Robo Otomasyon Kurucusu ve CEO’su Haluk Özcan, DÜNYA Web TV’de “Patronlar Anlatıyor” programında Vahap Munyar’ın sorularını yanıtladı, firmalarının 2023 hedeflerini paylaştı. 

ROBO’nun kuruluş öyküsüyle başlayan Özcan, 2006 yılında 24 yaşında kurduğu firmalarının bugün 16. yılında yaklaşık 380 çalışanı ve 100 mühendisi ile, ağırlık olarak otomotiv sanayi olmak üzere Türkiye’nin önde gelen üreticilerine robotik üretim hatları kurduğu bilgisini verdi.

Türkiye’de 2005-2006’lı yıllarda otomotiv sektöründe robotlu otomasyon konusunda servis ihtiyacı bile olsa yurt dışına bir bağımlılığın olduğunu belirten Özcan, firmalarının hızlı büyüyerek şu anki mevcut konumuna gelmesinde o dönemdeki boşluğu doldurmalarının ve potansiyeli kullanarak fırsata çevirmelerinin büyük etkisi olduğuna dikkati çekti. 

İlk olarak Ford Otosan’daki robotik bir sistemde sensör devreye alarak başladıklarını bildiren Özcan, ardından işlerini büyüterek bugünkü mevcut durumuna getirdiklerini söyledi.

“ROBOTUN MALİYETİ YALNIZCA YÜZDE 10’DUR”

Herhangi bir projede sistemi tasarlarken robotun ön plana çıktığını dile getiren Özcan, “Örneğin 100 birimlik bir iş ise, 10 birimi robottur. Aslında 90 birimlik farklı maliyet kalemleri, mühendislik tasarımını içeren bir süreç mevcut. Ancak işin baş aktörü robotlardır.” dedi.

Robot konusundaki dışa bağımlılık ile ilgili olarak konuşan Özcan, otomotiv sektöründen örnek vererek Türkiye’nin yerli otomobili Togg’un öncesinde dışa bağımlı olunduğu gibi robotta da benzer durumun olduğunu bu kapsamda INTECRO ve Bilko Otomasyon tarafından geliştirilen yerli girişimi örnek verdi.

“YÜKSEK TEKNOLOJİDE KONSORSİYUM UYGULANMALI”

Devletin teşviklerine, iş birliğinin önemini dikkat çeken Özcan, Togg modeli bir ortaklıkla konsorsiyum ile geliştirilebileceğini, ancak tasarım ve yazılımdan ziyade önemli olan Türkiye’nin servo ve servo sürücülerini yerli olarak üretmesi gerektiğini işaret etti. 

Firma olarak kullandıkları ürünlerin yüzde 90’ınının ithal ikameli ürünlerden oluştuğuna dikkati çeken Özcan, “Yüz birimlik projenin 50 birimi yüksek teknoloji ürünler içeriyor. Bunun 10 birimlik maliyeti robot, 40 birimlik maliyeti ise sensörler, pnömatik aksesuarlar gibi ürünlerden oluşuyor. Dolayısıyla Milli Teknoloji Hamlesi’nde sadece robot değil aynı zamanda çevre otomasyon ürünlerinin de projelendirilip Togg, inşaat ve savunma sanayi projeleri gibi konsorsiyum kurularak harekete geçilmesi gerekiyor.” dedi.

Ford Otosan’ın Gölcük fabrikasında Volkswagen’in aracını üreteceğini hatırlatan Özcan, ortak çalışmaların, birleşmelerin rakip gözetmeksizin dünyada yapıldığını Türkiye’de oturtulması gerektiğini vurguladı.

“MÜHENDİSLİK GÜCÜMÜZ VAR, DEVLETİN DESTEĞİNİ BEKLİYORUZ”

Robo Otomasyon Kurucusu ve CEO’su Özcan, Türkiye’de 2022 yılında kurulacak endüstriyel robotların yüzde 15’inin ROBO tarafından kurulacağı bilgisini vererek yurt dışıyla birlikte yaklaşık 400 robotluk iş hacimlerinin bulunduğunu söyledi.

Robotik sistem entegratörlerinin sorunlarına da değinen Özcan, yurt dışı mühendislik projeleri için çalışanlarına çalışma vizesini rahatlıkla alabilmeleri gerektiğini ifade ederek “Bizim Türk mühendislik, robot otomasyon firmaları, entegratörler olarak yurt dışına proje yapma konusunda hiçbir problemimiz yok. Ama yurt dışındaki çalışma izni gibi konularda büyük sıkıntılarımız mevcut. Bunun çözüme kavuşturulması, önümüzün açılması gerekmekte. Gerekli deneyimimiz, know-how’ımız ve referanslarımız var.” ifadelerini kullandı.

Cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023 yılında dünyanın en büyük otomotiv üretim hattı kuran üç firmasından biri olmayı hedeflediklerinin altını çizen Haluk Özcan, halihazırda yurt dışında devam eden iki büyük projelerinin olduğu bilgisini verdi.

REHA GÜR, EUROTEC'İN YATIRIMLARI HAKKINDA KONUŞTU REHA GÜR, EUROTEC'İN YATIRIMLARI HAKKINDA KONUŞTU

5G teknolojisi ile ilgili beklentilerinin oldukça yüksek olduğunu belirten Özcan, sahada kurulan robotlar, sensörler, pnömatik ve hidrolik sistemlerden dolayı çok miktarda verinin bulunduğunu ve 5G sayesinde oldukça hızlı bir biçimde, gerçek zamanlı olarak veriyi alabilmeleri ile önemli kazanımlar elde edileceğini kaydetti.

“MAVİ YAKALI ÇALIŞAN ORTADAN KALKACAK”

Dünyada üretim sanayinde operasyonlarda çalışan yaklaşık 3 milyon endüstriyel robotun bulunduğunu aktaran Haluk Özcan, Türkiye’de ise geçen yıl 2 binler civarında metal yakalının çalıştığını bu yıl da yaklaşık 2 bin 600 civarında endüstriyel robotun kurulmasının beklendiğini açıkladı.

Dünyada kurulumlarda payın yüksek olduğunu, yüzde 40’a yakınının Çin’de kurulduğunu hatırlatan Özcan, metal yakalıların her yıl yüzde 30 artışla imalat sektörüne katıldığını bildirdi.

ROBO Kurucusu ve CEO’su Özcan, robotik sistemlere geçişin kaçınılmaz olduğunu vurgulayarak gelecekte Avrupa dahil gelişmiş ülkelerde mavi yakalı çalışan sisteminin konuşulmayacağını düşündüğünü kaydetti.

Otomotiv üreticilerinin elektrikli araçlara dönüşüm sürecinde 2030’a kadar 500 milyar dolar yatırım yapacaklarını dile getiren Özcan, “Otomotiv üretim hatlarında her yıl minimum 30 milyar dolarlık bir hacim söz konusu. Teknoparklar, Ar-Ge merkezleri seviyesinde buna yönelik olarak projeler geliştirmemiz gerekiyor. Örneğin bir teknopark savunma sanayisine yönelik çalışıyor. Diğeri sadece otomotiv için otomotiv üretim hatları konusunda çalışmalar yapmalı. Sektörel bazlı ayrı ayrı kümelenmeler oluşturarak büyük rakamların konuşulduğu pastadan Türkiye olarak pay almamız lazım. ROBO olarak da otomotiv sektöründeki ışığı gördük ve bu doğrultuda yatırımlarımızı yapıyoruz.” şeklinde konuştu.