Simge Fıstıkoğlu’nun youtube’daki canlı yayınına konuk olan Meteoroloji ve Afet Yönetimi Profesörü Mikdat Kadıoğlu, Marmara depreminde, bugün yaşanan yıkımın 3 katının yaşanacağını söyledi. Şu anda yaşanan durumu "Testi kırıldı maalesef" sözüyle özetleyen Kadıoğlu, özetle şunları söyledi: "Testi kırıldıktan sonra yapacak fazla bir şey yok. Ama mecburen can havliyle devlet, vatandaş, herkes yardıma koşmuş durumda. Ama tabii şu anda tespit edilen yaklaşık 12 bin binadan söz ediliyor. Bu rakam 20 bine de çıkabilir. Normalde bir enkazın başına 3 vardiya şeklinde çalışacak 30'ar kişilik bir ekip lazım. Bunu böyle hesaplarsak milyonlara yaklaşan bir arama kurtarma ekibine ihtiyaç var. Bu kadar arama kurtarma ekibini hiçbir yerde bulamazsınız, böyle bir şey yok. 

GYF'LERE TALEP REKOR SEVİYEDE GYF'LERE TALEP REKOR SEVİYEDE

"AFET YÖNETİMİ BU DEĞİL!"

Problem; riskin bu kadar büyümemesini sağlamaktı. Biz riski yönetilemez hale getiriyoruz, sonra o risk afet olarak ortaya çıktığı zaman ne yapacağımızı şaşırıyoruz. Afet yönetimi bu değil. Şu anda deprem bölgesindeki arama kurtarma ve yemek dağıtma çalışmaları da afet yönetimi değil. Bunlar acil müdahale çalışmaları. Afet yönetiminin temelinde riski yönetilebilir, tolere edilebilir seviyede tutmak vardır. İşte biz onu yapmıyoruz. Biz riski neredeyse sonsuza dek büyütüyoruz. O kadar büyütüyoruz ki artık altından kalkamayacağımız bir seviyeye geliyor. Ve ondan sonra da 'Nerede bu ekipler, nerede bu yardımlar' diye sorgulamaya başlıyoruz. Ama öyle bir dünya yok! Biz afet yönetimini en baştan çok yanlış anladık.

"BÜYÜK BİR ZİHİNSEL DÖNÜŞÜME İHTİYAÇ VAR!"

Türkiye'de benzeri sismik boşluklar olan birkaç bölge daha var. Bunların başında da Marmara Bölgesi geliyor. Marmara depremi olduğu zaman o bölgedeki nüfusun 3 katı burada var. Dolayısıyla o bölgedeki yıkımın belki de 3 katı burada olacak. Problemin büyülüğünün iyi anlaşılması açısından bunu söylüyorum. Problem bu kadar büyük, risk bu kadar yüksekken depremin olmasın, binaların yıkılmasını beklersek biz bunun altından kalkamayız. 'Hale olsun, hallederiz' mantığıyla afet yönetilemez.  Bu sorunu nasıl aşarız bilemiyorum, büyük bir zihinsel dönüşüme ihtiyaç var. Afet yönetiminin bir bilim dalı olduğunu unutmamız gerekiyor. Her kafadan bir sesin çıkması, eski yanlışların tekrarlanması bizi çözümsüzlüğe götürüyor. Her yerde çok değişik sorularla karşılaşıyoruz. Kimisi, 'Güçlendirme, gereksiz ve yanlış bir uygulamadır' diyor. Hayır, öyle bir şey yok. Güçlendirme, usulüne uygun yapılırsa ki onun da yönetmeliği var, doğru yapılırsa çok faydalı. Şimdi artık biz kentsel dönüşüm, güçlendirme gibi konuları geçtik bile. Artık bu manada vaktimiz kalmadı. Bizim artık toptan göçmenleri engelleyecek acil, pratik çözümlere ihtiyacımız var".         

"AT PAZARLIĞI YAPMAYIN. MEZAR 2.8 METREKARE"

Afet yönetiminin büyük bir bilim dalı olduğunu unutmamamız gerektiğine de dikkat çeken Mikdat Kadıoğlu, müteahhitlerle at pazarlığı yapılmaması gerektiğini söylerken, “kentsel dönüşümde kimse 5 metrenin hesabını yapmasın. Küçük olsun sağlam olsun. Unutmayalım mezar 2.8 metrekare” diyerek depremde kentsel dönüşümün önemine dikkat çekti.