XYPEX kalitesi ile bugüne kadar birçok alt ve üst yapı projelerinde tercihi edilmiş bir marka. Bu yıl 50’nci yaşını kutlayan markanın başarısını ve yapısal su yalıtımının önemini ST Endüstri Radyo’da konuk ettiğimiz, XYPEX Türkiye distribütörü Topsit A.Ş.’nin Diş İlişkiler ve Operasyon Müdürü Ebru Sönmez ile konuştuk. 

Kendinizden bahseder misiniz?

Firmamız 1973 yılında yurt içi ve yurt dışı taahhüt işleri yapmak amacıyla kurulmuştur. 1985-87 yıllarındaki son taahhüt işimizde deniz seviyesi altında kalan temeller ve bodrum katlarında yaşadığımız su sorununu gidermek üzere kullandığımız Concrete Waterproofing by Crystallization - Kristal Üreterek Betonu Suya Karşı Geçirimsiz Yapan Metod ile tanıştık. “Reklamın en iyisi ürünün kendisidir” dedikleri doğruymuş ki 1987’den beri bu ürünleri Türkiye’de temsil etmeye başladık. Ben ise firmada, 1996 yılından beri dış ilişkiler ve operasyondan sorumlu müdür olarak görev yapmaktayım.

XYPEX markasının hem dünyadaki hem de Türkiye’deki yapılanmasını öğrenebilir miyiz?

Anavatanı Kanada olan markamızın dünyada 12 lisanslı üreticisi (ki firmamız da bunlardan biridir) ve 90’dan fazla ülkede distribütörü bulunmaktadır. Firmamız  Türkiye satışı yanında KKTC, Ortadoğu  ve Orta Asya ülkelerine de ihracat yapmaktadır. Ürünlerimiz perakende olarak yapı marketlerinde satılmamaktadır. Proje bazında çözüm ortaklığı sunarak malzeme tedarikini ve uygulamasını yapan yetkili satış ortaklarımız bulunmaktadır. 

Ürün nerelerde kullanılıyor?

Ürünümüz betonun kullanıldığı her yerde kullanılabilir. En yaygın olarak radye temel, istinat duvarı, otopark, bodrum katı, yüzme havuzu, su deposu, akvaryum, tünel, metro, beton yol, köprü, deniz yapıları, rıhtım, köprü ayakları, arıtma, atıksu ve deniz suyu arıtma tesisleri, nükleer tesisler gibi içine su girmesini istemediğimiz veya su/sıvı tutan bir yapı ise toprağa/doğaya karışmasını istemediğimiz her yerde kullanılır.

Beton ile etkileşimi nasıl bir sonuç yaratıyor? 

Ürünlerimiz çimento esaslı olup betonun içindeki malzemelere ek olarak aktif kimyasal maddeler içerir. Bu nedenle betona sürüldüğünde veya karıştırıldığında beton matrisinin içine girer ve beton ile bütünleşerek ayrılmaz bir parçası haline gelir. Çimento hidratasyonundan çıkan yan ürünlerle (Kalsiyum hidroksit, metal oksitler ve mineral tuzlar ile) betonun içindeki suyun reaksiyona girmesinde katalizör görevi görür. Bu reaksiyonun sonucunda beton içindeki su hapsedilerek iğne tipi çözünmeyen kristallere dönüşür. Buradan da anlayabileceğiniz gibi ürünlerimiz hidrofobik yani su itici değil, hidrofilik yani su emici bir yalıtım malzemesidir. 

Betonun su geçirimsiz olmasının önemi nedir?

Betonun su veya diğer kimyasal sıvıları geçirmemesi öncelikle içindeki demir donatıyı korozyona karşı korur. Betonun içindeki boşluk ve kılcallarda kristal üremesi de betonun gözenekliliğini azaltır, kompasitesini arttırır, ürünümüzden katılarak yapılan betonlarda basınç dayanımını yüzde 20’lere varan değerlerde arttırır, kimyasalların etkisini önemli ölçüde azaltır.  Bunların sonucunda betonu her türlü etkiye karşı korur, dayanıklılığını arttırır ve ömrünü uzatır.

Kristal üreten su yalıtım malzemeleri içinde, ürettiği iğne tipi kristallerle tanınıyorsunuz. İğne tipi kristallerin ayırıcı özelliği nedir?

Ürünlerimizin farkı yüksek teknoloji kullanılarak üreyen kristallerin sadece yüzde 7’si olan iğne tipli olanlarını ayırıp kullanmasıdır. Kalite ve fiyat farkını bu kullanılan ileri teknoloji oluşturmaktadır. Ürünlerimiz ile uygulama yapılan yerde tamamen iğne tipli kristal ürediği için tüm boşluklar ve kılcallar tamamen doluyor ve yüzde 100 geçirimsizlik sağlanmış oluyor.  Ürettiği iğne tipli kristalleri tarayıcılı elektron mikroskopu altında çekilen fotoğraflarla kanıtlayan bunları albüm halinde sunabilen tek firmadır. 

Yapısal su yalıtımının diğer yalıtımlardan avantajı nedir? Türkiye’de yapısal su yalıtımının önemi yeterince anlaşıldı mı?

Yapısal su yalıtımı, kristal üreten malzemenin beton üretimi sırasında beton karışımına katılarak direkt olarak su geçirimsiz beton elde etmek olarak tarif edilebilir. Beton döküldükten sonra  su yalıtımı uygulamasının doğuracağı işçilik ve zaman kaybını önleyerek tasarruf sağlayacak ve inşaat takvimini öne çekecektir. Türkiye’de birçok firma projesinin kaliteli ve dayanıklı olması adına yapısal yalıtımı tercih eder hale gelmiştir. Ancak göz ardı edilmemesi gereken bir konu yapısal su yalıtımı uygulanan betonun iklim şartlarına bağlı olarak kurallara uygun bir şekilde dökülmesi, yerleştirilmesi, kürlenmesidir. 

YAPSUDER (Yapısal Su Yalıtımcılar Derneği) üyeleri arasındasınız. Dernekte hangi çalışmalara odaklanılıyor, amaç nedir? 

YAPSUDER olarak doğru ve uygun su yalıtım malzemesinin ve metodunun seçilmesi konusunda tüketicilerin biliçlendirilmesi, gerekli eğitimlerin verilmesi, uygulamaların yaygınlaştırılması, inşaat teknolojisinin klasik yöntemlerden sıyrılarak ileri götürülmesi, ekonomik ve milli servetimizi koruyacak yapılar üretilmesi noktalarına odaklanmış bulunuyoruz. 

Su Yalıtım Yönetmeliği ile binalarda su yalıtımı zorunlu oldu. Yönetmeliği nasıl değerlendiriyorsunuz? Yapısal su yalıtım ürünlerini nasıl etkiliyor bu yönetmelik?

Bu konuda bir yönetmelik hazırlanmış olması çok sevindirici bir gelişme, ancak yönetmeliğin biraz daha geliştirilerek su yalıtım ürünlerinin doğru değerlendirilmesi için performans kriterlerinin belirlenerek yönetmelikte yer almasını istiyoruz.  Bakanlığımız ve müsteşarlığımız ile bir sinerji yaratılarak işbirliği içinde olmaktan çok mutlu olacağımızı belirtmek isteriz.

Su yalıtımı hayati öneme sahip. Türkiye’nin bir deprem bölgesi olduğunu düşünürsek daha fazla neler yapılmalı?

Su yalıtımı depreme dayanıklı yapı üretmek için olmazsa olmaz bir madde olarak değerlendirilmeli. Yapı denetimlerinde çok iyi denetlenen bir konu olmaktan asla çıkmamalı. İnsan hayatının söz konusu olduğu bu konuda daha ciddi yaptırımların uygulanmasını uygun buluyoruz. 

Firma olarak Türkiye pazarında neyi hedefliyorsunuz?

Firmamız krizi fırsata çevirerek 2017 yılının ikinci yarısını ve 2018 yılını birtakım altyapısal yatırımlara ayırdı. Bu dönemde büyüyen bir firma olduk. 2019 yılında olumsuzlukların aşılabilmesini, dövize bağlı kısıtlamaların azaltılmasını,  Mart sonunda yapılacak yerel seçimleri takiben inşaat sektöründe hareketlenmenin artmasını diliyoruz.

Türkiye’de 30 yılı aşkın süredir varsınız. Su yalıtımı konusunda hangi değişimleri gözlemliyorsunuz?

Markamız (ana firma) 2019’da 50. yılını kutluyor.  50 yıldır dünyada, 32 yıldır Türkiye’de mevcut. Kendi sınıfında en çok ve en uzun süreli kanıtları bulunan bir ürün. Kanada’nın yoğun ve sert kış şartları ve çok su içeren coğrafyasından tüm dünyaya yayılarak halen sorunsuz ve dimdik ayakta duran 50 yıllık yapılar  markamızın en büyük başarısıdır. Sürdürülebilirlik ve dayanıklılık konularına vurgu yaparak prestijli ve önemli mega projelere imza atmak politikasını devam ettirmekteyiz.  Uçucu organik bileşenler içermeyen, inoraganik, çevreci, yeşil ürünlerin kullanımının yaygınlaştığını gözlemliyoruz. Kalite ucuz değildir ancak alternatiflerden daha ucuzdur.