INTECRO Robotics Ar-Ge Direktör Yardımcısı Özge Ece Kara, COVID-19 ile mücadelede, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve TÜBİTAK tarafından milli görev gücü arasındaki 10 şirketten biri seçilen, ABD ve Avusturalya merkezli “Robots for Good” adlı global organizasyona adını yazdıran yerli ve milli gücü Intecro Healthcare & Lab. Automation ve firmalarının bu kapsamdaki çalışmalarını anlattı:

Kurucularımız, 2006 yılından bu yana yurt içi ve yurt dışı olmak üzere, endüstriyel robotik sistem mühendisliği konularında profesyonel manada bilgi ve beceri elde ederek 2010 yılında Intecro Robotik A.Ş.’yi Teknopark Bölgesi’nde kurmuşlardır.

Kurucularımızdan A. Ali Şen ve Cihan Şensoy, endüstri alanındaki deneyimlerine ek olarak, eş zamanlı bir şekilde ileri tıp teknolojileri ve biyomedikal alanındaki mekatronik sistem mühendisliği, MEMS/NEMS (Mikro/Nano Elektronik Teknolojileri) Mühendisliği gibi konularda akademik ihtisas yapmaya karar vererek bu alandaki enstitülerde görev yapmışlardır. 

“ROMES, KALKINMA BAKANLIĞI FONLARI İLE ÜRETİLDİ”

Kurucularımız, takım arkadaşları ile birlikte, biyomedikal cihaz ve laboratuvar otomasyonu alanındaki çalışmalarını, hiçbir ticari beklenti olmaksızın kavramsal düzeydeki bilgiden ürüne dönüştürmek üzere devlet destekleri ve öz kaynakları kullanarak çeşitli Ar-Ge faaliyetleri ile 2013 yılına kadar olgunlaştırmışlardır. 

Bundan 7 yıl önce yani şirketin ilk birkaç yıllında start-up olmanın verdiği kısıtlı kaynak varlığı ve tüm ticari kaygılara rağmen bu konudaki Ar-Ge ve mühendislik vizyonundan sapmaksızın ilerleme sağlayan firmamız, çizilen yol haritasına sadık kalmıştır. Çeşitli aksaklıklara rağmen, ilk ürünümüz olan ve mikrobiyoloji alanında klinik laboratuvar süreçlerinde kullanılmak üzere geliştirilen “Robotik Temelli Mikrobiyolojik Ekim Sistemi”ni (ROMES) dönemin Kalkınma Bakanlığı fonları ile üretmeyi başarmıştır.

“DÖRT ÜRÜNLE, TEKNOLOJİ HAZIRLIK SEVİYEMİZİ YÜKSELTTİK” 

Aradan geçen 7 yıla rağmen biyomedikal ve lab. otomasyonu alanındaki sevdasından vazgeçmeyen Grubumuz, çatı şirket olan Intecro Robotik A.Ş.’nin zaman içinde endüstri alanındaki markalaşma başarısına bağlı olarak elde ettiği kaynaklardan yararlanarak bu alana yatırım yapmaya devam etmiştir. Geçen yıllar içinde Intecro Healthcare & Lab Automation Grubumuz, alanında tecrübeli moleküler biyoloji uzmanları, mikrobiyologlar istihdam ederek insan kaynağı gücünü arttırmış ve çok sayıda klinik laboratuvar ile iş birliği yapıp veri setleri oluşturmuştur. 

Grubumuz, 2018 yılına gelindiğinde ise, envanterine üç yeni ürün ekleyerek TRL seviyesi 7-8 olan dört ürüne sahip olmuştur. Bu alanda dünyadaki dev rakipler ile rekabet edecek olmanın zorluğu bir yana, tüm bunlara ek olarak geliştirdiğimiz cihazlar için ihtiyaç duyduğumuz akreditasyon, validasyon ve belgelendirme gereksinimleri için ülkemizde yerli kaynak ve kurumların olmaması nedeniyle küresel kurum ve kuruluşların kapısında yıllarca beklemek durumunda kaldık.

Bu alanda küresel ölçekte fark yaratacak bir ürün geliştirmenin, olgunlaştırmanın ve üretmenin ticari bir başarı için yeterli olmadığını ve çok farklı süreçlerden geçerek gerçek anlamda bedeller ödenmesi gerektiğini bu süreçte çok kez deneyimlemiş olduk. Endüstriyel alandaki süreçler ile mukayese edildiğinde bu zorluk seviyesi teşbihte hata olmaz ise belki de 1’e 50 gibi bir güçlük içermektedir.

“AR-GE’YE EN FAZLA YATIRIM YAPAN FİRMA OLDUK”

Bütün bu zorluklara rağmen vazgeçmedik. Hatta daha ileri gittik ve Intecro Healthcare & Lab Automation Grubu kuruldu ve medikal alandaki çalışmaların, Intecro Robotik A.Ş. çatısında yeni bir grup ile faaliyetlerin sürdürülmesine karar verildi. Burada açıkça belirtmek gerekir ki; bir iddia ve/veya ürün/teknoloji ve süreç iyileştirme aşamasında ticari başarı elde etmenin yolu ısrarlı, istikrarlı ve bilimsel bilginin ışığında uygulama temelli alan faaliyetlerini ve Ar-Ge çalışmalarını desteklemekten geçer.

Nitekim Intecro Robotik A.Ş., kurulduğu 2010 yılından bu yana, endüstri alanındaki yıkıcı inovasyon gücü ve Ar-Ge’ye yaptığı yatırımlar ile durmadan büyümüştür. Gerek milli gerekse küresel ölçekte yüzlerce başarılı projeye imza atan firmamız, 2018 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ve Ankara Sanayi Odası’nın düzenlediği törende “Yılın Ar-Ge Firması” ödülünü almış, ayrıca yurt dışındaki pek çok saygın akademik ve sektörel mecrada kendine yer edinmiştir. Ar-Ge’ye verdiği önem 2019 yılında da tablolara yansımış ve Türkiye’nin alanında Ar-Ge’ye en çok yatırım yapan firması unvanını kazanmıştır (Bakanlığımızın ve Turkishtime’ın verilerine göre).

COVID-19 SÜRECİ VE BU DÖNEMDEKİ GELİŞMELER

COVID-19 salgını ülkemizi de etkisi altına alan dünyanın son 150 yıldır karşılaştığı en büyük salgındır. Hastalığın hızlı ve doğru şekilde teşhis edilmesi, salgının kontrol altına alınması için en önemli ve ilk sırada gelen ihtiyaç olmuştur. Bu süreçte iyi bir sınav veren sağlık ekosistemimiz, pek çok dünya ülkesi ile mukayese edildiğinde önemli bir başarı elde etmiştir. Buna rağmen gelişmiş ülkeler dahil olmak üzere, tüm dünyada sadece belirtiler ile kliniklere gelen hastalara (önemli bir kısmına) ön tanı tetkikleri yapılabilmiştir. Bilindiği üzere, etkili ve kesin doğruluk oranına sahip TST türü, moleküler tanı testleri bir başka deyişle PCR (Polimeraz Zincir Reaksiyonu) testleri olarak ifade edilmektedir. Belirtiler ile gelen hasta sayısının çok fazla olması sebebi ile PCR testleri sadece ön testler sonunda pozitif vaka bulgusuna rastlanan kişilere uygulanabilmiştir. Zira moleküler tanı süreçleri karmaşık, uzmanlık gerektiren, yorucu ve bir o kadar da hassas işlemlerdir. 

Salgının ortaya çıktığı andan itibaren, günlük olarak gerçekleşen kesinlik oranı yüksek COVID-19 vaka taramalarının, yani moleküler tanı ve test sayısının bugün tüm dünyada yapılandan onlarca kat daha fazla yapılarak arttırılması mümkün olsaydı, salgının kontrol altına alınması daha hızlı olur, vakalar ve ölüm oranları bu denli yüksek olmayabilirdi. 

Zira hiçbir hastalık belirtisi göstermeyen bireylerin de toplumumuzun farklı gruplar içerisinden belirlenerek, düzenli olarak test edilmesi ile birlikte ortaya çıkan pozitif vakaların ilk evrede tespit edilmesini sağlayacak ve bu vakaların gerekli tıbbi desteği alarak, toplumdan izole edilmesi ile birlikte salgının yayılması görünür bir şekilde engellenebilirdi. 

Bunun için tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sınırlı iş gücü ile ancak ön test süreçlerinde pozitif görülen vakalara uygulanabilecek bir kapasite bulunmaktadır. Zira PCR testleri ile ilgili kapasite, moleküler biyolog sayısı ve gerekli klinik altyapı imkanları ile sınırlıdır. Ayrıca bu süreçte, mesleki olarak pandemiden etkilenen hiç kuşkusuz ki, test ve klinik çalışmalarında görev alan sağlık çalışanları olmuştur. Zira bu süreçlerde her türlü önleme rağmen, kontaminasyon riskleri oldukça belirgin düzeydedir. Canlıların genetik yapısına ait bilginin elde edilmesi için geliştirilen yöntem, kesinliği yüksek, verimli ve güvenilir olması nedeniyle mikrobiyoloji ve moleküler tanı, adli tıp ve her türden invitro klinik tanı ve araştırmalarında vazgeçilmez bir araç konumundadır.

“BAKANLIĞIMIZ VE TÜBİTAK TARAFINDAN DESTEKLENDİ”

Bütün pozitif yönlerine rağmen, RCR işlemlerinin alanında uzman personel kısıtı, kontaminasyon riskleri, hassas ortam koşulları ve detaylı işlem adımları gerektirmesi, doğrulanmış bir PCR yönteminin başarısının işlemi gerçekleştiren personelin hassasiyeti ve tekrarlanabilirliğine bağlı olması gibi yönler nedeniyle salgın sürecinde test sayısını sınırlayan, yavaşlatan ve riskler barındıran bir etki yaratmıştır.

Bu nedenlere bağlı ihtiyaçları göz önünde bulundurarak Ar-Ge süreci yürüten Intecro Healthcare & Lab Automation Grubumuz, “invitRO Robotik Laborant”la, söz konusu sorunlara ve gelişim beklenen süreçler nazarındaki ihtiyaçlara çözüm getirmek amacı ile projelendirilmiştir. Intecro Healthcare & Lab Automation olarak, Covid-19 ile mücadele eden ve milli görev gücü arasında yer alan 10 şirketten biri seçilmiş olup, invitRO projemiz Bakanlığımız ve TÜBİTAK tarafından desteklenmiştir.

“GLOBAL PLATFORMDA YAYINLANMAYA LAYIK GÖRÜLDÜ”

Ayrıca ABD ve Avusturalya merkezli “Robots for Good” adlı global organizasyona ait olan ve dünyada COVID-19 ile mücadeleye katkı veren ve robotik projelerin yer verildiği sitede, invitRO projemizde yayınlanmaya layık görülmüştür.

Dünyanın farklı ülkelerinden insanlık için hizmet veren robot projelerinin yer aldığı siteye covid19robots.org adresinden erişim sağlanabilmektedir.

“SÜRECİ, DAHA GÜVENLİ, DAHA HIZLI VE RİSKSİZ HALE GETİRİYOR”

Intecro Healthcare & Lab Automation, numunenin cihazımıza yerleştirilmesinden başlayarak, RNA izolasyonundan PCR’dan diagnostik test sonucu alınana kadar olan tüm süreci otomatik ve insansız hale getirecek ve konvansiyonel yöntemlere göre yüzde 90 güvenli, yüzde 95 daha hızlı ve yüzde 90 risksiz hale getiren “invitRO Robotik Laborant” cihazın geliştirilmesine başlanmıştır. 2013 yılından bugüne kadar kararlı bir şekilde devam eden medikal alandaki tecrübelerimizle birlikte, cihaz geliştirmeye ve üretmeye hazır durumda oluşumuz bize önemli avantajlar sağlamıştır.

“invitRO Robotik Laborant”, COVID-19 ve benzeri türden virüs, bakteri ve yüzlerce çeşit organizmanın sebep olacağı hastalığın toplumda kontrolsüz yayılımının engellenmesi, sağlık sistemindeki yükün azaltılması, moleküler tanı sürecinde ortam koşullarının iyileştirilmesi, birim zamandaki tanı ve test kabiliyetinin arttırılması, kontaminasyon risklerinin ortadan kaldırılması gibi ihtiyaçlara cevap verecektir.

Şu anda test sürecinde, manuel olarak gerçekleştirilen basamaklar yerli ve milli biyomedikal cihaz veya laboratuvar otomasyonu teknolojimiz ile otomatik hale getirilecek. Bunun gerçekleşmesi sağlık hizmetlerimizin kapasitesini de artıracak.  

“6 BİNE KADAR TEST İMKANI SUNUYOR”

invitRO Robotik Laborant’ın, Intecro Healthcare & Lab Automation’ın yeni göz bebeği olmasının nedeni bunlarla sınırlı değil. Sistem sadece COVID-19 salgın sırasında değil, başta HIV, H1N1 ve İnfulanza gibi çeşitli enfeksiyonların tanı süreçleri olmak üzere, tıp, ilaç, gıda, tarım sektörlerindeki klinik laboratuvarlarda, kalitatif ve kantitatif test süreçlerinde, toksik madde tespiti ve tür tayinlerinde de kullanılabilecek. Kompakt ve modüler olarak tasarlanan invitRO’nun ilk olarak “Compact Serisi” piyasaya sunulacaktır. Compact modelimizin günde 400 – 600 arasında test yapması, modüler modelimizin ise günde 4 bin – 6 bin arasında test yapma kapasitesine ulaşması hedeflenmektedir. Her iki modelde de sahip olduğu kullanıcı dostu arayüzü sayesinde, ayrı bir uzmanlık gerektirmeden kolayca kullanılabilecektir. 

“SEKTÖRE YENİ BİR SOLUK GETİRME YOLCULUĞUMUZ DEVAM EDİYOR”

Bu gelişmeler ışığında, yakın zamanda ticarileşecek olan yüksek teknoloji medikal cihaz ve lab. otomasyon sistemlerimizin, öncelikle ülkemizin ihtiyacını karşılamak üzere tesis edilmesi sağlanacak, sonraki fazlarda dünyadaki pazarlara sunulacaktır. “invitRO” Klinik Lab. Cihazımız, piyasadaki rakiplerinin aksine, onlarca operasyonu, hızla, güvenle ve yüksek doğrulukla gerçekleştirerek, tüm tanı süreçler için sürdürülebilir teknolojiler vaat ediyor. Pazardaki köklü firmaların ürünleri ile mukayese edildiğinde, önemli inovasyonlar ortaya koyan invitRO, pek çok cihazın yapamadığı yetenek ve kabiliyetler ile hem ülkemizde hem de küresel ölçekte sektöre yeni bir çizgi getirmek üzere yolculuğuna devam ediyor.