Eko Grup’un bünyesinde yer alan Vibra A.Ş. kristalize su izolasyonu alanında uzman olan Kryton markasıyla yapılara değer katıyor. Geniş ürün gamıyla korozyona karşı mücadele veren markanın çalışmalarını Vibra A.Ş.  Genel Müdürü Necati Karagöz ile konuştuk. 

Yapıların ve betonun zarar görmesi üzerine yapılan bir istatistiğe işaret eden Karagöz, bu istatistiğe göre betonun yaşanan afetler nedeniyle tahrip oranı ile sudan tahrip oranı hesaplanarak karşılaştırıldığını, neticede ise suyun binaları daha fazla tahrip ettiği sonucuna varıldığını açıklıyor.  Bu çalışmanın yapılarda su ile mücadelenin yapı güvenliği açısından ne kadar önemli olduğunu ifade eden Karagöz, “Son yıllarda dikey yapılanma oldukça arttı. Hem statik hem de bazı risklere karşı güvenliği arttırmak adına binanın yüksekliği arttıkça toprak altında yapılaşma daha derinde gerçekleşiyor. Sıfır kotun altında gerçekleşen bu yapılaşmada kullanılan yapı teknolojisi önem arz ediyor.” dedi.

Türkiye‘nin en büyük probleminin yaklaşık 30 yıl önce yürürlüğe giren şartnamelere göre çalışmaların yapılması olduğunu dile getiren Karagöz, geçmiş yıllarda binalarda yalnızca bir ya da iki kat bodrum katına yer verilmesi sebebiyle basınçlı bir suyla mücadele gündemde olmadığını, günümüzde ise 10 kat toprağın altında konumlanan projelerin söz konusu olmasına işaret ediyor. Bu projelerde basınçlı suyla mücadele edilmesi gerekildiğini aktaran Karagöz, Vibra A.Ş. olarak bu mücadelede aktif rol oynayan ürün ve hizmetleriyle ihtiyaca cevap verdiklerini aktarıyor. Ürün gamlarının yanı sıra danışmanlık hizmeti de verdiklerini aktaran Karagöz, “Projenin daha başlangıç aşamasından itibaren yapılacak çalışmanın tüm detayları hakkında müşterilerimize danışmanlık hizmeti veriyoruz. Dolayısıyla müşterimizin hem tedarikçi, hem çözüm ortağı hem de yalıtım danışmanı konumundayız. Ürün ve hizmet kalitemiz müşterilerimizin diğer projelerinde de bizi partner olarak seçmesine neden oluyor. Nitekim 30. projesinde firmamızı seçen firmalar var. Yalnızca konut projelerinde değil tünel, metro istasyonu veya herhangi endüstriyel bir otel, büyük su depoları, fabrika gibi toprak ve suyla betonun buluştuğu her projeye çözüm sunuyoruz.” dedi. 

Kryton markalarının ürün gamı hakkında bilgi veren Karagöz, öncelikle betonla çalıştıkları için tercih ettikleri yöntemin betonun uygulama anındaki gerekliliklerini yerine getirmek olduğunu açıklıyor. Beton tasarımı konusunda da devreye girdiklerini ifade eden Karagöz,  “Bir binanın 10. kat duvarının döşemesini dökerken kullanılan bir beton reçetesi, -10 katta bodrumda ve duvarda kullanılamaz; çünkü şartlar değişiyor. Suyla ve kimyasallarla mücadele devreye giriyor. İstanbul sülfat oranı yüksek olan bir yeraltı zeminine sahip olması sebebiyle doğru su yalıtımının kullanılması önemli… Danışmanlık hizmetimiz beton reçetesinin oluşturulması konusunda devreye giriyor. Mevcut koşullara göre uygulanması gereken en doğru yöntemi belirtiyoruz.  Kryton ürünleri betona katıldığında zaten kusursuz bir beton reçetesi elde edilmiş olunuyor.” diye konuştu. 

Krystol Internal Membrane (KIM) isimli ürünlerinin beton içerisine ilave edildiğinde beton performansını ciddi oranda artırdığını dile getiren Karagöz, ürünün tüm kalite değerlerini bir üst sınıfa taşıdığını ve bütün boşlukları doldurarak betonu su geçimsiz hale getirdiğini aktarıyor. Bu özellikleri nedeniyle betonun yerleşmesine ve su geçimsiz beton elde edilmesine katkı sağladığının altını çizen Karagöz, “Bu durumda temelden ya da duvardan gelen su, betona nüfuz edemeyerek donatıya zarar veremiyor. Bu ürün, yapıları depremin yıkıcı etkisine karşı daha mukavemetli kılıyor. Beton donatısıyla birlikte binanın kullanım ömrünü de uzatmış oluyor. Krystol Internal Membrane (KIM) hem su hem de yer altı kimyasallarıyla mücadele ediyor.” Şeklinde konuşuyor. 

Kryton’un 1980 yılında bu kristalize beton katkısını ilk icat eden firma olmasına dikkat çeken Karagöz, sözlerini şu şekilde sürdürüyor: “Dolayısıyla biz de çalışmalarımızda kaliteden de ödün vermeyerek işin bilimsel tarafında durmaya özen gösteriyoruz. Ürünümüzü çok fazla ticarileştirme peşinde değiliz. Bir projede öncelikle teşhisi doğru koyup ona göre reçete öneriyor ve bunun doğrultusunda projeye devam ediyoruz. Sektörde ne yazık ki yanlış uygulamalara tanık oluyoruz. Halbuki Katar‘da beton dökme koşullarıyla Moskova’daki beton dökme koşulları aynı değil! Nem, sıcaklık gibi hava koşullarıyla doğrudan ilişkilidir ve ona göre de bu betonların reçeteleri desteklenmelidir. Dolayısıyla aynı ürünü hem -5 derecede hem +50 derecede kullanılacağını iddia eden bir kişi işi yeterince bilmiyor demektir.  Kryton’un değişik iklim koşullarında kullanılan üç ayrı ürünü bulunmaktadır.”