Otomasyonun iş dünyasında artan kullanımı, insan iş gücü üzerinde karmaşık etkiler yaratıyor. Özellikle tekrarlayan ve düşük vasıflı işler, otomasyonla birlikte giderek makineler tarafından yapılmaya başlandı. Bu durum, bazı sektörlerde iş kayıplarına ve işsizlik oranlarının artmasına yol açarken, diğer yandan verimlilikte önemli artışlar sağlıyor. Üretim süreçlerinin hızlanması, maliyetlerin düşmesi ve kalite kontrolünün iyileşmesi gibi avantajlar, şirketlerin otomasyon sistemlerine yönelmesini teşvik ediyor. Ancak bu dönüşüm, özellikle düşük vasıflı çalışanlar için ciddi zorluklar içeriyor.
Diğer yandan, otomasyonun gelişimi ile birlikte yeni iş fırsatları da ortaya çıkıyor. Teknolojik altyapıyı kurma, yönetme ve geliştirme ihtiyacı, nitelikli çalışanlara olan talebi artırıyor. Bu dönüşüm, geleneksel iş kollarından daha teknik ve yaratıcı alanlara kayışı hızlandırıyor. Otomasyonun getirdiği iş gücü değişimi, iş dünyasında esnekliği ve sürekli öğrenme kültürünü zorunlu hale getiriyor. Sonuç olarak, otomasyonun etkilerini doğru yönetmek, hem işverenlerin hem de çalışanların uyum yeteneklerine ve değişen beceri taleplerine nasıl adapte olacağına bağlı.
FANUC Türkiye Fabrika Otomasyonu ve Robotik Bölümü Yöneticisi Murat Kısa, otomasyonun ve dijitalleşmenin iş gücü üzerindeki etkileri hakkında düşüncelerini şu sözlerle aktardı:
"ÜRETİMİN NİTELİĞİ DEĞİŞİM HALİNDE"
İş gücünden yeni yetkinliklerin beklendiği ve otomasyonun ağırlığının iyiden iyiye hissedildiği böyle bir çağda üretimin niteliği de bir değişim halinde.
"Otomasyon, yapay zeka ve dijital teknolojiler dünyayı hızlı bir şekilde değiştirirken özellikle iş gücü üzerinden iş yaşamının dinamiklerinde köklü değişimleri beraberinde getiriyor. Çalışma modellerinin daha esnek hale geldiği, iş gücünden yeni yetkinliklerin beklendiği ve otomasyonun ağırlığının iyiden iyiye hissedildiği böyle bir çağda üretimin niteliği de bir değişim halinde. Bunun yanında otomasyon ve dijitalleşmeden her iş ve sektör etkileniyor ancak hepsi üzerinde eşit bir risk oluşmuyor. Nitekim bununla birlikte bazı şirketler otomasyon nedeniyle etkisi zayıflayan çalışanları kaybetmemek için yeni bir iş gücü planlaması yapıp çalışanları elde tutma çabası içine giriyor. Bazıları da bu keskin yol ayrımında insan gücünü zorunlu girdi olmaktan çıkarıp fabrikalarda insan gücü yerine makine kullanımını artırıyor."
OTOMASYONUN İŞSİZLİK ORANLARINA ETKİSİ
Robotların 2025’e kadar 85 milyon insanın yerini alabileceği öngörülüyor.
Kısa, otomasyonun işsizlik oranlarına etkisini ise şu sözlerle ele aldı:
"Özellikle pandemiyle birlikte birçok sektörde otomasyona yapılan yatırımların çıktılarını son yıllarda net biçimde görme fırsatı buluyoruz. Ayrıca dünya nüfusunun ve tüketiminin giderek artması, otomasyonlaşmanın hızını artırırken işsizlik oranlarının yükselişine etki ediyor. Nitekim Dünya Ekonomik Forumu, robotların yerimizi düşündüğümüzden daha hızlı şekilde aldığına inanıyor. Buna göre, bu hızda devam ederse robotların 2025’e kadar 85 milyon insanın yerini alabileceği öngörülüyor. Bu da işsizlik oranları üzerinde hissedilir derecede bir değişikliğin yaşanmasına sebep olacak bir veri miktarı. "
BARDAĞIN DOLU TARAFINA BAKMALI
Otomasyon uzun vadede işsizlik yaratmaktan ziyade işlerin niteliğini değiştiriyor ve yeni fırsatlar sunuyor.
Otomasyonun artışıyla birlikte toplumda işsizlik algısında bazı endişelerin ortaya çıktığını gözlemlediklerini söyleyen Kısa, bu endişelerin genellikle otomasyonun etkileri hakkında tam bir farkındalık olmadığında ortaya çıktığını da belirterek sözlerini şöyle tamamladı: "Otomasyonun iş gücü üzerindeki etkisi karmaşık olsa da yalnızca iş kayıplarına değil aynı zamanda yeni iş alanlarının ve fırsatlarının yaratılmasına da yol açmakta. Otomasyon, tekrarlayan ve zorlayıcı işleri robotlara devrederken insanlara daha yaratıcı, analitik ve stratejik rollerde çalışma imkanı sunuyor. Bu değişim, iş gücünün daha yüksek beceri ve eğitim gerektiren alanlara yönelmesini teşvik ediyor. Dolayısıyla otomasyonun uzun vadede işsizlik yaratmaktan ziyade işlerin niteliğini değiştirdiğini ve yeni fırsatlar sunduğunu söyleyebiliriz."