Liona Mimarlık Kurucusu Mimar Zuhal Aslan, ST Endüstri Radyo’nun "Depreme Dayanıklı Binalar" programının konuğu oldu. 

Proje ve uygulama süreçlerine butik bir bakış açısıyla yaklaştıklarının altını çizen Liona Mimarlık Kurucusu Mimar Zuhal Aslan, “Şu anda da farklı ölçekte projelerimiz var. Bir yandan kişiye özel konut projeleri yapıyoruz. Özellikle iç mekân tasarım ve uygulamaları. Aynı zamanda gündemimizde, yaklaşık iki yıldır yürüttüğümüz, bizim için çok kıymetli bir fabrika projesi var. Bu fabrika projesinin mimari aşamalarından başlayarak hem dış kabuğunu hem de iç mekân tasarımlarını oluşturduk. Şimdi de uygulama projeleri ve uygulama danışmanlığı yapıyoruz. Sahada da aktif bir şekilde uygulama yapıyoruz.” dedi.

“ASLINDA HER MİMARİ PROJE MATEMATİKSEL BİR KURGU GİBİ”

"Bir Binanın Risk Taşımaması Binanın Temelinden Başlar" "Bir Binanın Risk Taşımaması Binanın Temelinden Başlar"

Mimar olarak bir projeyi, çok farklı bileşenin bir araya getirdiğini aynı zamanda da görsel bir zenginlik ifade eden bir çalışma alanı olduğunu düşündüğünü ifade eden Aslan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bu konuyu biraz açmak gerekirse, bizim çalıştığımız her projede, alt alta koyduğumuz birtakım olmazsa olmazlar var. Bir mimari proje, sanki bir matematiksel kurgu gibi aslında. Öncelikle proje dizayn ediliyor. Çünkü karşımızda bir yatırımcı işveren var ve onun yapısında ya da iç mekânlarında, ihtiyaç duyduğu temel konular var. Bir ihtiyaç listemiz var. Mimar olarak bu ihtiyaç listesine katkı sağlayacağını düşündüğümüz eklemelerimiz de tabii ki oluyor. Bunun yanı sıra malzeme kararları, yönetmelikler, şartnameler, detaylar gibi detaylar bütünün birer parçaları. Bu bütünü bir arada kurgularken, günün sonunda ona nitelikli bir görsel dokunuş da yapabiliyorsanız eğer bence o zaman gerçekten başarılı bir projeye imza atmışsınız denebilir. Aslında her projede küçük ya da büyük hiç fark etmiyor, aynı prensipleri ve aynı yolu izliyoruz.”

“HER PROJE BİZİM İÇİN YENİ BİR KEŞİF”

Her projenin yeni bir keşif alanı olduğunu kaydeden Aslan, “Biz sonuçta o projeyle birlikte mekânları insanlar için tasarlıyoruz. Öncelikle o mekânın kullanıcıları kimler, bizden neler bekliyorlar, kullanıcıları tanımayı hedefliyoruz. Aynı zamanda güncel yaklaşımları takip ediyoruz, onları projelerimize adapte etmeye çalışıyoruz. Geçmiş bilgi ve deneyimlerimizi, benzer şekilde projelere aktarmaya çalışıyoruz ve bunun sonucunda büyük bir kurgu oluşturmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla çok heyecanlı ve çok keyifli.” diye konuştu.

“BİZ MİMARLAR PROJE AŞAMASINDA PROJE KOORDİNATÖRÜ GİBİ ÇALIŞIYORUZ”

Bir yapıyı tasarlarken, öncelikle zemine dair birtakım zemin etüt raporlarının, yani zeminin değerlerinin hazır bir şekilde bulunduğunu söyleyen Mimar Zuhal Aslan, sözlerine şöyle devam etti:

“Biz mimarlar, aslında proje aşamasında bir proje koordinatörü gibi çalışıyoruz. Kendi yaptığımız tasarımı, diğer disiplinlerin tasarım projeleriyle de örtüştürüp bitmiş bir uygulama projesi haline getirmeye çalışıyoruz. Tam da o esnada statik projecilerle beraber çalışmak, onların görüşünü almak ve doğru zemine doğru proje yapılmasını takip etmek çok önemli. Statik projecilere de aslında çok görev düşüyor. Çünkü şu anda projecilerin kullandığı güncel çok fazla statik programlar var. Bazen kolonun içindeki demir miktarının fazlalığı, yani emniyetli tarafta kalmak da çok doğru olmuyor. Bu durumla zaman zaman karşılaşıyoruz. Kolonun içindeki ya da kirişin içindeki demirin adedi, miktarı, onun arasından geçebilecek beton için gerekli boşlukların bırakılabilmesi de çok değerli. Deneyimli, işinin ehli kişilerle bu problem aşılabilir.”

"BAKIŞ AÇIMIZI GELİŞTİRMELİYİZ"

Depreme dayanıklı yapıların önemine dikkat çeken Aslan, deprem konusunun en hassas konulardan biri olduğunun altını çizerek sözlerini şöyle tamamladı:

“Bence; her deprem sonrasında, uzmanların günlerce televizyonda yaptığı yayınlarla aslında herkesin az da olsa depremle ilgili bir fikri, bilgisi, görüşü ya da yaşanmış bir deneyimi var. Umarım bir daha yaşamayız ama İstanbul depreminin de kapımızda olduğunu da biliyoruz. Yaptığımız her proje için biz mimarların teknik kişiler olarak sorumlulukları büyük. Bu anlamda da hepimizin bakış açımızı, vizyonumuzu, eğitimimizi geliştirmemiz gerektiğini düşünüyorum.”

Editör: Merve Kaya