BOLÇİ Bolu Çikolata, Omron’un üç robotundan oluşan proje ile üretiminde hem tasarruf sağladı hem maliyetlerini düşürdü hem de termin sürelerini kısaltmayı başardı.

Omron’un 3 adet Quattro robotunun kullanıldığı projenin sistem entegratörlüğünü İnnovas firması gerçekleştirdi.

BOLÇİ Çikolata Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hüseyin Deniz Aksoy, Omron Bölge Satış Müdürü Emine Eroğlu ve İnnovas Genel Müdürü Kadir Peker ile gerçekleştirdiğimiz röportajın ikinci bölümünü sunuyoruz.

Projede neden Omron robotları kullanmayı tercih ettiniz? Kullanılan robotları yazılım ve mekanik olarak değerlendirebilir misiniz?

K.P.: Omron’la uzun süreli ve uyumlu bir iş birliğimiz bulunuyor. Robotun yanı sıra PLC, servo sistemleri gibi birçok ekipmanda Omron ürünlerini kullanıyoruz. Robotu aldığınız zaman, yan ekipmanlar olmadan ilerleyemiyorsunuz veya entegrasyonu sorunlu olabiliyor. Öncelikle kompakt bir çözüm sunmak, her şeyi tekbir kanaldan tedarik edebilmek için tercih ettik. İkinci nedeni, diğer robot firmalarıyla karşılaştırdığımızda servis konusunda iyi bir destek alabildiğimiz ve bizle birebir ilgilendikleri için iş birliği yapmaya karar verdik. Aynı zamanda servis ve programlama konusunda gerek yurtiçinde gerekse yurt dışında Omron’dan eğitim destekleri aldık. Keza robotlama sistemleri hem son kullanıcı hem de bizim gibi entegratör firmalar için kullanışlı bir program. Projede kullandığımız robotlar kendi segmentinde dünyadaki en hızlı robotlar arasında yer alıyor. Gerek hızı gerek model olarak üst seviyede olması gerekse kutu içindeki ürün çeşitliliğinin fazla olması sebebiyle bu modeli seçtik. Ayrıca Omron’un çikolata veya hızlı tüketim ürünlerinde pick and place uygulamalarında çok fazla deneyimi var. Bunu değerlendirdiğimizde, yazılım kısmında benzer uygulamalarla destek bulabiliyoruz. Robot kısmında yüksek hızlar ve esneklik bize artı değer katıyor. Bütün bunların sonucunda iş birliğiyle, ortaklaşa iyi bir projeyi hayata geçirmiş olduk. Özetle Omron’un Türkiye ve globaldeki gücü, toplam çözüm sağlıyor olması bu projede Omron’u tercih etmemizdeki neden oldu. 

Gelecek dönemde yeni robot yatırımı yapmayı planlıyor musunuz?

H.D.A.: Evet, planlıyoruz. Hatta bu konuda Omron ve İnnovas ile aynı vizyonu paylaştığımızı düşünüyoruz. Gelecekte, mevcut hatta bulunan Omron robotlarının sayısını arttırarak üretim kapasitemizi artırmayı planlıyoruz. Ayrıca üretimin farklı kısımlarında kullandığımız diğer robotlarımıza ek olarak, benzer projeleri hayata geçirerek otomasyon süreçlerimizi tamamlamayı ve Endüstri 4.0’a geçiş yaparak bunu layıkıyla uygulayabilen akıllı bir fabrika olmayı hedefliyoruz.

Projeyi, Endüstri 4.0’a uyumu açısından değerlendirebilir misiniz?

H.D.A.: Bu yatırımı Endüstri 4.0’a geçiş hedeflerimiz doğrultusunda önemli bir adım olarak düşünüyoruz. Projeyle birlikte iş süreçlerimizden birini daha otomasyona dönüştürmüş bulunuyoruz. Proje, ileride bütün süreçlerimizde tamamen otomasyona geçiş yaptığımız zaman nesnelerin interneti, Endüstri 4.0 gibi kavramları uygulayabilmemiz için iyi bir başlangıç oldu.

K.P.: Projeyi gerek altyapısı gerekse erişim olanakları açısından Endüstri 4.0’a uygun olarak hazırladık. BOLÇİ otomasyon süreçlerini tamamlayıp Endüstri 4.0’a geçtiğinde halihazırda sistemimiz buna uygun. Omron’la iş birliği yapmamızın nedenlerinden biri de bize mevcut güncel teknoloji, sektörel ve ürün bazlı yenilikleri sunmaları. Bu da hem son kullanıcımıza hem de bize entegratör olarak ilerleme ve kendimizi geliştirme noktasında önemli bir artı değer katıyor.

E.E.: Proje ekibimizle beraber proje çalışmalarımızı yaparken işi Endüstri 4.0 ya da başka bir deyişle Dijital Dönüşüm çerçevesinde göz önüne alarak çalışmalarımıza başladık. Görsel Denetim, Emniyet ve Robotik sistemleri birbirleriyle entegre çalışır hale getirdik. Bundan sonraki yeni yapacağımız hatlarda da yine tüm nesnelerin birbirleriyle haberleştiği, hızlı veri alışverişinin olduğu ve aynı zamanda analizlerin yapıldığı akıllı üretim alanları sağlamaya devam edeceğiz. Ayrıca biz istiyoruz ki, otonom çalışan mobil robotlarımızı da sisteme entegre edelim ve bütünsel olarak gerçek bir akıllı fabrikaya dönüştürelim.

Omron’un geçtiğimiz yıllarda duyurduğu i-Automation! konsepti ile beraber düşündüğünüzde projeyi Endüstri 4.0 çerçevesinde değerlendirebilir misiniz?

E.E.: Üreticiler, tüketicilerin beklentileri karşılamak ve dinamik pazar koşullarında rekabetçi kalabilmek için “marka koruması”, “sürdürülebilir üretim” ve “operasyonel mükemmellik” gibi üç olmazsa olmaz bileşene bir arada sahip olmak durumundalar. Biz de Omron olarak, geleceğin akıllı, entegre ve interaktif otomasyon sistemlerini sunan yeniliklerimizi bir araya getirdiğimiz i-Automation! konseptimiz sayesinde üreticilerin bu zorlu rekabet ortamında daha yüksek “verimlilik”, “esneklik”, “emniyet”, “kalite”, “bağlanabilirlik” ve “güvenlik” seviyelerine ulaşmalarına yardımcı oluyoruz. i-Automation! konsepti aynı zamanda bütün cihazların birbirleriyle entegre olmasını sağlıyor. Hızlı haberleşmeyi, hızlı veri alışverişini sağlıyor, analiz yapmaya ve yenilikçi yaklaşımıyla teknolojinin getirdiği yeniliklere uyum imkanı sağlıyor. Endüstri 4.0 artık hayatımızın her anında ve her yerinde. Günümüz dünyasında trendleri yakalamak istiyorsak, fabrikalarımızı bu doğrultuda dizayn etmek durumundayız. i-Automation! ile dijitalleşmede birçok yükü fabrikalardan aldığımızı görüyoruz. Bu da fabrikalarda kalite standardını bozmadan, rekabet güçlerinin artması anlamına geliyor.

Röportajın ilk bölümünü okumak için tıklayınız