Otomasyon, üretim süreçlerinden hizmet sektörüne kadar birçok alanda hızla yaygınlaşıyor. Bu teknolojik gelişim, verimlilik ve hız konusunda büyük avantajlar sağlarken, insan iş gücü üzerinde önemli etkiler yaratıyor. Özellikle tekrarlayan ve rutin işlerde otomasyonun devreye girmesi, iş gücünün bu alanlardan çekilmesine ve iş kayıplarına yol açabiliyor. Bununla birlikte, otomasyonun getirdiği bu dönüşüm, insanların daha yaratıcı, analitik ve katma değeri yüksek işlere yönelmesine de olanak tanıyor. Bu geçiş süreci, hem iş dünyası hem de çalışanlar açısından yeni yeteneklerin ve becerilerin kazanılmasını zorunlu kılıyor.
Ancak otomasyonun insan iş gücüne olan etkileri sadece iş kaybı ile sınırlı değil. Yeni teknolojilerin devreye girmesi, hem iş gücünün niteliğinde hem de iş yapma şekillerinde köklü değişikliklere yol açıyor. Dijital dönüşüm, yeni iş alanları yaratırken mevcut işlerin yeniden tanımlanmasını gerektiriyor. Özellikle mühendislik, veri analizi ve yapay zeka gibi alanlarda yeni yeteneklere olan talep artıyor. Dolayısıyla otomasyonun etkilerini yönetebilmek, hem işverenlerin hem de çalışanların yeni yetkinlikler kazanması ve sürekli öğrenme anlayışını benimsemesi ile mümkün hale geliyor.
"DİJİTALLEŞME VE OTOMASYON ESNEK ÜRETİMİ KOLAYLAŞTIRIYOR"
Mitsubishi Electric Türkiye Fabrika Otomasyon Sistemleri Satış Departman Müdürü Yiğit Küntan, otomasyonun iş gücü üzerindeki etkileri konusunda optimist tarafta olduğunu söyleyerek düşüncelerini şu sözlerle aktardı:
İş gücü potansiyeli dönüşmeli, yetkinlikler farklılaşmalı ve çeşitlenmeli.
"Tüketici davranışlarının hızla değiştiği günümüz dünyasında üreticiler, yaşanan bu değişime ayak uydurmak ve hızla yanıt vermek zorunda. Bu hız dünyasında dijitalleşme ve otomasyon, fabrikaların artan ihtiyaçlarına yönelik esnek üretim modellerini desteklemek için büyük bir kolaylaştırıcı görevi görüyor. Endüstriyel teknolojileri kapsayan otomasyon sistemleri ve dijital çözümler, üretimde yaşanabilecek tüm süreçleri önceden tespit edebilme yetkinliğine sahip. Ayrıca, hepimizin yakından takip ettiği üzere, artık gündemimizde yapay zekâ da var. Değişen ve dönüşen esnek üretim sistemlerine entegre edilen yapay zekâ, sektöre yön verecek güçlü bir etki yaratıyor. Otomasyon ve dijitalleşmeyi daha kolay, hızlı ve verimli hale getirecek optimum üretim şartları sağlıyor. Yapay zekâ ve veri analitiği üretim sektöründe sadece süreçleri iyileştirmekle kalmıyor, kalite sorunlarının temel nedenlerinin belirlenmesinde, şirketlerin verimlilik hedeflerine ulaşmalarında da önemli rol oynuyor. Her alanda hayatımızı dönüştüren yapay zekâ üretim sektörünü de yeniden şekillendiriyor. Tüm bu süreçlerin toplamında, iş gücü potansiyelinin de dönüşmesi, yetkinliklerinin farklılaşması ve çeşitlenmesi gereken bir durum ortaya çıkıyor."
"GEÇMİŞTE DE BENZER ENDİŞELER YAŞANDI"
İnsanlar, her yeni buluş ve teknolojik gelişmede benzer endişeleri yaşadı. Bugün dünyamız, bu gelişmeler sayesinde tarihinin ilk dönemlerinden daha rahat, konforlu ve iyi yaşayabilme imkanına sahip.
Otomasyonun artışıyla birlikte toplumda yaygınlaşan işsizlik algısını değerlendiren Küntan, dönüşüm kavramına vurgu yaparak şöyle konuştu:
"Teknoloji her gün gelişen ve dönüşen bir kavram. Teknolojinin nimetlerinden otomasyonun faydalanması da kaçınılmaz. Toplumun bir kesiminde işsizliğe yol açacak endişesinin olduğunu yadsıyamayız. İnsanlar, her yeni buluş ve teknolojik gelişmede benzer endişeleri yaşadı. Bugün dünyamız, bu gelişmeler sayesinde tarihinin ilk dönemlerinden daha rahat, konforlu ve iyi yaşayabilme imkanına sahip. Bu dönüşümü algılayarak çağın gereklerine uygun üretimin, eğitimin, metotların uygulanması, sorunları çözmeye ve bu endişelerin giderilmesine katkı sağlayacaktır."
"KRİTİK ÖNEME SAHİP"
Gelecekte, otomasyon ve yapay zekanın etkisiyle iş gücü piyasasında ihtiyaç duyulacak yasal düzenlemelere ilişkin de görüşlerini aktaran Küntan, sözlerini şöyle sonlandırdı:
"Otomasyon ve yapay zekanın iş gücü piyasasında yarattığı dönüşümün birçok yeni yasal düzenlemeyi beraberinde getireceğini düşünüyorum. Örneğin iş sağlığı ve güvenliği konusunda standartların güncellenerek çalışan güvenliğinin güçlendirilmesi bunların başında geliyor. Öte yandan, yapay zekâ sistemlerinin topladığı verilerin gizliliğini sağlamak için veri koruma yasaları da gözden geçirilmeli. Yine veri güvenliği kapsamında, otomasyon ve yapay zekâ sistemlerinin karar alma süreçlerinde şeffaflık sağlanması ve algoritmaların hesap verebilirliğinin artırılması gerekir. Bu tür yasal düzenlemeler, otomasyon ve yapay zekanın iş gücü piyasasında yaratacağı değişikliklere uyum sağlamak açısından kritik öneme sahip."