DOĞRU ISI YALITIMIYLA YAZIN EVİNİZİ VE CEBİNİZİ SERİN TUTUN DOĞRU ISI YALITIMIYLA YAZIN EVİNİZİ VE CEBİNİZİ SERİN TUTUN

Enerji verimliliğini kısaca, binalarda yaşam standardı ve hizmet kalitesini, sanayi ve endüstriyel işletmelerde ise üretim kalitesinin ve miktarının düşüşüne yol açmadan, birim hizmet veya ürün miktarı başına enerji tüketiminin azaltılması olarak tanımlayabiliriz. Her sene Ocak ayının 2. haftası enerji verimliliğinin önemi vurgulanır ve birçok etkinlik düzenlenip kamuoyunun dikkatine sunulur. Bu işe ciddi anlamda gönül veren, mesai harcayan, kendi özel vaktinden feragat edip bu hafta için canla başla çalışan, proje üreten, halkın bilinçlenmesi için eğitim kılavuzu, broşür, video, röportajlar hazırlayıp enerji verimliliği bilincinin oturması adına çaba gösteren birçok insan tanıyorum. Hepsine de buradan selamlar, sevgiler… Emeğinize sağlık. Sosyal bilincin artması için gönüllükle yapılan bu işler elbet bir gün karşılığını alacaktır. Ancak kavrayamadığım nokta şu; doğalgaz ve elektrik faturalarına ya da benzin birim fiyatlarına bu kadar tepki gösteriyoruz fakat çözümünü sorgulamaya gelince konuyu ele almakta bir o kadar da hantal kalıyoruz. Enerji Verimliliği Haftası’na bunca insan emek veriyor, bir şeyler anlatmaya çalışıyor… Sokaktaki vatandaşın ne kadar umurunda? Hepimiz biliyoruz ki ülke olarak enerji maliyetimiz çok yüksek. Evet, enerjide dışa bağımlı bir ülkeyiz ve cari açık sebebimiz de büyük ölçüde buradan kaynaklanıyor. Ülke ekonomisini etkileyen enerji maliyeti makro ölçekli, ev ekonomisini de etkileyen yine enerji maliyeti mikro ölçekli…



Peki, enerji maliyeti nasıl ucuzlar? Enerji maliyetlerimizi nasıl düşürebiliriz? Fosil yakıtlarla, katı yakıtlarla, karbon salınımı yüksek, emisyon oranı yüksek enerji kaynakları ile bu işin yürümeyeceğini bilmemiz gerekir. Karbon salınımı oranının yükselmesine sebep olan hem kısıtlı hem de kirletici enerji kaynakları artık ucuzlasa da hatta bedava bile olsa tercih edemeyeceğimiz bir jeolojik döneme girdi dünyamız, bilmiyorum ne kadar farkındayız! Dönem an itibari ile küresel ısınma ya da değil iklim değişikliği değil artık. Küre ısındı, iklim değişti ve eskiye dönmesi de mümkün değil. 
Sanayi devriminden bugüne kadarki dönemi incelersek, karbon salınımın en yüksek olduğu ve insanoğlunun evrene en çok zarar verdiği bir dönemdeyiz. Tüketim çılgınlığına yetişmeye çalışan sanayii ve beraberinde plastiğin, betonun, alüminyumun her yerde yaygınlaşması ile oluşan çevre kirliliği… Bunca olaya karşılık Dünyamızda artık tepki veriyor tabi. Biyo çeşitliliğimiz azalıyor, tarımsal alanlarda verimsizlik, mevsimlerde değişiklik ve kuraklık, buzulların erimesi ile beraber bir sonraki etap ise coğrafi değişiklikler hatta coğrafi değişiklikler sebebi ile yaşanacak göçler.
En başta da ifade ettiğim üzere enerji verimliliği; yaşam standartı ve hizmet kalitesini değiştirmeden, enerji tüketimin azaltılmasıdır. Enerji kaynaklarının hızla tükenmesini engellemek amacıyla her alanda tasarruf yapılması gerekiyor. Binalarda ise bu enerji korunumu, yasal açıdan Bina Enerji Performansı Yönetmelikleri ile sağlanıyor. Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon bina hedefi kapsamında hazırlanan ‘Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’ 1 Ocak 2023'ten itibaren yürürlüğe girdi. Buna göre, bir parseldeki toplam inşaat alanı 5 bin metrekareden büyük olan tüm binalar enerji performans sınıfı en az “B” olacak şekilde inşa edilecek. Ayrıca bu binaların, kullandığı enerjinin en az yüzde 5'ini güneş enerjisi paneli, rüzgâr enerjisi, ısı pompası gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılaması zorunlu oldu. Bu yapıların halen “C” olan asgari enerji performansının “B”ye çıkarılması ile ısı yalıtımında kullanılan yalıtım malzemesi kalınlıklarında da en az 2 santimetre artış olacak. Bu kapsamda asgari ısı yalıtım malzemesi kalınlıkları İstanbul'da 5 santimetreden 7-8 santimetreye, Ankara'da ise 6 santimetreden 8-9 santimetreye çıktı. Ayrıca pencerelerin ısı yalıtım değerleri de iyileştirildi. Bu sayede binaların, ısıl konfor şartları bozulmadan ortalama yüzde 25 daha az enerji tüketmeleri sağlanacak.


Ayrıca binalarda enerji verimliliği uygulamalarının yaygınlaştırılması gerekmektedir. Isınan havanın yukarıya çıkma prensibine dayalı olarak kışın ısıtılan iç havanın muhafazasını sağlamak çatının yalıtım özelliklerine bağlıdır. Bu sebeple en iyi şartlarla yalıtılmış bir çatı ısıtma yükünü hafifleterek enerji kaybını azaltmaktadır. Pencere ve kapıların ortam havasını sızdırmaması önemlidir. Bu yüzden günümüzde çift cam ve ısıcam kullanımı yaygınlaştırılarak ısı kayıpları azaltılmaktadır. Mekanik sistemlerin uygulanacağı projeye uygunluğu da dikkate alınmalıdır. Örneğin standart kombi yerine yoğuşmalı kombi kullanımının tercih edilmesi ısıtmada kullanılan yakıt tüketimini azaltarak ısıtma ihtiyacında sarf edilen enerjiyi azaltmaktadır. Ya da merkezi ısıtma sistemlerinde kullanılan yakıtın kömür yerine doğalgaz olarak seçilmesi, güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, termal enerji gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının arttırılması enerji verimliliğini arttırmaya yönelik çalışmalar arasında bulunmaktadır. Ayrıca ısıtma sistemlerinde kullanılacak radyatör seçimi uygun olmalı ve düzenli olarak bakımları yaptırılmalıdır. Havalandırma ihtiyacının doğal havalandırma ile karşılanması tercih edilmelidir. Basınçlı hava sistemlerinde ise cihazların boşta çalışma süreleri azaltılmalı, hava kalitesi uygun şartlarda tutulmalı ve periyodik olarak kaçak kontrolleri yapılmalıdır. Soğutma için kullanılan cihazların gereğinden fazla kullanımı azaltılmalı ve dış ortam sıcaklığı 30 ℃ altında iken kullanılmalıdır. Kullanımı sırasındaki uygun olan ortalama sıcaklık değeri ise 24 ℃ olarak sabit tutulmalıdır. Evlerde kullanılan teknolojik aletlerin A enerji sınıfına sahip olanları tercih edilip, kullanım süreleri dışında enerji harcamamalarına dikkat edilmelidir. Bunların dışında binalarda aydınlatma ihtiyacını en az tüketimle karşılamak için uygun tasarruflu aydınlatma sistemleri seçilmelidir. Binaların mimari tasarımının enerji verimliliği standartlarına uygunluğu da önemli veriler arasındadır. Binanın güneşi gün boyu görme süresi ve açısı bu konuda dikkat edilecek hususlar arasındadır.


​​​​​
Enerji verimliliğimizi arttırmak ve karbon salınımımızı düşürüp yeşil enerji sistemlerine yönelik çalışmalar yapmamız gerekiyor. Enerji verimliliği haftası deyip de geçmemek gerek, sürdürülebilirlik açsından zararın neresinden dönersek kârdır. Toplumsal bilinç arttıkça işimiz daha da kolaylaşır. Yenilenebilir enerji kaynaklarından maksimum seviyede nasıl faydalanabiliriz, yediden yetmişe ülkemizdeki her kişide bu kavramın oluşması gerekiyor. Rüzgâr Enerji Sistemleri (RES), Güneş Enerjisi Sistemleri (GES), jeotermal enerji gibi birçok yenilebilir yeşil enerji temiz enerji sistemlerine ulaşılabilirlik konusunda ülkemiz cidden şanslı bir coğrafi konuma sahip. Sanayimiz, bilgi birikimimiz de uygulama için başarılı. Mesela mütevazı her bütçeye uygun çatı üstü GES’i için işinin uzmanı ekiplerce çalışılırsa verimlilik elde edilebilir, gerekli devlet teşvikleri ile de yaygınlaştırılabilir, böylece konutlarımızdaki enerji verimliliği artar, faturalar hafifler, karbon salınımımız da düşer. Yenilenebilir enerjiyi, yeşil enerjiyi hayatımıza süratle daha fazla entegre etmemiz gerekir.