Tarım ve Orman Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü ve Orman Mühendisleri Odası'nın koordinasyonunda düzenlenen Orman ve Ekosistem Zirvesi ve Fuarı, 10-13 Kasım 2022 tarihleri arasında ATO Congresium Ankara’da gerçekleştirildi.

MADEN SAHALARININ REHABİLİTASYONU PANELİ DÜZENLENDİ

Etkinliğin son gününde, Türkiye Madenciler Derneği (TMD) tarafından "Maden Sahalarının Rehabilitasyonu" başlıklı bir panel gerçekleştirildi. Madencilikte iyi rehabilitasyon örneklerinin katılımcılara gösterildiği panelde, çevreye duyarlı madencilik örneklerine yer verildi. Panelin açılış konuşmasını yapan TMD Yönetim Kurulu Başkanı Ali Emiroğlu, madenciliğin tarihin en eski çalışma alanı olduğuna değinerek, “Madenler yaşamımızın ayrılmaz bir parçasıdırlar. Günlük hayatımızın her alanında varlar. Eğer madenler olmasaydı bugünkü modern yaşamımız da olmazdı. Diğer yandan sanayilerimizin hammaddesini oluşturan madenler, ülke ekonomimiz için de itici bir güç oluşturmaktadır. Madenlerin işletilmesine son verilirse, madenlerin hammadde olarak kullanıldığı sanayiler durur, hammaddeler ithal edilmek zorunda kalınır ve sanayicilerimiz uluslar arası arenada rekabet güçlerini kaybederler.” dedi.

EMİROĞLU: "MADENCİLİKTEN ÖNCE İNSAN VE ÇEVRE ANLAYIŞIYLA HAREKET EDİYORUZ"

Madencilerin önemli bir bölümünün ‘önce insan ve çevre, sonra madencilik’ anlayışıyla hareket ettiğini dile getiren Emiroğlu, “TMD olarak bu kapsamda 'Sorumlu Madencilik İnisiyatifi'ni başlattık. Madencilik faaliyetlerinin tümünün ‘sürdürülebilir ve sorumlu madencilik’ anlayışıyla, desteklediğimiz ‘insanı ve çevreyi önceleyen’ uygulamalar kapsamında gerçekleştirilerek toplum yararına sunulmasını önemsiyoruz ve çalışmalarımızı bu doğrultuda yürütüyoruz.” dedi.

Önümüzdeki dönemlerde yeşil dönüşüm için daha fazla madene ve özellikle de nadir toprak elementlerine ihtiyaç duyulacağını belirten Emiroğlu, “Bu durum da gelecekte madenlerin öneminin kat be kat artmasını sağlayacaktır. Madenler de bizim, çevre de bizim. Madenler ve çevre arasındaki dengeyi bularak, yeraltı zenginliklerimizi ülke ekonomisine kazandırmalıyız.” şeklinde konuştu. 

Demireller Madencilik - Demireller Madencilik 

YILMAZ: “MADENCİLİK ORMANLARIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ İÇİN ÖNEMLİ”

Türkiye Madenciler Derneği 2. Başkanı Mehmet Yılmaz da etkinlik kapsamında, ‘Maden Sahalarının Rehabilitasyonu’ başlıklı bir sunum yaptı.

Bugün Türkiye’nin bilinen maden varlığının yaklaşık 3,5 trilyon dolar değerinde olduğunu ve bu rakamın 275 milyar dolarının bugün için bilinen altın rezervi olduğunu belirten Yılmaz, madencilik faaliyetlerinin insan ve çevre odaklı yürütülmesinin önemini vurgulayarak, “Çalışan işçilerimizi sağ salim evlerine gönderemezsek, çevreyi doğal halinden daha iyi bir hale getiremezsek; istediğimiz kadar maden çıkaralım, bunun hiçbir anlamı olmayacaktır. Bugün sizlerle madencilikte iyi rehabilitasyon örneklerini paylaşacağım. İyi örneklerin sayısını artırıp görünür hale getirirsek, kötü örnekler kendilerinden utanır hale gelirler.” şeklinde konuştu.  

Madenciliğin ve ormanların iç içe olduğunu belirten Yılmaz, “Doğal gaz, petrol ve kömür çıkarılıp insanlığın kullanımına sunulmasaydı, herhalde bugün dünyada ağaç kalmamıştı. Çünkü bunların ikamesi ancak odun kullanımıyla mümkün olacaktı. Dolayısıyla biz madenciliğin, ormanların sürdürülebilirliği için önemli olduğunu bilmekteyiz.” dedi. 

TÜRKİYE'DEKİ MADENCİLİK FAALİYETLERİ VERİLER ÜZERİNDEN KONUŞULDU

Diğer yandan ülkenin dışa bağımlılıktan kurtarılması için ve hammadde ihtiyacının yerli kaynaklardan karşılanabilmesi için madenciliğin geliştirilmesinin bir zorunluluk olduğunun altını çizen Yılmaz, Türkiye’nin gerçekten çok büyük bir maden potansiyeli olduğunu dile getirerek şunları kaydetti: “Türkiye'nin yüz ölçümünün sadece binde 1’inde madencilik yapılmakta. Yani ülkemizin yüzölçümünü, diğer sektörlerle kıyaslanamayacak kadar az oranda kullanmaktayız. MAPEG’in verilerine bakarsak, orman alanlarının sadece binde 3’ünü madencilik amaçlı geçici olarak kullanmaktayız. 2022 yılı itibarıyla MAPEG’ten 14 bin 758 adet maden ruhsatı alınmıştır; bu ruhsatların 5 bini arama ruhsatı, yaklaşık 9 bini ise işletme ruhsatıdır. İşletme ruhsatı almak orada maden işletmesi yapıldığı anlamına da gelmez, ayriyeten işletme iznine de sahip olunması gerekiyor. Ancak o işletme iznini aldıktan sonra bölgede yerkabuğunu delmeye başlayabilirsiniz. Dolayısıyla 9 bin 727 işletme ruhsatından sadece 7 bin 490’ı işletme iznine sahipler ve işletme iznine sahip bu ruhsatların da sadece 6 bin 500’ünde fiili olarak madencilik faaliyeti yürütülmekte. Kısaca Türkiye’nin tamamının madenciliğe açıldığı ve her yanında madencilik yapıldığı iddiaları gerçeği yansıtmamaktadır.” 

Madenlerin oluşabilmesi için milyonlarca yıla ihtiyaç olduğunu ve madenin keşfedildiği o yerden çıkarılması gerektiğini söyleyen Yılmaz, “Madenleri bulunduğu yerden çıkardıktan sonra, o alanı ıslah ederek yeniden doğaya kazandırabiliyoruz. Bu kapsamda ülkemizde ve dünyada güzel örnekler olduğu gibi maalesef kötü örnekler de bulunuyor. Başarılı örneklere sahip çıkmalı, kötü örneklere ise her türlü yasal yaptırımın uygulanmasını sağlamalıyız.” dedi.  

Yeraltı Haber