FOTO: İKSD Başkanı Yiğit YAKAR

Editör: Merve KAYA 

NEOM NEDİR?

NEOM, ismini Yunanca'da "yeni" anlamına gelen "Neo" ve Arapça'da "gelecek" anlamına gelen "müstakbel" kelimelerinin birleşiminden alıyor. Suudi Arabistan'ın Veliaht Prensi Muhammed bin Salman'ın liderliğinde hayata geçirilecek olan bu proje, ülkenin gelir kaynaklarını çeşitlendirmeyi hedefleyen 2030 vizyonunun temel taşlarından birini oluşturuyor. Kızıldeniz sahilinde, Ürdün ve Mısır sınırlarına yakın, 26 bin 500 kilometrekarelik geniş bir alanda yükselen NEOM projesi, sadece mimari anlamda değil, aynı zamanda ekonomik, sosyal ve çevresel yönden de büyük bir dönüşümü ifade ediyor.

İKSD hakkında bilgi verebilir misiniz? Faaliyet amacınız nedir?

İskele Kalıp Sanayicileri Derneği (İKSD), 2017 yılında Türkiye’nin önde gelen yerli ve yabancı menşeli İskele, Kalıp ve ilgili ekipman tedarikçilerinin kurduğu sektörel bir dernektir. Bugün itibarı ile 36 üyemiz bulunmaktadır. Üyelerimiz gerek ulusal gerekse uluslararası piyasalarda önemli projelere imza atmaktadırlar. İKSD Üyeleri başta Rusya, ABD, Fransa, İtalya, Kazakistan, Hindistan, Irak, İran, Malezya, Cezayir, Katar, Kuveyt, Suudi Arabistan olmak üzere dünyanın dört bir yanına ihracat yapmaktadır. Dernek bünyesi içinde olan firmalarımız konut, baraj, köprü, endüstriyel tesis, havaalanı, hastane, yol, metro gibi yapılarda satış ve/veya kiralama hizmeti vermektedirler. Fakat satış ve kiralama hizmetinin altında çok önemli bir mühendislik hizmeti yatmaktadır. Firmalarımız tedarik ettikleri sistemlerin nasıl kullanılacağı, ne kadar yük taşıdığı, kurum aşamaları, uygulama projeleri gibi konularda, kullanıcılara bilgi vermekte, hesap raporları hazırlanmakta, sunumlar yapmaktadırlar.

Hatırlayacaksınız 2017 Mayıs ayının ortalarında o günkü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Bakanlık olarak hedeflerinin “0 İş Kazası” olduğunu belirten bir açıklama yaptı. İş kazalarının, özellikle de ölümcül iş kazalarının çok yüksek olduğu inşaat sektöründe bu hedef biz sektör paydaşlarını çok mutlu etti. Aynı dönemde AB Uyum Yasa Paketleri çerçevesinde AB standartlarına ülkemizin uyum sağlaması hedeflenmişti. Bu çerçevede TSE birçok Avrupa’da geçerli olan bizim sektörümüzü ilgilendiren normları kabul etti. TSE bu normları Türkçe’ye çevirip yayınladı ve sektöre tedarik yapan bizim gibi firmalara bu normlara uyumlu ürünler üretmemizin zorunlu olduğunu ilan etti. Bizler de bu doğrultuda üretim yöntemlerimizi değiştirdik, hesaplar yapıp, TSE’ye bu hesap raporlarını ilettik, yine istenen testleri onların işaret ettiği kuruluşlarda yaptırdık ve sonunda TSE’den bu ürünlerle ilgili sertifikalarımızı aldık. Derneğimizin de kuruluşu aslında bu zamana denk gelmektedir. “Bir elin nesi var, iki elin sesi var” anlayışı ile bu “0 İş Kazası” yolculuğunda İskele ve Kalıp tedarikçileri olarak birleştik ve bu yolculuktaki aksaklıkları gerekli mercilere, kamu kuruluşlarına bildirmek amacı ile dernek oluşturduk.

İKSD olarak faaliyet amacınız nedir?

Tabi ki dernek kuruluşunda muhtelif amaçlar hedefleniyor. Bu amaçlara yeni amaçlar ekleniyor, ama en önemli faaliyet amacınız nedir diye sorarsanız, cevabımız “İş kazalarının önlenmesinde aktif rol almak” olacaktır. Sanırım bu sadece derneğimizin değil tüm paydaşlarımızın ve de en mühimi ilgili kamu organlarının öncelikli amacı olmalıdır diye düşünüyorum.

Diğer amaçlarımızı ise şu şekilde sıralayabiliriz:

Sektörel sorunlara çözümler üretmek adına ilgili paydaşlar arasında koordinasyonu sağlamak.

Bakanlıklar, TSE, Oda ve Borsalar, İhracatçı Birlikleri, Üniversiteler ve Uluslararası kuruluşlarla beraber çalışarak sektör ile ilgili hukuki, ekonomik ve teknik konularda mevzuatın gelişmesine katkıda bulunmak.

Mesleki standartlar ve iş etiğini geliştirmek, eğitimler vermek.

Sektörle ilgili konularda kamuoyunun bilinç ve bilgi düzeyini yükseltmek.

Uluslararası pazarlardaki rekabet gücümüzün ve ihracatımızın arttırılması yönünde çalışmalar yapmak.

İskele ve Kalıp sektörü ne gibi sorunlar yaşıyor? Bu sorunların çözüm yolları nedir?

İKSD olarak TSE’nin uyulması zorunlu olduğunu ilan ettiği normlara çok önem veriyoruz. Tüm üyelerimizden de beklentimiz bu normlara sahip çıkılması ve yaygınlaşması için çaba sarf edilmesidir. Zaten bu normlar “0 İş Kazası” hedefinde de kilit rol oynayan unsurlardır. Bu noktada yaşadığımız sıkıntı İskele Kalıp sektöründeki bazı üreticilerin bu normlara yeteri kadar riayet etmemesi ve daha düşük kalitedeki ürünleri piyasaya sürmesidir. Bu tür ürünler talihsiz kazalara sebebiyet vermekte ve sektörün imajına gölge düşürmektedir. Aynı zamanda haksız rekabete neden olmaktadır. Burada görev bence ilgili kamu kuruluşlarına düşmektedir. Derneğimizin içerisinde yabancı menşeli firmalar olduğunu belirtmiştim. Bu firmalardan yurt dışında denetimin nasıl yapıldığı hakkında bilgi topladık. Bu bilgileri yetkililerle paylaştık, paylaşmaya devam edeceğiz. Aslında 2017 yılındaki bize denetimin nasıl yapılacağı hakkında bilgilendirmeler yapılmıştı. Bir yazılım yapılacak ve her şantiyenin bu yazılıma giriş yapması sağlanacaktı. Yazılıma giriş yapılacak konulardan biri kullanılan kalıp ve iskele olacaktı. Giriş yapılacak bilgiler arasında malzemelerin hangi firmadan alındığı, TSE’den alınmış bir sertifikası var mı, bu projeye özel bir yük hesabı yapılmış mı, uygulama projeleri gibi birçok kritik detay olacaktı. Bu bilgilerin yazılıma girilmesi ile birlikte satın alındığı söylenen firmanın adresine tüm bu detaylar düşecek ve bizler de bilgilerin doğruluğunu kontrol edebilecektik. Böyle bir yazılım aynı zamanda belge sahtekarlığının önüne geçecektir. 2017 yılında bizleri heyecanlandıran bu proje umarım hayata geçer ve “0 İş Kazası” hedefinde önemli bir kilometre taşı olur.      

Bu yıl sektörün gelişimi için hangi projelere odaklanacaksınız?

Daha önce bahsettiğim gibi derneğimiz bünyesinde birçok firma Avrupa Birliğine ihracat yapmaktadır. Biliyorsunuz şu an Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde gerçekleşmekte olan ekonomik dönüşüm süreci içerisindeyiz. 1 Ekim 2023 itibariyle yürürlüğe giren düzenlemelerle birlikte bizim de içinde olduğumuz sektöre uyması gereken yeni kurallar belirlendi. 1 Ocak 2026 tarihine kadar olan geçiş döneminde, AB’ye ihraç ettiğimiz ürünlerimizin üretimi aşamasında salınan karbon emisyonları ile üretim süreçlerinde kullanılan elektriğin üretiminden kaynaklı emisyonların raporlamasını yapmamız gerekmektedir. 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren de gömülü emisyonlar için belirlenen limitler üzerinde kalmamız halinde ödenmesi gereken karbon ücreti çıkarılacak ki bu da bizim AB’ye satış yapmamızın önünde engel teşkil edebilecektir. Dernek olarak Yeşil Mutabakat, Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) hakkında üyelerimizle bilgi alışverişinde bulunmak, ilgili birimlerle dernek üyelerimizi buluşturmak bu seneki öncelikli projemiz. SKDM’nın bize engel teşkil etmesi yerine, bize yeni ufuklar, yeni fırsatlar yaratan bir unsur olmasına çalışacağız.

Dernek üyelerimizin çoğu İstanbul Demir ve Demir dışı Metaller İhracatçılar Birliği (İDDMİB) üyesidir. Bu yıl İDDMİB önderliğinde bizim dernek üyelerimize yönelik biri Türkiye’de biri yurtdışında toplamda iki adet B2B organizasyonu düzenlenmesine uğraşacağız. Dernek üyelerimizle yabancı satın alımcılarını bir araya getirerek, ihracatımızın artmasına ön ayak olmaya çalışacağız. 

Üyeleriniz ihracat ve ithalat anlamında neler yapıyor?

Ben bu sorunun sadece ihracat kısmına cevap vermek istiyorum. Dernek amaçlarımızdan birinin ihracatımızın artırılması olduğunu söylemiştim. İhracatımızın artması ile ekonomimize pozitif destek sağlamış olacağımızın bilincindeyiz.

Derneğimiz geçen sene ICA Fuarcılık ile 46’ıncı Yapı Turkeybuild fuarında İskele Kalıp sektör paydaşları için bir hol açılması konusunda anlaşma imzaladı. 17 – 20 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen fuara derneğimizden 20 firma katıldı. Bu stratejik iş birliği anlaşması fuar tarihinde ilk defa bizim derneğimizle yapıldı. Hem sektöre ve üyelerimize hem de örnek iş birliği olarak Yapı Turkeybuild fuarının gelişimine katkı sağlamasını temenni ediyoruz. Oldukça yoğun geçen fuarda firmalarımız hem Türkiye’den gelen hem de Yurt dışından gelen firma yetkilileri ile görüştüler. Dernek olarak fuar katılımcısı olan üyelerimizle görüşüp, onların değerli fikirlerini derleyip, ödevlerimizi belirleyeceğiz.

“TÜRKİYE’NİN YAPAY ZEKÂYA ADAPTE OLMASI LAZIM” “TÜRKİYE’NİN YAPAY ZEKÂYA ADAPTE OLMASI LAZIM”

Dernek üyelerimizin bazılarının yurtdışında ofisleri, depoları zaten var. Bazıları fuardan fuara koşturarak Türkiye’nin elçileri olmakta ve ihracatımızı artırmak için birbirleriyle yarışmaktadır. Üyelerimizin bu gayreti sayesinde dünyanın dört bir yanına ihracat yapmaktadırlar ve her gün pazarlarını artıracaklarına inancımız tamdır.

Yapay zekâ her sektörde kendini göstermeyi başardı. İskele Kalıp sektöründe yapay zekâ ne durumda? Teknoloji sektörde nasıl ilerliyor?

Son yıllarda dijitalleşme rüzgârı bizim sektörümüzü de etkisi altına almaya başladı. Dijitalleşmeyi veri toplamak ve toplanan bu veriyi yapay zekâ ile işlemek olarak özetleyebiliriz. Bugün için şantiyelerde birçok veri toplanmaktadır. Betonun kalıp içindeki sıcaklığının zaman içerisindeki değişimini, beton basıncının zaman içerisindeki değişimini örnek olarak verebiliriz. Bu veriler ile yapay zekayı kullanarak betonun prizini ne zaman alacağı hesaplanabilmekte ve kalıp söküm zamanı net olarak belirlene bilmektedir, dolayısıyla verimlilik artışı sağlanabilmekte, inşaat süresi kısalmaktadır. Ayrıca betonun priz alma süresinde sıcaklığının dramatik değişmesi halinde betonun çatlamasına, mukavemetinin azalmasına neden olacağını biliyoruz. Bu tür bir sıcaklık değişimi yine yapay zekâ sayesinde fark edilip, cep telefonlarımıza iletilebilmekte ve gerekli önlemin alınması sağlanmaktadır. Böylelikle daha sonra oluşacak belki telafisi mümkün olmayacak bir kusur basit bir işlemle önlenebilmektedir.

Sanal gerçeklilik ve artırılmış gerçeklilik de şantiyelerde kullanılmaya başlandı. Bizlerde teknolojinin bu nimetlerinden yararlanmak için yarış içerisindeyiz. Kullanıcılar bu sayede uygulama projelerinin üç boyutlu görüntülerini ellerindeki tabletlerde inceleme fırsatını buluyorlar. Veya proje müellifine artırılmış gerçeklilik gözlükleri sayesinde önermiş olduğumuz kalıp ve iskeleleri zihninizde canlandırmanıza gerek yok, buyurun proje içinde dolaşın, sadece dokunamazsınız diyoruz. Dolayısıyla proje müellifi ne önerdiğimizi ne taahhüt ettiğimizi zihninde soru işareti olmaksızın deneyimleyebilmektedir.   

BIM (Bina Bilgi Modellemesi) , dron kullanımı, otomatik kalıplama, robot kullanımı yine bizlerin yararlandığı teknolojik yenilikler.

İnşaat sektörü için 2024 öngörülerinizi paylaşabilir misiniz?

Ukrayna-Rusya savaşı, İsrail-Filistin çatışması ve dünya genelindeki ekonomik durgunluk 2024 yılı için çok büyük hedefler koymamızı zorlaştırıyor. Türkiye’de İskele Kalıp sektörü olarak kiralama hizmetinin artmaya devam edeceğini düşünmekteyim. Bildiğiniz gibi inşaat firmalarımız yurt dışında son derece aktifler ve büyük projelere imza atıyorlar. Uzun yıllar yurt dışında iş alan inşaat firmalarımız ihtiyaç duydukları kalıpları ve iskeleleri Türkiye’den tedarik edip, yurtdışına götürmekteydiler, fakat son zamanlarda durum bir miktar değişti. İnşaat firmalarımız bulundukları ülkelerdeki iskele kalıp üreticilerinden kiralama yapmaya başladılar. Bu değişim aslında bizleri yurtdışında ofisler açmaya hem Türk inşaat firmalarına hem de o ülkede iş yapan diğer firmalara kiralama yapmaya yönlendirmektedir. Ekonomik zorluklar bu olguyu bir miktar erteleyebilir ama durduramayacaktır görüşündeyim. Suudi Arabistan’ın ütopik projesi “Neom” bizler için sadece 2024 yılı için değil, önümüzdeki birkaç yıl için hedef proje olacaktır. Temennim hem Türk inşaat firmaları hem de biz kalıp iskele tedarikçileri “Neom” projesini domine ederiz.    

Son olarak eklemek istediklerinizi bizlerle paylaşabilir misiniz?

Sadece bizim üretmemiz değil, şantiyelerde de sertifikalı ürünlerin kullanılması çok önemli. Bunun için denetim yapılması şart, bu konuda yetkili kuruluşlardan gerekli duyarlığı daha fazla göstermelerini bekliyoruz. 2024 yılının tüm paydaşlarımıza hedeflerine ulaştığı bir yıl olmasını temenni ederim.