GYODER (Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği) tarafından, gayrimenkul sektöründe yaşanan son gelişmeleri değerlendirmek ve yaşanan sorunlara çözüm bulmak amacıyla hayata geçirilen ‘GYODER Çözüm Platformu’ toplantısı, Digital Network Alkaş işbirliği ile ikinci kez online platformda yapıldı. CBRE Türkiye’nin ana sponsorluğu, Endeksa, Apsiyon, Garanti BBVA’nın sponsorlukları ile 7 Ocak Perşembe günü ‘Pandemi sonrasında nasıl bir dünya? Ofis ve Alışveriş Merkezleri’ başlığı altında düzenlenen toplantıya gayrimenkul sektörü temsilcilerinin ilgisi yüksek oldu. Moderatörlüğünü GYODER Yönetim Kurulu Üyesi, PwC Türkiye Ortağı Ersun Bayraktaroğlu’nun yaptığı ‘Çözüm Platformu’ toplantısının konuşmacıları, pandemi sürecinde ofis ve AVM’lerde yaşanan değişimi konuştu. 

AVM’LERİN ‘KAZAN-KAZAN’ MODELİYLE HERKESİ MUTLU ETTİĞİNİ GÖRDÜK

“Pandemide AVM’lerin hayatımızda tuttuğu yeri çok daha net görme imkanımız oldu” diyen GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kalyoncu, şöyle devam etti: “Pandemide e-ticaretin daha da büyüdüğünü gördük. Bu süreçte herkesin bazı konuşmalarda şahit olduğu ‘AVM’ler bitecek, lojistik depolara dönecek, her şey internetten alınacak, AVM’ler eğitim, sağlık yapılarına dönüşecek’ gibi öngörülerin yanlış olduğunu gördüğümüzü düşünüyorum. AVM’lerin sadece mağazaların bir araya geldiği yapılar olmadığını, tabiatla uyumlu, teknolojinin imkanlarından faydalanan ve iyi tasarlanmış olduğu takdirde bir buluşma mekanı  olduğunu gördük. Ayrıca AVM’ler kapalıyken perakendeciler istedikleri ciroyu yapabildiler mi? Yapamadılar. Müşteriler memnun mu? İnternetten sürekli alışveriş yapmak memnun etti mi hepimizi? Tabi ki kolaylıkları var ama insan yine de fıtratı gereği bir arada olmayı bire bir temas kurmayı özlüyor. Bu açıdan alışveriş merkezlerinin geliştiricisinden, yatırımcısına, perakendecisinden kiracısına ve müşterisine kadar önemli bir yer tuttuğunu, ‘kazan-kazan' modeliyle aslında herkesi mutlu ettiğini gördük. “ 
Bir yandan da evden çalışma sürecininin yaşandığını vurgulayan Mehmet Kalyoncu, “Artık daha düşük metrekarelerde, daha verimli, daha esnek, yine dijitalle iç içe ofis alanları göreceğiz. Belki de şehre yakın olmak, her gün ofise gidilmeyeceği için çok önemli olmayacak fakat fiziki anlamda yine doğru kullanmış ofis projelerinin ön plana çıktığını düşünüyorum” diye konuştu.  

DAHA ESNEK ÇALIŞMA MODELLERİ YAYGINLAŞACAK

IPSOS Türkiye CCO’su Yasemin Özen Gürelli, ‘Covid Sürecinde Değişen Alışkanlık ve Davranışlar’ başlıklı sunumunda şunları söyledi: “Türk toplumunun yüzde 62’si Türkiye’de virüsün ancak 2021 sonunda ya da daha uzun bir tarihte kontrol altına alınabileceği düşüncesinde. Toplumun yarısından fazlası Türkiye’nin geliştireceği yerli aşıya güveniyor. Çalışma hayatı değişiyor. Çalışanların yüzde 40’ı evden çalışmayı uygun buluyor. Büyük şehirlerde yaşayan insan sayısının azalacağını düşünenlerin oranı: yüzde 46. Beyaz yakalı için büyük şehirlerden göç, hayal olmaktan çıkacak. Daha esnek çalışma modelleri gündemde ve yaygınlaşacak. Ofis kullanım amacı orta vadede evrilecek. AVM’ler daha riskli bulunuyor bu nedenle caddeler hareketlenecek. Tüketicinin alışveriş mekanı tercihleri; yüzde 37 cadde mağazaları, yüzde 33 e-ticaret, yüzde 30 alışveriş merkezleri şeklinde sıralanıyor. AVM’lerin daha fazla sosyalleşme mekanı, farklı aktivitelerin de dahil edeceği alanlar olması gerekiyor.”

EVLERİMİZ ARTIK OFİSLERİMİZ OLDUĞUNA GÖRE ÇALIŞMA KONFORUNU SAĞLAMAMIZ GEREKİYOR

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, son dönemde sosyal sağlıktan bahsedildiğini belirterek, “Sağlığın sosyal belirleyicileri; yani yaptığınız iş, yaşadığınız yer, ait olduğunuzu düşündüğünüz sosyal sınıf, işe neyle gidip geldiğiniz, işinizle eviniz arasındaki mesafe, evinizin, işinizin size ne sunduğu çok önemli hale geldi. Son dönemde şunu tartışıyoruz; evdeki oda sayısı mı yoksa banyo tuvalet sayısı mı daha önemli? Tercihler giderek farklılaşmaya başlamışken, sağlığın sosyal belirleyicileriyle beraber koronavirüs geldi hayatımıza. Toplumun sağlık algısı değişti. Geldiğimiz aşamada insanlar artık sağlık kurumlarına yakın olmayı arzu ediyor. Çalışma hayatında esnek çalışma sistemi çok önemli. İşyerinde 2-3 günlük bloklarla dönüşümlü çalışmak pandemiyle mücadelede daha etkili. Evlerimiz artık çalışma ofislerimiz olduğuna göre evlerimizde de çalışma konforunu sağlamamız gerekiyor. Kullanılan koltuğun, sandalyenin bu ihtiyaca göre sağlanması gerekiyor. 2022’ye geldiğimizde önümüzde hem tamamlanmamış pandemi süreci hem evde kalmanın obezite, yüksek tansiyon, diyabet, solunum yolu hastalıklarına en az iki kat artıracağı bir süreçle karşı karşıya kalacağız” dedi.  

FİZİKSEL VE DİJİTAL SATIŞ KANALLARI BİRBİRİNE RAKİP DEĞİL

Pandemi öncesi de e-ticaretin arkasına rüzgarı alıp gittiğini vurguluyan Migros Ticaret A.Ş. E-Ticaret İş Birimi Direktörü OrçunOnat, şöyle konuştu: “Biz satışlarımızı yüzde 100 büyütmüştük. Pandeminin ilk döneminde öyle bir talep geldi ki, yurtdışında 15-20 güne çıkan sevkiyat sürelerini biz 4-5 günde gerçekleştirdik. Hızlıca sadece e-ticaret için 4 bin ek istihdam sağladık. Migros Sanal Market uygulamasını 35 ilden 81 ile çıkardık. Sanal markette yaş ortalaması da arttı. 60 yaş üzeri müşterilerden teslimat ücret almadık, telefonla sipariş imkanı sağladık, temassız teslimat özelliğini devreye aldık. Tüketicilerin yarısından fazlası özellikle gıda ürünlerini ¬internetten satın almaya devam edeceğini söylüyor. Fiziksel ve dijital kanalları birbirine rakip değil tamamlayıcı olarak görüyoruz. Toplam faktör verimliliği, aynı girdiyle çok daha fazla çıktı almaktır. E-ticareti aynı mağaza içinden yapmamızın çok büyük faydası var. Dolayısıyla belki bizim için verimsiz olacak bir mağaza online operasyonla verimli hale geliyor.”

HİJYEN VE MÜŞTERİ DENEYİMİ KONUSUNDA ÇOK HIZLI HAREKET ETTİK

Türkiye’de pandemiye karşı çok hızlı önlemler alındığını belirten DeFacto Operasyon ve Genişlemeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Serdar Ersoy, şunları söyledi: “Biz online, offline olmak üzere 50 ülkede faaliyet gösteriyoruz. Yaşanan olumlu olumsuz birçok durumu hem rakiplerle hem ülke olarak kıyaslama şansına sahibiz. Türkiye’deki birçok perakendeci bence çok hızlı bir şekilde pandemi aksiyonlarını aldı. Hijyen kuralları ve müşteri deneyimi konusunda. AVM’ler de bunu takip etti çünkü bizim hem caddede hem AVM’de mağazalaramız olduğu için daha hızlı uyum sağladığımızı düşünüyorum. En büyük keşkelerden biri bence klima konusu. Biz AVM’lerde klimaları çalıştırana kadar çok uğraştık. Avrupa’da böyle bir endişe yoktu. Keşke içinde bulunduğumuz durum topluma daha iyi yansıtılsaydı. Müşteri rasyonel düşünüyor ama irrasyonel davranıyor. ‘AVM’ye girmek istemiyorum’ diyor ama toplu taşıma kullanıyor.” 

TÜRKİYE’DEKİ AVM’LER HİJYEN AÇISINDAN ÖNDE

“Toplumu hem sağlık hem psikolojik, sosyolojik hem de ekonomik açıdan vuran bir pandemiyle karşı karşıya kaldık” diyen FİBA Commercial Properties Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO’su Yurdaer Kahraman, “Tüm ekiplerimizle her şeyden önce sağlığa öncelik vererek çok iyi adımlar attığımızı düşünüyorum. Tüm toplum beklentilerimizin üzerinde performansla pandemiyle yoğun çalışmalarla mücadele etmek inanılmazdı. Türkiye’de 400 AVM inanılmaz bir istihdam sağlıyor, perakendecilere mekan ve fırsat sunuyor. Burada bir ekosistem var, ileride ticaret tek başına online ya da offline olmayacak, hibrit bir model olacak. Pandemide çok seyahat ettim, 40-50 testten geçtim. Hijyen açısından bence Türkiye’deki AVM’ ler kadar dünyada hiçbir AVM hazırlıklı değildi” dedi. 

OFİSLERİMİZİ DE AVM’LERİMİZİ DE ŞEHRİMİZİ DE ÖZLEDİK

Pandemi nedeniyle daha önce hiç tahmin edilmeyen bir süreç yaşandığını belirten GYODER İcra Kurulu Üyesi, Sinpaş GYO Genel Müdürü Seba Gacemer, “Biz ofis, ticari alan, konut geliştiriyoruz. Yani aslında biz barınma ihtiyacını karşılıyoruz. Hayat devam ettiği sürece barınma ihtiyacı hep olacak. Dolayısıyla önümüzdeki her olumsuz durum bir fırsat yaratacak, bizi kendimizi tekrar etmekten kurtaracak. AVM yatırımcısı olarak düşünüyorum, eskiden çoklu mülkiyet vardı. Sonra dendi ki ‘bu çoklu mülkiyetler başarılı değil, artık tek mülkiyet olsun ve bunu güzel yönetelim.’ Fakat pandemi şunu gösterdi. Tek yatırımcının, buradaki yüzlerce işletmenin ticari sorumluluğunu alarak bu kadar büyük yatırımların altına girmesi bundan sonra ne kadar mümkün?   Pandemi bize, mekanlarımızı hatta bu mekanların yönetimiyle ilgili kanunlarımızı daha esnek yapmamız gerektiğini de gösterdi. Ofislere dönüş olacak. Dönüş olmaması mümkün değil. Bu bir etkileşimdir. Bu ekranlar bize bir noktadan sonra yetmeyecek. Ekip çalışması kavramı değişmedi. Ofislerimizi de AVM’lerimizi de şehrimizi de arkadaşlarımızı da yakın akrabalarımızı da özledik” diye konuştu.