Altınay Robot Teknolojileri Genel Müdürü Ömer Eren, Türkiye’de proseslerin otomasyonla birleştirilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Ne kadar çok otomasyona dayalı sistemimiz olursa, Endüstri 4.0’ın içeriğindeki parametreler o kadar artacaktır. Veri girişinin artmasıyla beraber verinin doğru yorumlanması gelecekte Türkiye’deki verimliliğe katkıda bulunacak.” ifadelerini kullandı.
Ömer Eren, Gebze Teknik Üniversitesi IEEE Öğrenci Topluluğu tarafından gerçekleştirilen “Robotik ve Otomasyon Zirvesi”nde öğrencilerle bir araya gelerek gelecek teknolojilerini ve firmalarını anlattı.
“DÜNYADA 400 BİN, TÜRKİYE’DE 2 BİN ROBOT SATILIYOR”
Sanayide kullanılan robot çeşitleri ile ilgili bilgiler veren, robotların kısaca tarihçesinden bahseden Eren, IFR’nin istatistikleri ışığında robot verilerini paylaştı:
“Yıllık üretilen ve pazara sunulan robotlara baktığımızda, her yıl belli yüzdelerle pazarın büyüdüğünü görüyoruz. Dünya genelinde yıllık ortalama 400 bin robot satılarak sisteme giriyor. Türkiye’de ise her yıl ortalama 2 bin robot sisteme dahil oluyor. Özellikle son 5 yıldır sanayi robotlarının üzerine, pazarda işbirlikçi robotları da görmeye başladık. İşbirlikçi robotlarda bir artış olsa da henüz emekleme döneminde olduğunu söyleyebiliriz. Aslında artışın önündeki engeller; hız ve maliyet. Günümüzde dünyada genel sanayi robotunu üretimini gerçekleştiren yaklaşık 50 civarında firma var. Buna karşın daha kısa bir geçmişe sahip olan işbirlikçi robotları üreten firmalara bakarsak yine yaklaşık 45-50 civarı firma buluyoruz. Bunların çoğu son 10 yılda faaliyete geçen firmalar. Satış rakamlarına ters olarak görüyoruz ki işbirlikçi robotlar konusunda ne kadar çok araştırma ve çalışma yapılıyor.”
“EN FAZLA PROJEYİ, KAYNAK VE BİRLEŞTİRMEDE GERÇEKLEŞTİRDİK”
Altınay Robot Teknolojileri’nin tarihçesine ilişkin bilgiler paylaşan ve robotlu sistemlerin yolculuğunu anlatan Eren, yıllar içinde kaydettikleri aşamalardan ve Altınay Teknoloji Grubu bünyesindeki firmalardan ve faaliyetlerinden bahsetti.
Otomotiv ana sanayinde hayata geçirdikleri 500 projenin yarısının gövde birleştirme projelerinden oluştuğunu, bunların yanı sıra kaynak, boya, pres, montaj proseslerinde ve son dönemde Endüstri 4.0’ın da tetiklemesiyle birlikte yaygınlaşan intralojistikte ürün ve çözümler sunduklarını ifade etti.
“YURT DIŞINDAKİ PROJE SAYIMIZI DAHA DA ARTIRMAYI HEDEFLİYORUZ”
Eren, “İntralojistik alanındaki ürün ve çözümler ile fabrikaların içerisindeki önemli bir soruna müdahale etmiş oluyoruz. Doğru bir stratejiyle atıl hareketleri minimize ederek sistem verimliliğini artırıyoruz.” dedi.
Altınay Robot Teknolojileri olarak yaklaşık 15 ülkeye robotlu sistem ihracatı yaptıklarını söyleyen Eren, projelerinin yüzde 75-80’inin yurt içinde, geri kalanının ise yurt dışında olduğunu dile getirerek, “Her yıl yurt dışındaki müşteri ve proje sayımızı artırmayı hedefliyoruz. Ana sanayiden yan sanayiye kadar özellikle Avrupa’da ciddi sayıda proje devreye aldık. Yurt dışındaki firmaları ikna etmenin birinci yolu, yaptığımız diğer projeleri referans göstermek. Bu nedenle bu sayı ne kadar artarsa paralelinde proje yapma oranımız da artıyor.” açıklamasında bulundu.
Otomotiv ana ve yan sanayi, genel endüstri, havacılık ve ağır endüstride robotlu hat projeleri gerçekleştirdiklerini kaydeden Eren, yıl içerisinde ortalama 20 proje yaptıklarını ve bunların teknik yönetiminin yanında organizasyon ayağının da önemli olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin İlk Endüstriyel Robotu - 1993
“6 FARKLI PROSESTEN OLUŞAN 18 ROBOTLUK PROJE YAPTIK”
Almanya’da devreye aldıkları projelerinden örnek veren Eren, projeyi şöyle açıkladı:
“150 metrekarelik alanda 18 robottan oluşan bir proje hayata geçirdik. Projede; sıfırdan bir parçanın, kutulamanın da tam otomatik olarak yapıldığı ve en sonunda nihai ürün olarak çıktığı bir proses gerçekleştirdik. Üretimin baştan sona tamamlanmış hali diyebiliriz. 18 robot içerisinde hassas montajdan yapıştırmaya, mastiklemeden TIG ve direnç kaynağına kadar 6 farklı proses bulunuyor.”
“YÜZDE 16’LIK VERİMLİLİK ARTIŞI SAĞLADIK”
Altınay Robot Teknolojileri Genel Müdürü Ömer Eren, bir müşterilerinde hayata geçirdikleri yapıştırma prosesiyle ilgili olarak, “Bir müşterimizde yapıştırma prosesi hayata geçirdik. Bu kapsamda fabrika içinde tamamen manuel olarak yapılmış bir üretim hattını teknoloji ile buluşturduk. Bunu yaparken de verimlilikte yaklaşık yüzde 15-16’lık bir artış gerçekleştirdik.” dedi.
Eren, proseslerin giderek daha fazla hassaslaşmaya başladığını, Türkiye’de proseslerin otomasyonla birleştirilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Ne kadar çok otomasyona dayalı sistemimiz olursa, endüstri 4.0’ın içeriğindeki parametreler o kadar artacaktır. Çünkü veri girişi olacak ve söz konusu verinin doğru yorumlanması gelecekte Türkiye’deki verimliliği nereye götüreceğimizi gösterecek.” şeklinde konuştu.
