Almanya merkezli Trovarit'in Genel Müdürü Muharrem Gezer, Endüstri 4.0 yolunda altı tane aşamanın tamamlanması gerektiğini söyleyerek, "Bunlardan ilk ikisi dijitalleşme noktasında, diğerleri görünürlük, izlenebilirlik, tahmin yeteneği ve otonom tepki. Maalesef ilk 2 aşama bazı şirketlerde var ancak sonraki aşamalarda halen belirsizlik hakim. Biz, bu belirsizliğin ne seviyede olduğunu ortaya çıkartarak yol haritası ile eylem adımlarını belirliyoruz" dedi. Muharrem Bey sorularımızı şöyle yanıtladı. 

Endüstri 4.0 tüm dünyanın hazırlandığı yeni üretim devrimi. Önde gelen bir marka olarak Endüstri 4.0 vizyonunuzu öğrenebilir miyiz? 

Almanya merkezli şirketimiz, 2000 yılında kurulmuş ve 2010 yılından itibaren Türkiye’de faaliyet gösteriyor. Avusturya, İsviçre, Hollanda ve Polonya’da da faaliyetlerimiz var. Bulunduğumuz ülkelerdeki yazılım pazarını analiz ediyor, oyuncuların ve bu oyuncuların ürünlerinin, bu ürünlerin teknik özelliklerinin analizlerini yapıp, sonrasında bu yazılımlara ihtiyacı olan firmaların ürünü doğru konumlandırmaları konusunda destek veriyoruz. Desteğin bir kısmı profesyonel danışmanlık hizmetleri şeklinde olurken, bir kısmı da IT- Matchmaker ismiyle uzun yıllardır başarısı kanıtlanmış, teknolojik bir platform ile sağlanıyor. Sektör bağımsız herhangi bir şirketin Endüstri 4.0 yolunda yapması gerekenlerle ilgili her seviyede çözümümüz var. Örneğin “Roadmap” adını verdiğimiz çalışma, mevcut durum analiziyle firmaların kısa, orta ve uzun vadedeki teknolojik altyapısının durumunu ortaya çıkartarak hangi durumlarda yapması gerektiğini raporluyor. 

“Audit” adını verdiğimiz çalışmada, özellikle yazılım altyapısı içerisinde bir memnuniyetsizlik varsa, bunun nedenleri üzerine çalışıyoruz. Bu, yazılımın doğru seçilip kurgulanmaması olabilir, alınan iç ya da dış destekteki eksiklikler olabilir, kaynağının belirlenerek verimsizliğin minimize edilmesi ile ilgili çalışmalarımız var. 

“Select” adını verdiğimiz ürün, iş yazılımı yatırımı yapacak firmaların doğru ürünü konumlandırmaları konusunda yaptığımız çalışmada “isterler” denilen RFQ, RFI, RFW seviyelerinde kriterler üzerinden firmanın ihtiyaçlarını belirliyoruz. Bu ihtiyaçlarla ilgili yerel ve yabancı pazarda sektörel çözümleri araştırıyoruz. Türkiye ve Avrupa’da hem sektörel hem de genel uygulamalarda ciddi bir veri tabanımız var. Buradaki uygun yazılım tedarikçilerini online tekliflendirme sürecine dahil ederek kısa liste oluşturuyoruz. Sonuçta elde edilen 3-4 tedarikçi ile POC çalışmalarıyla şirketin beklentilerinin nasıl karşılandığını detaylı biçimde analiz edip sözleşme yönetimi ile doğru ürünü almaları konusunda destek veriyoruz. 

Yazılım yatırımı yapmış şirketlerin çözümü uygulama konularında dış destek oluyoruz. QA kalite güvence yönetiminde dışarıdan bağımsız bir göz olarak projenin plan dahilinde denetlenmesi, risk yönetimi, üst yönetime dönemsel raporlar, bütçe gerçekleşme analizi gibi çalışmalar uyguluyoruz. 

2017 yılı ilk çeyreğinde yayınlanan “Industry 4.0 Navigator” ürünümüz; Almanya’da 2011 yılında Endüstri 4.0 standartlarını oluşturmak için kurulan Acatech ve yine şirketlerin Endüstri 4.0 olgunluk seviyelerini ölçen Industry 4.0 Maturity Center, operasyonel verimlilik alanında çalışan FRI Enstitü ile birlikte ortaklaşa bir ürün geliştirdik. Bu ürün ile olgunluk endeksi çalışmaları yapıyoruz. Bu çalışmada Acatech’in Dijitalleşme Yol Haritası’nda 6 adımdan iki tanesi dijitalleşme üzerine önce yoğunlaşıyor. Dijitalleşme, şirketin hangi seviyede kağıt ortamından uzaklaştığı anlamına geliyor. Farklı seviyelerdeki olgunluk endeksini ölçerek şirketin Endüstri 4.0 ve dijital dönüşüm alanında yapması gerekenleri raporluyoruz. 

Hangi kriterleri gerçekleştirmiş hangi altyapı çalışmalarını tamamlamış bir fabrika Endüstri 4.0 seviyesinde üretim yapıyor diyebiliriz? Nereden başlanmalı, ne tür modernizasyonlar ve yatırımlar yapılmalı? 

Şirketin dijitalleşme serüveninde bizim gözümüzde dört farklı boyut var. 

Bunlardan bir tanesi bilgi sistemleri altyapısı, ikincisi organizasyon seviyesi, üçüncüsü kaynak yapısı, dördüncüsü ise kültür.  Bu dört boyuttaki değerlendirmenin sonucu sağlıklı değilse ya da herhangi bir boyutta çok çok düşükse dijital dönüşümdeki aşamalar maalesef başarısızlıkla sonuçlanıyor. Diğer şirketlerden farkımız, biz uygulanabilirliğini ölçüyoruz. Her yerde dijital dönüşümde nasıl yol alınması gerektiğine dair birtakım veriler var. Bizim tecrübelerimiz, hazır olma durumunun çok önemli olduğunu gösteriyor. Arkasında, yönetim vizyonu, organizasyonel yapı, yetkinlikler, şirket kültürü, iletişim, yönetimde esneklik ve kullanılan IT altyapısı gibi çok farklı boyutlar var. Bunları çok çok farklı açılardan  değerlendiriyoruz. Konuyla ilgili üç boyutlu "Assessment" yapısının bir tanesi self-assesment, portal üzerinden birtakım sorularla ve anketlerle firmanın dijitalleşme seviyesini ölçüyoruz. Geçen yılın ikinci yarısında IT Profesyonelleri Derneği, Bitcom ile self-assesment, dijitalleşme seviyesi ölçüm çalışması yaptık. Firmalar, sorulara verilen cevaplara ilişkili olarak bir puan elde ediyor. Bu puanı peer grup analizi denilen, sektörel, şirket büyüklüğü ve ülke boyutlarında da değerlendirme şansımız oluyor. Fiziksel değerlendirme yani physical- assessment yapısında ise yine hazır soru setleri üzerinden firmalarda birebir görüşmeler yaparak, olgunluk seviyelerini ölçüyoruz. Bu olgunluk seviyelerinin ölçümü sırasında firmanın nerede olduğu ortaya çıkıyor. Dijitalleşme seviyesi nedir? Firma, makinanın tamamından veri toplayabilir ama ofisinde bir izin kağıdı kullanılıyorsa tam dijitalleşme demiyoruz. Yönetimdeki yetki ve sorumluluklar dağıtılmamış ve esnek bir yönetim ortaya konmamıştır ki bu da çok ciddi riskler oluşturur. Değerlendirmeleri bu aşamalardan geçerek yapıyoruz. 

Bize göre Endüstri 4.0 yolunda 6 tane aşama var. Bunlardan ilk ikisi dijitalleşme yani şirketin kağıtsız ortamda çalışması. 3. aşama; "Görünürlük", şirket içinde dolaşan bilginin veri olarak görüntülenmesi, 4. aşama "İzlenebilirlik" yani verinin anlamlandırılması, 5. aşama "Tahmin yeteneği", veriyi kullanarak tahminlerin yaratılması, 6. seviye ise "otonom tepki" sistemin kendi kendine öğrenmesi ve bir sonraki adımları tetiklemesi. Böyle bakıldığında şirketlerin mevcut durumunda, maalesef ilk 2 aşama eksik olsa da bazı şirketlerde var ancak sonraki aşamalarda halen belirsizlik hakim. Biz, bu belirsizliğin ne seviyede olduğunu ortaya çıkartarak yol haritası ile eylem adımlarını belirliyoruz.

Türkiye ve dünyada Endüstri 4.0 konseptine en yakın sektörler hangileri? 

Otomotiv ve metal işleme sektörü son yıllarda müşterisi olduğu ana sanayinin de zorlamaları ile dijitalleşmede ciddi adımlar attı. Örneğin; tasarım sürecinde ürün yaşam döngüsü, yani tasarımı yapılan ürünün yaşam süresi boyunca takibi, onunla ilgili bir problem olduğu zaman geriye doğru izlenebilirliğin sağlanması, gerektiğinde birtakım adımların atılması sağlanıyor. Otomotiv örneğinde; üretici benzin tankında problem olduğunda kaynağına ulaşabiliyor, bir emirle tüm benzin tanklarının değişimini yapabiliyor. Bu yönden otomotiv, Endüstri 4.0 yaklaşımına en yakın sektör. EDI sistemleri, elektronik arşiv ve faturalama gibi kullanımıyla birçok şirket tarafından son derece hayatlarını kolaylaştıran bir yapı ve otomotiv sektörün bu yapıya daha hazır. 

Otomotiv sektörünün yapması gereken bir sonraki seviye, içinde MES gibi uygulamalarının da yer aldığı Bilgi Sistemleri Altyapıları'nı iyileştirerek, işi dijital fabrikaya dönüştürmeleri, robot teknolojilerini geliştirmeleri ve sistemin kendi kendini yönetmesine (otonom tepki) kadar giden süreçleri oluşturmalarıdır. 

Otomotiv ve yan sanayi fabrikalarının seviyesini nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Diğer sektörlere göre daha iyiler. Ana sanayinin zorlamaları ile bu noktalara geldiler. Otomotiv yan sanayi, yetişmiş iş gücü açısından çok kaliteli. Gittiğimiz fabrikalarda gördüğümüz ortak proje geliştirme bilinci, yalın üretim stratejilerinin oluşturulması ve bilgi paylaşımı çok önemli. Otomotiv yan sanayi, bu tip büyük ana sanayilerin projelerini yönetebilmek için çok yetkin kaynakları barındırmak zorundaydı. Şu an bu kaynaklar çok değerli. PMO - Proje Yönetim Ofisleri'nin birçok otomotiv yan sanayi şirketinde açıldığını görüyoruz. Artan Ar-Ge merkezleri de sektör için çok sevindirici. 

Gelecekte hangi meslekler kaybolacak hangi yeni meslekler ortaya çıkacak? 

İstihdama nasıl etki edecek diye hep bir korku var. Bence kötü etki edecek, her ne kadar bazı uzmanlar ve sektör liderleri bu konunun çok önemsenmemesi gerektiğini söylese de yurtdışında yapılan çalışmalar, maalesef çok ciddi istihdam problemleri ortaya çıkaracağını gösteriyor. Bunun önüne geçebilmek için mesleki altyapı oluşturma çalışmalarına şimdiden başlanmalı. Geleceğin mesleklerine bakıp futurist yaklaşımla yola çıktığımızda; örneğin yapay organları, 3D printer ile evde yapıp satıcılara biz göndereceğiz, diyebiliriz. 

Önümüzdeki 5 yıl içinde en çok konuşulacak mesleklerden bir tanesi "Siber Güvenlik" olacak. "Dijital Çilingir", siber atak yediğinizde ya da sistem kilitlendiğinde müracaat edeceğiniz birim olacak. IoT'nin çok fazla kullanılıyor olması nedeniyle güvenliğin çok önemseneceğini düşünüyoruz. Yeni mezun ya da öğrenim hayatına başlayacak arkadaşların güvenlik konusuna adım atmalarını istiyorum.  "Dijital Çöpçü", oluşacak çok fazla bilginin derlenip temizlenmesi için gerekli olacak. Büyük Veri Analitiği  her zaman ön planda olacak. 

Bir de kodlama konusu var. Kod öğretmek çocuğun vizyonunu artırmak için çok iyi olabilir ancak çocuğu kodcu yapalım demek çok yanlış. 

Yakın zamanda daha çok, inovasyon kabiliyeti olan, çok fazla gözlemci, teknik kabiliyetlere sahip, yeni inovasyon için altyapıya hazırlanan mühendislere ihtiyaç olacak. 

Türkiye bu reforma çok daha hızlı uyum sağlamak için neler yapmalı? Resmi çalışmaları yakından inceleyebiliyor musunuz? 

Her ne kadar sonuçları pek tatmin etmese de yapılan her şeyi değerli buluyorum. Trovarit olarak Endüstri 4.0'a bakış açımız şu: Endüstri 4.0'ın hedef olarak standart bir tanımı yok.  Her türlü yatırımı yapıp fabrikayı bir köpek ve bir adama bıraktınız, şimdi Endüstri 4.0'ı tamamladım diyebileceğiniz bir yapı ya da düşünce de, standart bir yol haritası da yok. Türkiye'de ciddi bilinçlendirme çalışmaları var. Bilene danışmakta fayda var diye düşünüyorum. Biz üniversite desteğini çok önemsiyoruz. Bu işin kurallarını koyanlar da üniversitedeki bilgi birikiminden yola çıkıyor. Devletin birtakım çalışmalar yaptığını biliyorum ancak şu an servis sağlayıcı şirketlerin yetkinliklerinde bazı sıkıntılar var. 

İşin bir başka önemli kısmı da ulusal güvenlik. Sanal ortamda birbirine bağlı cihazlar yoluyla genişlemenin ülkelerin güvenlik politikaları ile ne kadar çeliştiği de kritik bir konu. Şirket olarak birtakım çalışmalar yapabilirsiniz, ancak güvenlik politikalarına gelindiğinde devletin kuralları netleştirmesi gerekiyor.