Şirketlerin dijital dönüşüm başlatarak iç ve dış pazarda rekabet gücünü artırabilmesi için önce yalın dönüşüm başlatması ve kaizen ilkelerini uygulaması gerekiyor. Sonuçta dijital dönüşüm olgunluk analizi yapıp yalın süreç yönetimine geçmeyen organizasyonların dijital dönüşüm yapması mümkün değil. 

Peki yalın nedir?

Dijital dönüşüme nereden başlamalıyım, dijital dönüşüm stratejilerim ne olmalı, hangi projelere öncelik vermeliyim ve dönüşüme ne kadar bütçe ayırmalıyım sorularının yanıtı yalın dönüşümden geçiyor. Yalınlaşmak pazartesi günü en acil ilk üç işinizin hangisi olduğuna karar verip ikincil işleri erteleyerek zaman yönetimi yapmak ve çalışma verimliliğinizi artırmak gibidir.

Buna önce kağıttan bilgisayara ve proses otomasyonuna geçmek anlamında dijitale dönüşmek VE sonra da yalın süreç yönetimiyle dijital dönüşüm yapmak da diyebiliriz. Nasıl ki endüstri 4.0’a geçerek inovasyon yapmak için önce endüstri 3.0 gerekiyor, dijital dönüşüm yapmak için de önce yalın yapmak gerekiyor. Hatta siz yalın olabilirsiniz; peki ama tedarikçileriniz de yalın mı diye sormak gerekiyor. 

Ancak, bu işe atılacak organizasyonların önce kaizen ile yalın yönetimin ayrı şey olduğuna dikkat etmesi gerek. Öyleyse neden kaizen ve neden yalın? Bu yazımızda kaizen ve yalını irdeleyeceğiz. Nitekim bazı şirketlerin yalından haberi olmadığını ama öğrenmek istediğini görüyorum. Bu güzel bir şey, ilerleme kaydederek kendini geliştirmek için bir fırsat. 

Oysa bir grup da var ki biz yalın olduk, her şeyi biz biliriz yaklaşımında. Oysa gidip bakıyoruz yalın, yalan olmuş. Yöneticiler problem yok diyor; ama dijital olgunluk analizi ile workshop ön görüşmelerinde daha bölüm müdürlerinin birbiriyle aynı dili konuşmadığını görüyoruz. Sosyal ağ hesaplarıyla web sitelerinden müşteri şikayetlerini okuyoruz. Biri sorun şu diyor, öbürü hayır sorun bu diyor… 
Bence yalın yapmak istiyorsak kendimizi aldatmayalım. Çok iyiysek neden şirkette herkes birbirini şikayet ediyor, neden müşteri şikayetleri tavan yapıyor? Sokrates bildiğim bir şey varsa o da bir şey bilmediğimi biliyor olmamdır derdi. Gururu bir kenara bırakalım ve duygusal empati yapalım. 

Bu da bizi kaizene getiriyor 

Öncelikle kaizen ile yalın aynı şey değildir. Japonca kai-zen, hani şu Toshiba’dan gördüğümüz ilkeler ve en iyi uygulamalar bütünü aslında bileşik sözcüktür. Kai sürekli demek ve zen de kendini sürekli iyileştirmek demek. Bakın kişisel gelişim gibi değil: Hem bilginizi ve tecrübenizi artırıyor hem de ruhunuzu iyileştiriyorsunuz. İnsan gibi yoga yaptığınızı düşünün. 

Öyleyse kaizen küçük, kararlı ve hızlı adımlarla her gün az da olsa kendinizi, bu bağlamda organizasyonunuzu iyileştirmek demek. Her gün üç kuruşu kumbaraya koymak veya fazla kilolarınız olduğunu düşünüyorsanız her gün 100 gram da olsa kilo vermek gibi düşünün. Patlıcan oturtmanın tarifini belleyip her hafta daha iyi pişirmek, bulaşık yıkamanın inceliklerini öğrenmek gibi düşünün. 
,
Bu durumda kaizen demek; ister yalın yapın ister dijital dönüşüm ve inovasyon yapın (ah keşke organizasyonlar dediği kadar yapsa!) her gün organizasyonunuzu azar azar iyileştirmek demektir. Yalın yapmak için kaizeni anlamak ve benimsemek şarttır. 

Verimliliği artırmak, verimli yönetmek, israfı azaltmak, maliyeti düşürmek, zamanı iyi yönetmek, atıl kapasiteyi kullanmak için yapıyoruz. Bunlar gerekli; ama yeterli değil; çünkü yalında insan faktörünü unutamazsanız. Ben neden özel hayatımda kaizen ve yalın yapıyorum? Daha iyi ve olgun bir insan olmak için. Mutlu ederken mutlu olmak için. İşimi de bu yüzden severek yapıyorum. Bu dar vakitte okuduğunuz yazıyı sorumluluk duygusuyla yetiştirmek istiyorum. 

Oysa yalın konusunu çok karıştırıyoruz; çünkü mühendislik yönetimi pek bilmiyoruz. Yalın üretim yapmak ben yalın oldum demek değildir. Daha yalın kalite var, toplam kalite yönetimi var. Sonra da yalın yönetim var ve ardından dijital dönüşüm gerekiyor. Ezcümle dijital pazarlama şirketlerine gidince benden pazarlama örnekleri istiyorlar. Otomotivciler beyaz eşya örneği istemiyorlar vb. Hatta beyaz eşyacılara otomotiv anlatarak atomu parçalayıp Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını çözebileceğimi sanıyorum. 

Şaka bir yana, her sektör biz dijital dönüşüm mimarlarından kendi sektörüne ve şirketine uygun olan terzi işi çözümler istemekte haklı. Ben de bir şirkete giderken dersime çalışıyorum. Tekstilcilerle tekstilci, otomotivcilerle otomobilci oluyorum. Ardından şirketin kendine özgü ihtiyaçlarını ve isteklerini anlamak için kendime kaizen ve yalın yapıyorum. Sonra şirketlere yardımcı oluyorum. Amaç önce sizi tanımak ve yalın yapmak, kazan kazanla değer akışı yaratmak; çünkü değerlisiniz ve emeklerimizin karşılığını almayı hepimiz isteriz. 

Böylece bu bölümün sonuna geldik. Ocak 2020 yazısında yapay zekayla dijital dönüşüm yapmayı gördük, bu yazıda yalın ve kaizene şöyle bir giriş yaptık ve gelecek yazıda daha fazla yalın yönetimle kaizeni ve 5S’i göreceğiz. O kadar ihtiyacımız var ki! ST Endüstri Radyo, Kozan Demircan’la Dijital Gelecek radyo programlarımızda görüşmek üzere sağlıcakla kalın.