECBPi modeli de bulunmaktadır. Hava geçirmeyen tarzda ürünlerde çok rahat kullanılabiliyor. Bununla birlikte kolaboratif yapıya uygun geliştirdiğimiz RECB modeli basınçlı hava ile çalışan yeni versiyondur. Yüksek vakum kapasitelerine ulaşılması gerektiği uygulamalarda bu ürün kullanılmaktadır. 
-    Tutucu kısmında kolaboratif sistemlere yönelik geliştirdiğimiz birkaç farklı ürünümüz bulunuyor. VEE ürünümüz modüler bir sistem, istenilen şekilde “sök-tak” şeklinde kullanılabiliyor. Tüm robot markaları için uygun bağlantı ekipmanları bulunmak olup, hafif ürünler için geliştirdiğimiz bir üründür. 
-    Form yapıları farklı ürünler için 3D yazıcı teknolojisi ile ürettiğimiz SLG tutucumuz bulunmaktadır. Ürünümüzün içinde entegre hava kanalları bulunduğu için, herhangi bir hortum vb. kullanma ihtiyacı duyulmuyor. Bilhassa üç boyutlu konvansiyonel tutucular ile tutmanın zor olduğu, açılı tutulması gereken yerlerde istenilen şekilde tasarlamaya olanak sağlıyoruz. Vantuzları istenilen noktaya koyup tutmak istenilen noktalar konfigüratör üzerinden tasarım yapılabiliyor ve sistem, kullanılması gereken tüm vakum ekipmanlarını ve tutucu ile ilgili gerekli tüm teknik detayları çıkartabiliyor. 
-    Yeni ürünlerimiz arasında 25 kg’a kadar taşıma kapasitesi olan modüler PXT tutucumuz var. Bu, hafif alüminyum yapıya sahip olan bir sistem. Bu ürünümüzde yapılacak tasarım ihtiyaca göre kolaylıkla tutucular için bağlantılara ilave veya çıkarma yapılarak kullanılabiliyor. Bir gripper’ı farklı bir materyalden yaptığınızda, yanlış yapılması durumunda tasarım maliyeti, materyal maliyeti ve dizaynı son derece yüksek olabiliyor. Ancak bu ürünler, istenildiği gibi söküp takılarak yerleri rahatlıkla değiştirilebiliyor. Bu da maliyet ve tasarım noktasında kullanıcılarımıza büyük bir avantaj sağlıyor.
-    Hat sonu paketleme uygulamaları için en yaygın kullandığımız gripper sistemimiz FXCB/FMCB, tek başına 25kg’a kadar olan paketli ürünleri ve karton kutuları tutabiliyor. Tek bir gripper ile hattan gelen ürünlerin boyutları, ebatları ve ağırlıkları farklı olsa bile birçok ürünü aynı gripper ile taşıyabilme kolaylığı sağlamaktadır. Kutunun hava geçirgenliğinden kalitesine kraft yoğunluğu gibi değişkenlerde bile tek başına oldukça başarılı bir performans göstermektedir. 


-    Vakum teknolojisinin yanı sıra kolaboratif sistemler için geliştirdiğimiz farklı ürünlerimiz de bulunuyor. Bunlardan biri de parmak gripper ürünümüz OFG. Vakumla tutulamayan, hassas ve yüzey formları farklı olan ürünleri tutmaya yönelik geliştirilen bir üründür. Gıda sektörünün istemiş olduğu hijyenik tasarıma sahip olup, nihai gıda ürününe direkt temas ederek taşıma uygulamalarında çözüm sunmaktadır.
-    Vision & Handling robot setimiz, hattan gelen veya kasalar içerisinde düzensiz duran ürünleri kamera sistemiyle yerlerinin tespit edilip malzemelerin alınmasına ve herhangi bir yere taşınmasına olanak tanıyor. Burada robotun ucuna takılabilecek ekipmanlarla birlikte kamera sistemi ve robot firmaları için geliştirdiğimiz yazılım üzerinden kolay entegrasyon ve programlama sunuyoruz.

Son dönemde geliştirdiğiniz “MATCH” isimli bir platformunuz var. Platformunuz, kullanıcılara ne gibi avantajlar sağlıyor?

Bu platform ile mobil veya sabit robot uygulamalarında kullanıcılara esnek bir sistemle geniş bir uygulama alanı sunuyor. Montaj, paketleme, lojistik ve pick&place gibi uygulamalarda farklı ürünlerin taşınma ihtiyacı bulunmaktadır. Bu ürünlerin taşınması esnasında birden fazla tutucuya ihtiyaç olabilir. MATCH platformu, farklı tutucuları kompakt hızlı değiştirme modülleri sayesinde yaygın robot markalarına uyumlu bir şekilde tutucuları değiştirerek üretime ara vermeden devam etmeyi sağlamaktadır. Bu platform ortak dijital hizmetlerin desteği ve arayüzler ile kullanımı kolaylaştırmaktadır. Schmalz, kullanıcının sayısız dijital hizmeti kullanabileceği kendi ekosistemine sahiptir. SCM (Master Gateway) iletişim modülüne ek olarak, kullanıcı için tutucunun daha fazla konfigürasyonu için sezgisel kurulum yazılımı kılavuzu ve ayrıca buluttaki IO-Link cihazlarının teşhisi için Schmalz Connect Suite mevcuttur. MATCH, devreye alma işleminden devam eden operasyona ve süreç izlemeye kadar tam destek verir ve süreç kontrolünü garanti eder.