Akıllı fabrikaların, üretim ve yönetim katmanı arasındaki iletişim boşluğunu kapatmak üzere hareket ettiğini vurgulayan Qualist Genel Müdürü Gökay Turanlıoğlu;"Qualist Endüstri 4.0 ve Dijital Dönüşüm çözümlerimiz ile sahadan veriyi topluyor, merkezde analiz ve raporlama ile farkındalığa dönüştürüyor ve QualistGo Artırılmış Gerçeklik (Augmented Reality) çözümü ile sahaya taşıyoruz. Böylece verinin lisanı olma misyonumuzu gerçekleştiriyoruz" dedi. 

Qualist'in Genel Müdürü Gökay Turanlıoğlu; müşterilerine, farkındalığı artırarak pilot uygulamalar ile başlamalarını, kurumun bu kültürü edindikçe ve çalışma metodolojisine alıştıkça sonraki aşamada bunu tüm fabrikaya yaymanın daha doğru bir yaklaşım olacağını tavsiye ettiklerini söyledi. Gökay Turanlıoğlu sorularımızı şöyle yanıtladı.

Sizi tanımak istiyoruz öncelikle Gökay Bey? Qualist ile yollarınız nasıl kesişti? Qualist'in Endüstri 4.0 vizyonunu öğrenebilir miyiz?

Öncelikle bugüne kadar görev aldığım şirketlerin içerisinde hep değer yaratmak ve değerin nerede olduğunu araştırmak üzerine çalışmalarda bulundum.

Kariyerime ilk olarak New York Borsası’nda başladım. Orada şirkete dışarıdan bakıp trendleri takip ediyordum ancak içerideki rekabet de çok hoşuma gidiyordu. Şirketlerin evlenmesi ile nasıl daha büyük değerler yaratabileceklerini, 1+1’in nasıl 3 olacağını keşfetmeye odaklandım. 

Sonrasında, Esas Holding’de görev aldığım dönemlerde ise pek çok sektörde ve alanda oldukça değerli iş deneyimleri kazandım. Farklı sektörlerde tecrübe kazanmanın farklı bakış açılarını bir araya getirerek yeni çözümler bulmak konusunda yardımcı olduğunu düşünüyorum. Örneğin, Havacılıkta gördüğünüz bir uygulama acaba kuruyemiş sektöründe işe yarar mı? gibi sorular ile sektörlere de farklı bakış açıları getirme fırsatı yakalıyorsunuz. 

Soyak ile yollarımızın kesişmesi ise Cem Tüfekçi Bey ile güzel bir sosyal ortamda tanışmam ile başladı. Qualist’in kurucu ve CEO’su Cem Tüfekçi ile, Büyük Veri, Artırılmış Gerçeklik, Endüstri 4.0 ve Endüstriyel IoT yani nesneler arası ilişkileri sağlayan dünyaya odaklandık. Bu noktada da işlerimizin bir sonraki evresi ne olabilir şeklinde bakmaya çalıştık. Bunların içerisinde Qualist güzel bir fırsat oldu. Cem Bey, "Sanayinin öncü kurumlarından biri olarak sektörün ihtiyaçlarından, teknolojinin değişimi ve gelişiminden neden faydalanmıyorum?" sorusu ile yola çıkmış. Aslında Qualist Technology’nin hikayesi bir yerde teknoloji geliştirip yola çıkmaktansa, ihtiyaçlardan ve sahadaki gerçek problem noktalarından doğmuş. Kendimizi böyle konumlandırıyoruz. 

Dijital dönüşüm süreçlerinden Endüstri 4.0'a giden yolda çalışmalara nereden başlanmalı?  Nasıl devam edilmeli? Ne tür yatırımlar yapılmalı? 

Dijital dönüşüm çalışmalarını bir şirket kültürü haline getirmek için, bilinçli adımlar atıp buna ekipleri de dahil edip, sahada çalışan kişilerin farkındalığını artırarak ilerlemekte ciddi fayda görüyorum. Sürecin birinci aşaması otomasyon. Üretimin olduğu kurumlarda üretim proseslerine göre hangi aşamalarda hangi verilerin toplanabileceğini, hangi sensör altyapılarının olması gerektiğini, nasıl fayda yaratılabileceğini iyi planlamak gerekiyor. Otomasyon demek, "sahadan veriyi alabilirsin" demektir. 

Bir sonraki aşama ise, sahada oluşan verilerin toplanması, bir sistemde entegre edilerek analizlerin tamamlanması ve işletmelere gerekli raporların sağlanması. Bu aşamada bizler dijital dönüşüm yazılım ve çözümlerimiz ile işletmelerin iş ortağı olarak dönüşüm projelerinde değer yaratmalarına yardımcı oluyoruz., İşletmelerin bugünkü teknolojiye uygun, mobil dünyayı da gözeterek, artırılmış gerçeklik gibi unsurların bugün olmasa bile yarın hayatımıza gireceğini düşünerek ileriye bakan yatırımlar yapması gerekmektedir. İdealinde de Türk mühendisliği ile yazılmış bir çözüm yakalayabilirseniz çok daha güzel olur. 

Bridge ve GreenChimney yazılımlarınız Endüstri 4.0 odaklı üretime geçişte firmalara neler kazandıracak? 

Dünyada rekabet her geçen gün artarken kar marjları azalıyor. Talebin çok fazla olması kaynakları da iyi kullanmayı gerektiriyor. Dünya bu teknolojiye ve kaynak kullanımındaki verimliliğini artırmak üzere yazılıma ve dijitalleşmeye çok ciddi emek veriyor. 

Dünyada, fabrikaların dijitalleşmesi, üretim hatlarının veri ile takip edilerek veriye dayalı kararlar verilmesini sağlayacak teknolojilere yapılacak yatırımların 2023 yılında 20 milyar dolarlık Pazar oluşturacağı öngörülüyor. Dünya bu yöne giderken Türk sanayisinin de bu akımdan uzak kalmaması çok önemli. 

Büyüklüğü ne olursa olsun her üretim tesisi, üretiminin her aşamasını takip ederek kalite, maliyet ve etkinliğini ölçmek; bunların herhangi birini olumsuz etkileyebilecek olayları önceden haber alarak önleyici faaliyet almak ister.

Bir şirketi ele aldığımızda üretim sahası ve yönetim merkezi olarak iki birim görmekteyiz. Yönetim merkezinin yani karar verici yöneticilerin genel itibariyle sahadaki veriden haberdar olmaması ve aralarında iletişim kopukluğu olması mümkün. Bu noktada, Akıllı Fabrika, bu iletişim boşluğunu kapatmak üzere hareket ediyor, bizim uzmanlığımız da bu noktada devreye giriyor. Şirketin ticari vizyonu ile onu hayata geçiren üretim varlıkları arasındaki iletişimi sağlamak bizim görevimiz. 

Qualist teknolojileri ile sahadaki verinin toplanabilmesini, ERP, Excel gibi farklı sistemlerdeki veriler ile sahada oluşan verilerin entegre edilerek üretim sürecinin kontrol edilmesini ve gerçek zamanlı verilerle kararlar alınması sağlıyoruz. Veriye dayalı iş yapabilmek şirketlerin kaynaklarını daha akil biçimde yönetmelerini mümkün kılıyor. 

Örneklendirmek gerekirse; sektöründe öncü bir müşterimizde her gün bir mühendisin 6 saatini ayırarak hazırladığı günlük işletme raporlarını Bridge ürünümüzün kabiliyetlerini ortaya koyarak yarım saate hazırlanmasını sağladık. Türkiye’nin güçlü bir üreticisinin mühendisine günde 5 saat kazandırmış olduk. Eskiden sadece veri yaratmak için emek harcıyorken, artık yaratılan veriyi yorumlamak, aksiyona dönüştürülebilir bakış açısı ve eylem planına dönüştürme fırsatı yaratıyoruz. 

Dünyada kaynakları verimli kullanırken bir diğer yandan da çevreye duyarlı üretim yapmak büyük önem taşıyor. Tesisler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yayımladığı Sürekli Emisyon Ölçüm Sistemleri (SEÖS) Tebliği kapsamında, KGS3 doğrulama işlemini aylık olarak gerçekleştirmek durumundalar. Çevreye duyarlı sürdürülebilir üretim hedefiyle geliştirdiğimiz GreenChimney yazılımımız ile baca gazı emisyon değerlerini toplayarak online olarak takip edip Çevre Bakanlığı’na bildiriyoruz.  GreenChimney, veriye dayalı farkındalığı artmış bir işletme yaratmayı sağlıyor. Çözümümüz, anlık olarak işletme emisyon takip raporlarını çıkartabiliyor, direkt yönetmelik raporlarını elde edebiliyor. 

Bunlar hem iş kaybını önlüyor, hem de işletmenin proaktif biçimde çevreye duyarlılığını yönetmesini sağlıyor. 

Artırılmış gerçeklik çözüm ve uygulamalarınızı anlatır mısınız? 

Artırılmış Gerçeklik yazılımımız dijital dönüşüm ve teknoloji evriminin bir sonraki aşaması. İşletmeler sahada otomasyon ile veriyi yaratıyor, “Bridge ve MES 4.0” yazılımlarımız ile veriyi izlenebilir, takip edilir ve raporlanabilir hale getiriyorlar. Nihai hedef de bunları aksiyona dönüştürülebilir farkındalığa çevirmek. Yaratılan verinin de sahaya taşınması gerekiyor. Artırılmış gerçeklik tam bu noktada devreye giriyor ve fayda yaratıyor. Uygulama hem mobil cihazlarda hem de gözlüklerle veriyi sahaya indirmeye olanak sağlıyor. olarak sağlanabiliyor. Önemli olan fabrikadaki veri ile bunu örtüştürmek. Örneğin bir bakım mühendisi sahaya gittiğinde makinayla ilgili bir bakım eylemi gerçekleştirecekse, bu deneyimini gerçek veriye bağlayıp, “Remote Assist” ile merkezde bulunan bir uzmandan veya yönlendirici amirinden destek almasını sağlayarak sahada gördüğünü bakım veya aksiyon emrine çevirebilir. Böylece o andaki gereksinimlerin fotoğrafını çekip mesaj ekleyip bunları işletmesine bir sonraki iş aksiyonu olarak aktarabilmesini sağlayabilir. 

Bunlar verinin sahaya yansıması ve beraberinde işletmenin kırılma, bozulma ve sahadaki potansiyel olumsuz etkenleri düzeltme, daha akıllıca yönetme şansı veriyor. 

Endüstri 4.0 ve Dijital Dönüşüm çözümleri ile sahadan veriyi topluyor, merkezde analiz ve raporlama ile farkındalığa dönüştürüyor, QualistGo Artırılmış Gerçeklik (Augmented Reality) çözümü ile veriyi sahaya taşıyoruz. Veriyi konuşturma, verinin lisanı olma misyonumuzu gerçekleştiriyoruz. Müşterilerimizle birer partner olmayı hedefliyoruz. 

Türkiye bu yeni üretim anlayışına çok daha hızlı uyum sağlamak için neler yapmalı?

Girişimcilik ve yeni teknolojilerin geliştirilmesi adına çok ciddi bir ekosistem oluşmaya başladı. Özellikle startup’lar ve yeni girişimler, üniversitelerde yapılan çalışmalar, bizim farkındalığımızı çok artırdı. Bir yandan arkadan gelen ve dünya ile entegre genç mühendislerimiz, "Neden ABD'de ya da Japonya’da gördüğüm bir uygulama ülkemde yok" diyor. Bu potansiyeli bilinçli bir şekilde planlayıp kademelendirerek iyi uygulamak gerekiyor. Doğru şekilde uygulanmadığında verim kaybı çok fazla, boşuna bir yatırım yapma ihtimali de oldukça yüksek. Kendilerine “Farkındalığı artırarak pilot uygulamalar ile başlayın, kurumunuz bu kültürü edindikçe ve çalışma metodolojisine alıştıkça sonraki aşamada bunu tüm fabrikaya yayma daha doğru bir yaklaşım olacaktır” diyoruz.