Eriş Makina Genel Müdürü Hakan Eriş, Amerika pazarına yönelik planlarını ST Endüstri Medya'ya anlattı. Amerika’daki bir otomasyon firması ile Amerika pazarına adım atacaklarını kaydeden Hakan Eriş, iş birliği kapsamında firmanın ürünlerini Avrupa’da pazarlayacaklarını, satış ve servis hizmeti sunacaklarını ifade etti.

Hakan Bey, ihracata bakış açınızı öğrenebilir miyiz? Firma olarak global pazarlara, yerli mühendislik ihracatı yapma, ürün satma konusuna nasıl bakıyorsunuz?

Esasında kuruluş amacımız yurt dışına ürün satmaktı. Ama “Bugün kuruldum, yarın yurt dışına ürün satayım” olmuyor. Dolayısıyla öncelikle yurt dışındaki firmaları örnek olarak aldık. Bu konuda belli standartlar geliştirelim istiyoruz. Neticede ihracat yapmak için konteynıra belli adetlerde ürün konulması gibi birtakım kriterler var. Küçük yaptığınız zaman çok fazla alması gerekir ve satın alacak firmanın işine gelmez. Çok büyük yaptığınız zaman konteyner ebatları değişebilir. Bu nedenle ne çok büyük ne de çok küçük yapmanız lazım. Belki de farklı bir şekilde nakledilmesi gerekebilir. Ürünlerimizin imalatını gerçekleştirirken de bu kriterleri göz önünde tutarak yaptık. Belirli standartlarda 1.20cm’lik konteynıra rahatlıkla sığabilecek şekilde hesapları yapıldı. Çünkü hedefimiz, ürünlerimizi başta Amerika pazarı olmak üzere tüm dünyaya satışını yapabilmek. Ancak ürünlerimizi tamamen standartlaştırmamız, onların bir marka tescili olması gerekiyordu. Ürünlerimizin denenmiş olması lazımdı. Bunun için altyapımızı oluşturduk, hazırlıklarımızı yaptık.

2019 yılı itibariyle de Amerika’da birkaç firmayla iletişime geçtik hatta uçak biletlerimizi dahil aldık. Geçen yılın mayıs ayında Amerika’ya gidecektik ki mart ayında küresel salgın başlayınca askıya almak durumunda kaldık. Pandemi sürecini, gidişatı görelim ortak görüşünde birleştik ve sonrasında harekete geçmeye karar verdik. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde Amerika seyahati planlıyoruz. Bu ülkede ana dağıtıcı bir otomasyon firmasıyla ortak çalışma yapacağız.

Nasıl bir iş birliği yapmayı planlıyorsunuz? 

Amerika’daki otomasyon firması, ürünlerimizi standart alarak hap şeklinde Amerika pazarına satacak. Onun yaptığı farklı sektördeki ürünlerin de Avrupa’da servisini ve satışını “biz üstelenebilir miyiz, nasıl üstelenebiliriz?” diye bakacağız. Eğer olursa, onun ürünlerini de biz Avrupa’da pazarlayacağız. Satış ve servis hizmeti vereceğiz. Bu noktada en büyük beklentimiz, önümüzü görebilmek.

ABB, YENİ ROBOTIK TESİSİNİ ABD'DE AÇTI ABB, YENİ ROBOTIK TESİSİNİ ABD'DE AÇTI

KOBİ’ler açısından ulaşılamaz, “uzay teknolojisi” gözüyle bakılan robot teknolojisinin artık daha ulaşılabilir seviyesine geldiğini görüyoruz.

Aslında robot besleme sistemleri, tamamen KOBİ’lere uygun sistemler. Çünkü büyük firmalar adetsel, yüksek adetli işler yaptıkları için onlar standart tezgahtan çok proje mantığında, ürünleri de belli olduğu için bu doğrultuda çalışma yapıyorlar. Ama bu standart ürünlerin esasında tam da KOBİ’lere göre olduğunu düşünüyorum. Örnek veriyorum, eğer siz üç vardiya çalışan bir KOBİ iseniz, standart tezgah besleme sistemini leasingle aldığınız takdirde bu sistem kendi kendine ödemesini yapıyor. Cebinizden ekstra bir ödeme çıkmıyor. Zaten mesai 3 saatten yıllık 28 bin avroyu otomatikman cebinize koyuyor. 3 yılda 28 çarpı 3 eşittir 84 bin avro ediyor. Bu sistemler o kadar masraflı sistemler değil. Yeter ki rutin işiniz olsun, tezgahınız kapanmasın KOBİ olarak biçilmiş kaftan diyebilirim. Her KOBİ’nin alabileceği ölçülerde ve fiyatlarda, modeller ve seriler var. 

Bu noktada yatırımın geri dönüş süreleri de önem taşınıyor. Bu sistemlerin üç yıl içerisinde geri dönüşü sağlanabiliyor mu?

Şöyle söyleyeyim üç yıl leasing yapsa yıllık kazandığı 28 bin avro üç yılda 84 bin avro yapar. Üç yıl leasingle satın alsa, zaten toplamda böyle bir para ödemeyecek. Leasing faizi de dahil daha az ödeyecek. Dolayısıyla cebinden para çıkmayacak.