Müşterilerine bekleneni değil, ötesini sunan Polo Otomasyon, sektöründeki 20 yılı aşkın deneyimiyle yüzlerce başarılı projeye imza attı. Eski veya klasik makineleri modern otomasyon sistemleriyle güncelleme (retrofit) projeleri de yapmakta olan Polo Otomasyon Yönetim Kurulu Başkanı Oral Sertbulut, onlarca yıllık deneyimiyle bu süreçte karşılaşılan en büyük zorlukları anlattı.
“Retrofit projeleri, sanayi tesisleri için çok kritik bir başlık.” diyen Sertbulut, “Çünkü pek çok firma mevcut makinelerini tamamen değiştirmek yerine, mevcut yatırımı koruyarak modernize etme yoluna gidiyor. Bu hem ekonomik hem de sürdürülebilirlik açısından doğru bir strateji.” diyor. Bu projelerin, sıfırdan kurulan sistemlere göre çok daha fazla mühendislik ve saha tecrübesi gerektirdiğine dikkat çeken Sertbulut, eski sistemlerin her birinin farklı yapıda, dokümantasyonsuz veya üretici desteği olmayan cihazlarla dolu olabildiğini söylüyor.
RETROFİT PROJELERİNDE ÇOK YÖNLÜ UZMANLIK POLO'DA
“Bu süreçte karşılaştığımız en büyük zorluk, mevcut sistemlerin belirsizliğidir.” diyen Sertbulut, “Yani bir makinenin devre şemaları, kontrol mantığı, sensör yerleşimleri çoğu zaman eksik ya da yanlış bilgiye dayalı olabiliyor. Bu durumda mühendislik ekibimiz, mevcut yapıyı yerinde analiz ederek yeniden kurgulamak zorunda kalıyor. Hem mekanik hem elektriksel uyumluluk sağlanmadan herhangi bir dijitalleşme adımı sağlıklı şekilde atılamaz.” diye devam ediyor.
Bir diğer zorluğun ise müşterinin operasyonun sürekliliğini bozmadan bu dönüşümü gerçekleştirmek olduğunu aktaran Sertbulut, “Pek çok retrofit projesinde makinenin durması işletmeye maliyet yaratıyor. Bu nedenle biz projeleri genellikle kademeli olarak, mümkünse vardiya dışı saatlerde ya da minimum duruş süresiyle planlıyoruz.” diye anlatıyor.
Retrofit projelerinin başarıya ulaşması için sadece yeni donanımı entegre etmek yetmiyor; eski sistemle uyumlu çalışacak yeni yazılımlar, dokunmatik ekranlar, PLC kontrol mantığı, uzaktan izleme ve veri kaydı gibi unsurların da sisteme entegre edilmesi gerekiyor. Sertbulut, “Bu da bizden hem donanım hem yazılım hem de süreç danışmanlığı gibi çok yönlü bir uzmanlık ister.” diyor.
Tüm bu zorluklara rağmen, doğru şekilde yapılan bir retrofit projesinde, müşteriler yeni bir makineye kıyasla çok daha düşük maliyetle modern, verimli ve izlenebilir bir üretim ortamına kavuşuyor. Sertbulut, bu dönüşümün ekonomik getirisi kadar, çevresel sürdürülebilirlik açısından da çok önemli olduğunu vurguluyor.