Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi özelinde neler yaptınız?

Okmeydanı ve Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi projelerinde hastane hizmetini kesintiye uğratmamak için çalışmaya boş arazilerden başlamaya karar verdik. Etaplayarak çözdük inşaatı. Birinci etabı yaptıktan sonra eski binayı yıkacağız, yani yaptığımız birinci etaba transfer edeceğiz, daha sonra orayı yıkıp ikinci etabını yapacağız. Kartal Doktor Lütfi Kırdar Eğitim Araştırma Hastanesi’nin arazisi daha genişti, o daha farklı ilerledi. Orada da hizmete alım aşamasındayız. Polikliniği kısmi olarak açtık ve şu anda hasta yatak katlarına taşınıyor hastane. Taşınma işleminin bitmesinin ardından eski binayı yıkacağız ve oraya da bir onkoloji hastanesi yapacağız. Okmeydanı’nda ise kapasitenin yüzde 80‘ini yapıyoruz. Yeni hastanemiz 259 bin metrekare olacak. Biz bu 259 bin metrekarenin yüzde 80‘ini yapıyoruz. Yaklaşık 180 bin metrekaresini inşallah önümüzdeki üç ayda bitirmiş olacağız. Şu anda inşaatımızın ilk etabında yüzde 90‘lardayız. Daha sonra biz ikinci etabını yapmaya başlayacağız.  Yani kalan yüzde 20‘lik kısmı ve böylece bütün hastane bitmiş olacak. 

Üç hastane için de söylerseniz, en çok üzerinde durduğunuz konular nelerdi?

Biz bu hastaneleri yaparken iki şeye çok önem verdik. Birincisi bu binalar mutlaka depreme dayanıklı olacak ama depreme dayanıklı olurken deprem sırasında ve sonrasında da hizmette kalacak. Bunu sağlamak için temellerde sismik izolatör kullandık. Okmeydanı Hastanesi özelinde 505 tane sismik izolatörümüz var. İlk etabında 385 tane kullandık. Sismik izolatör, deprem yükünü alan o enerjiyi absorbe eden sistemlerdir. Bizim burada kullandığımız Sismik izolatör modeli üçlü sarkaç tipinde, bunu temelin altına koyuyoruz. Bu sistem sürtünme kuvvetiyle deprem enerjisinin yüzde 90‘ını alıyor. 

Sismik izolatör toprak altında kalıyor, değil mi? Bu sistemin tüm binayı koruması nasıl mümkün oluyor? 

Temelin altında, yani toprak altında kalıyor ama sismik izolatörün özelliği şu; diğer binalarda toprak altında kalan kısmı toprakla kapatıyorsunuz ama burada 80 santim bir boşluk oluyor, izolatör boşluğu dediğimiz. Çünkü toprak olursa bina istediğimiz salınımı yapmaz. Dolayısıyla o 80 santim boşlukta bina yürüyecek diyelim yani gidip –gelecek. Sismik izolatörlü binalarda daha düzenli bir salınım var. Yani bizim normal binalarda temel inşaatı radye temel olan binalarda temelden itibaren binalar şöyle yukarıya doğru daha fazla eğilirken bu tür binalarda sistem mevcut olarak 80 santime kadar düzenli bir şekilde gidip gelecek ve dolayısıyla bu binalarda hasar görülmeyecek. Hasar görülmediği için de biz binada mevcut sağlık hizmetlerini deprem sırasında ve sonrasında da sağlayacağız birinci özelliği bu. 

Hastanelerin yeşil bina konseptinde olması için de çalışmalarınız var. Bu kapsamda hayata geçirdiklerinizden bahseder misiniz? 

Biz bu binaları tasarlarken Leed Gold sertifikası alsın, yeşil bina olsun istedik ve tasarım aşamasından yapım aşamasına kadar bu vizyonla ilerledik. Kamu hastanelerinde ilk defa bir hastane Leed Gold sertifikası alacak. Bu çok değerli bir şey ve biz bunu üç hastanede de alacağız. Bu kapsamda trijenerasyon sistemi de kurduk. Trijenerasyon sistemi doğalgazdan elektriğini, soğutmasını ve ısıtmasını sağlayan bir sistem. Bütün kullandığımız malzemeler çevreci, enerji tasarruflu. Yine ayrıca gri su sistemimiz var. Bütün planlamamız çevreci, çevre dostu, yeşil hastane konseptinde bir hastaneyi İstanbul‘da hizmete almak için... Özetlersek iki konu bizim için çok önemli; depreme dayanıklı, deprem anında ve sonrasında hizmet vermeyi sürdürmesi, bunun yanında çevresiyle uyumlu, yeşil bina özellikleriyle planlamaları yapılmış bir hastane olması. 

Tri Jenerasyon merkezi ile bir elektrik üretimi de planlıyorsunuz. Bu sistem bütün bina için mi düşünülüyor?

Evet. Onu şöyle yapacağız, gündüz elektrik ucuzken sistemden alacağız. Gece pahalıyken Tri Jenerasyon sistemimizden kendimiz ucuz elektrik sağlayacağız. Suda ve elektrikte yaklaşık yüzde 40 oranında tasarruf hedefliyoruz. 

Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin diğer kısımları ne zaman tamamlanacak?

Bu yıl içerisinde teslim ediyoruz ilk etabı. Altı ay taşınma için ayrılan süre, altı ay sonra da ikinci etabına başlayacağız. Tamamen bitmesi 2,5 yılı bulacaktır diye tahmin ediyorum.  
Peki, hastanelerde hem çalışanların hem de hastaların herhangi bir engelle ya da rahatsızlıkla karşılaşmamaları için fonksiyon ve konfor çok önemli. Bu kapsamda hastane yenilenirken özellikle iç kısımlarda neler yapılacak? 
Hasta yatak odaları tek veya çift kişilik olarak planlandı ama özellikle tek kişilik kullanılacak yataklarda bile hasta yatak başlıkları iki tane, bu da ne demek, acil durumlarda tek kişilik odaları çift kişilik olarak kullanabileceğiz.  Özellikle hasta yakınlarının dinlenebilecekleri alanlar ve binanın kurgusunda hemşirelerin her yere hakim olacağı bankolar, kullanım kolaylığını sağlayan yatay ve dikey sirkülasyonlar, bunların hepsi planlandı. Tümünü kullanıma açtığımızda göreceğiz.

Akıllı bina teknolojisi kapsamında projede yapılacak çalışmalar neler? 

Her yeri izlediğimiz bir kamera sistemimiz, sensörlerimiz mevcut. Tüm odalar tek tek kontrol edilebilecek. Mesela bir odadaki sıcaklığı 22 derece istiyoruz ama bakıyoruz o oda 25 derece, demek ki havalandırma sisteminde bir sıkıntı var. Hastane idaresi bunu sensörlerden ve kameralardan görebilecek ve oraya müdahale edebilecek. Hastane hizmeti, insan hayatıyla doğrudan ilgili dolayısıyla bu hizmeti verirken sizin akıllı bina teknolojisiyle oranın yönetimini yapmanız şart. Zaten 300 bin metrekarelik alanları da akıllı sistemler olmadan yönetmek pek mümkün değil.