Türkiye’deki tüm işletmelerin yüzde 99.8’i KOBİ’lerden oluşmakta ve bu işletmeler toplam istihdamın yüzde 76.7’sini sağlamaktadır. Bu oranlar ülke ekonomisinde KOBİ’lerin yeri ve öneminin büyüklüğünü çarpıcı olarak göstermektedir.
Ülke ekonomisinin yüzde 75 istihdamını kapsayan fakat çalışma prensibi olarak genel hatları ile günü birlik yaşayan KOBİ’ler, bu krizde de KOBİ olmanın etkisini hissetmektedir. Sermaye derinliği gayet sığ olan, uzun vadeli kötü gidişat senaryoları ile ilgili planları olmayan çoğu KOBİ’lerimizde hissedilen en sert etkiler tabi ki bizimde etkilendiğimiz konular içindedir.

Finansal hazırlıksızlık durumu muhakkak ki bu sorunların en önemlisidir. Covid 19 salgınının pandemi ilan edilişinin ardından firmamız için ilk tedbirimiz kısa çalışma ödeneğidir . Kısa çalışma ödeneği; kriz dönemlerinde işletmelerin varlıklarını korumalarına ve işçilerin gelir elde ederek hayata tutunmalarına destek olan, makro düzeyde de işsizliği önleyici bir geçici yardım modelidir. Ülkemizde bu model Dünya Sağlık Örgütü’nce, “küresel bir salgın” olarak değerlendirilen krizin yönetilmesinde ve şiddetinin hafifletilmesinde sosyal bir tercih olarak da uygulanmıştır.25.03.2020 tarih ve 7226 sayılı Kanun’la, 4447 sayılı Kanun’a eklenen geçici 23. madde hükümleri doğrultusunda yeni tip koronavirüs (COVID-19) isimli bulaşıcı hastalık, kısa çalışma yapılmasını gerektiren bir “zorlayıcı sebep” olarak kabul edilmiş ve kısa çalışma ödeneğine hak kazanma koşulları yeniden düzenlenerek kolaylaştırılmıştır. 24.03.2020 tarihinde firmamızda aldığımız kararla bizde Bacamer Mühendislik olarak çalışmalarımıza işletme şartlarında ara vermek ofis çalışmalarımıza evde çalışma, montaj -uygulama çalışmalarımıza ise çağrı sistemi ile çalışma şeklini benimseyerek gerekli başvurularımızı devletimizin uygun gördüğü süre olan 3 ay süre ile yapmaya karar verdik. Ayrıca bu kararımız doğrultusunda bunu işleme aldırarak kabul görülen ilk KOBİ’ler arasındayız. Öngörülü, hızlı aksiyon almak konusunda tecrübeli bir ekibe sahip olmanın avantajını firma olarak yaşadık. Çalışma koşullarımız değerlendirildiğinde internet ortamında uzaktan erişimle çalışılabilen müşterilerimizin ihtiyaçlarına yönelik teklifler hazırlayabildiğimiz bir sistemimizin hali hazırda bulunuyor olması ile evden çalışmaya geçmek Bacamer olarak bizim avantajlı durumumuzdu. Montaj ve uygulama alanında hizmet veren ekibimiz içinde eldiven ve maske dezenfektan gibi ihtiyaçlarını temin ederek müdahale edilmesi gereken bir sistem olduğunda, neticede birçok kurum ve kuruluş ile özel ya da şahıslara ait binalarda baca sistemlerimiz bulunmakta, gidip müdahale edebilmeleri için şartları sağladık. Bu süreçte yoğun iş planı ve talepler içinde olacağımızı beklemiyorduk. Ve burada personelimizin sağlığını koruma altına aldıktan sonra işletmemiz için ikinci önemli konu, beklentimiz olan 3 ay çalışmamamız durumunda yerine getirmemiz gereken finansal yükümlülüklerimizi firma adımızı hiç riske atmadan sağlayabilmek süreci yarasız atlatmaktı. Yakın vadedeki ödeme planımızda yer alan krediler için hükümetimizin yaptığı çalışmalar doğrultusunda ödeme ertelemesi ile taksit öteleme yolunu tercih etti. Piyasada bu borçların üç ay ertelenmesi pansuman etkisi olarak değerlendirilebilir. Evet bir yara vardı fakat pansuman etmiştik. Burada taksitlerin ertelenerek uzatılması çok önemli bir etkidir. Şirketlerin üç ya da altı ay sonra birikmiş borçlarını tüm faizleriyle birlikte tek seferde ödeyebileceği varsayımını kabul etmemiz zaten imkânsızdır.

2020/Mart ayına ilişkin SGK VE BAĞKUR Primlerinin 02/11/2020 tarihine ertelenmeside yine bu süreçte bizleri destekleyen önemli bir karardır. Prim ödemeleri işletmelerimizde gider kalemleri arasında büyük paylara sahiptir. Erteleme kapsamındaki işyeri listeleri https://uyg.sgk.gov.tr/ IsverenSistemi üzerinden yayımlanmıştır. İşverenler  yer alıp almadıklarını  https://uyg.sgk.gov.tr /IsverenSistemi linki üzerinden Kullanıcı adı, Sistem Şifresi ve İşyeri şifreleri ile giriş yaparak  kontrol edebilirler.
İşçilik ödemelerimize destek aldık. SGK primlerimizi erteledik. Kredi taksitlerimizi öteledik derken  mevcut tedarikçi ödemelerimizi yapabilmek için beklediğimiz alacak dengesi tabiki aksaklılara uğrayacaktır. Vadesi gelen bakiyelerimizin alacak beklentilerimiz dışına taşan kısmı da olabilir ve mevcut sermaye yapımız bunu taşımaya uygun olmayabilir. Böyle seneryolar da tedarikçi grubumuz için nakit akışımızdaki sancıları nasıl çözeceğimiz konusunda da; KOBİ’lerin yasal örgütlenmeleri olan kuruluşlar bankalarla olan ilişkilerde ve faizsiz destek sağlanması konusunda ‘Nefes Kredisi’ bu aşamada devreye giren en önemli can suyu olmuştur. 6 ay ödemesiz ve 2021 yılında 12 eşit taksitle geri ödenecek bu kredi yıllık yüzde 7,5 faizle verilecek 50.000 tl-100.000 TL arasında verilmektedir. Böylece işletmemizi pasife almış ama yaşatarak bu günleri sabırla atlatmaktayız. 

Sizlerle Bacamer Mühendislik olarak bizim  ve tabi birçok KOBİ içinde yaşanmış  bir covid-19  hayatta kalma planı aktardım. Bugüne kadar hükümetimizce alınan destek kararlarını olumlu bulmakla birlikte, bugün ve gelecekte KOBİ’leri ayakta tutmak için alternatif uygulanabilir yöntemlerinde düşünülmesi gerekmektedir. KOBİ’lerin yaşamlarını sürdürememelerinin sonucu sadece ekonomik bir kriz değil toplumsal bir sorun haline dönüşebilir. Yaşanan bu pandeminin halk sağlığı ile olan ilişkisi kadar ekonomik ve sosyolojik yönleri görmezden gelinemeyecek kadar güçlüdür.  Bizler 25 Mat’ta başlayan bu süreci yönetirken 3 ay gibi bir süre için  hükümetimizce üretilmiş çözümleri takip edip firmamıza uyarlayarak yolumuza devam ettiğimiz gibi, tahminimiz 25 Haziran sonrası  faliyetlerimiz bir anda normale dönüştüremeyeceğimizin pek tabi ki farkındayız. Bir anda başlayan hatta şahsım adına Avrupa’da bir kültür gezisi yapmaktayken başlayan Avrupa vakaları ile ülkeme dönüşüm 3. Mart sonrası hızlı bir şekilde tüm Avrupa ile bizi etkisine alan bu pandemi durumunda ilk evde karantina uygulamalarına maruz kalmışta birisiyim ve 8 gün süren bu seyahatim öncesi Çin’den dünyaya yayılan bu hastalık için maskemi dezenfektanımı mesafe kurallarını uygulayıp sağduyulu da davranarak çok şükür ki sağlıklı bir şekilde ülkemde çalışmalarıma devam etmekteyim.  Söylemek istediğim biz değerli ve ekonominin baş kahramanları olan küçük ve orta ölçekli işletmelerdeki yöneticiler olarak bir anda başlayan lakin bir anda hayatımızdan çıkmayacağını bildiğimiz bu durumda işimizin başına bir fiil eylemle de döndüğümüzde işletmemizde fiziki şartlarla ilgili üzerimize düşen görevler nedir? Düşünmeli, personel için sosyal mesafeye uygun çalışma alanları, havalandırmaya önem veren düzenekler, temizlik tedbirleri gibi tedbirlerin yanı sıra kalabalıktan kaçınılacak bölümlere ayrılmış üretim üniteleri düzenlemek zorundayız. Değerli bilim insanlarının gelecekteki bizi bekleyen dünyaya ilişkin salgın hastalıklar konusundaki fikirleri covid 19 ile başlayan alışmamız gereken yeni dönemin habercisi olduğu yönünde.  Tabi ki endişendiğimiz ama tedbirlerle güçlü olacağımızı ve başedebileceğimizi bilmemiz gereken günler bizi bekliyor.

Gelelim salgın sonrası yeni normal olacak denilen hal de bizim aldığımız derslerle nasıl devam edeceğimiz hakkındaki görüşlerimize; 
İşletmemiz için  dirençli olmayan, uzun tedarik zincirlerine bel bağlamamamız gerektiği en önemli ders . Bu tür olaylarla başa çıkabilmek için atıl kapasiteye, insanlara ve ekipmanlara yatırım yapmamız gerekiyor. Bacamer Mühendislik olarak biz içinde bulunduğumuz yatırım ve yeni ticari ilişkiler sürecinde maruz kaldığımız pandemi etkisinin ardından ülkemiz için yaşanacak gelişmeler konusunda çokça umutluyuz. Hatta öncesine göre daha fazla umutlu olduğumuzu da itiraf etmek istiyorum yani yeni yatırımlarımız için doğru zaman deyiminin içindeyiz. Sosyal hayatta da virüs korkusunun "insani" etkileşimleri sınırlandırdığına ve bu şekilde bizleri elektronik iletişim sistemlerini daha sık kullanmaya iteceğine dair beklentiler açıkçası inandırıcı gelmiyor.  Millet olarak insana ve yüz yüze iletişime çok önem veren gayette insani ve haklı olan bu yanımızın ne kadar değerli olduğunu tekrar keşfettiğimiz günler geçiriyoruz ve bu değere yakışır önlemlerimizi alarak daha çok görüşmeli  hatta gülüşmeli günler göreceğimizi düşünüyorum.

Yakın gelecekte globalleşme en azından uzunca bir süre tersine dönerken pandemik kriz, küreselleşmenin aksine daha kapalı, daha özgür ve kendi kendine yeten ülkelerden oluşan bir dünya yaratacaktır. Bu süreçte sınırlarını kapatan ülkeler pekala yanlarında yardımlarıyla biz dostuz diyenleri unutmayacak ticari gelişmeler bu güven unsurunun üzerine kurulacaktır gibi geliyor. Ayrıca özellikle Çin'e bağımlı tedarik zinciri sebebiyle ciddi zarar görecek otomotiv sektörü, aynı şekilde tekstil sektörünü de yaşanacak sorunlara çözüm olma konusunda ülkemizin en iyi çözüm olacağını bu alanda büyük bir hamle yapabileceğimizi düşünüyoruz. 

Ülkemizin bu hastalıkla mücadelede iç kaynaklarını halkı için en doğru şekilde kullandığını görmek hepimize gelecek adına umut ve kendine güven aşıladı. Kendi kendine yetebilen bir devlet olduğumuzu görmek hepimize derin bir nefesle çok şükür dedirtti de. En büyük dünya güçleri olarak yıllarca bize öğretilen doğru bildiğimiz yanlışlar olduğunu içten içe zaten kabul edemeyen bir 80 kuşağı olsam da, alelade bunu görmek ekranlarımızda yazan rakamların insanları temsil ettiğinin üzüntüsünü içimde taşımakla birlikte ülkem ve milletim için iç inancımın gerçeğine kavuşmasının gururunu yaşattı. Türk milleti olarak silkinip üzerimizdeki kaygı ve rehaveti atarak yeni dünya düzeninde yerimizi almak için çok daha büyük adımlarla ilerleyeceğimiz inancındayım. Bende doğa tutkunu bir koşucu olarak evlere kapandığımız bu günlerde  bittiğinde yaşanacak yeni maraton koşuları için 140 m2’lik evimde  bazı günler 20 km’yi aşan koşu antremanlarıyla  zorluklarla mücadelede kişisel deneyimlerime yenilerini ekliyorum. Güzel günleri hayal ederek birbirimize de sosyal medya ile ilham verdiğimiz, özlem dolu günlerdeyiz. Yaşanan bu kötü günlerde umudumuzu kaybetmeyerek hükümetimiz ve ilgili makamlardan gelen her sese kulak vererek tüm tedbirleri yerine getirip en kısa sürede Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün  bizleri layık bulduğu   muasır medeniyetler seviyesine  ulaşma hedefimiz için  emin adımlarla yolumuza devam edeceğiz.”