Nivo Ataköy’ün özellikleri hakkında bilgi verir misiniz?

Eski Ataköylüler bilir, Ataköy ayrıcalıklı bir yaşamın simgesidir. Ataköy’de konumlanan proje 175 milyon dolarlık yatırıma sahip. Nivo Ataköy projemiz, 12 bin 689 metrekare arsa üzerinde 17 katlı iki bloktan oluşuyor. Projede toplam 314 konut bulunuyor. Blokların alt katlarında üç kat ticari alan, üst katlarda ise 16 kat home/ofis rezidans katları bulunuyor Projemizde 55 ile 160 metrekare arası değişen 1+1 ve 2+1 konut seçenekleri sunuluyor. Ataköy’e yatırım yapmak, modası geçmeyen bir seçimdir. Nivo Ataköy ise sadece konumuyla değil kalitesi ve çağdaş yapısıyla benzer projelerden ayrılıyor. 3 bin 500 metrekaresi yeşil alan olmak üzere ve toplamda 5 bin metrekarelik etkinlik alanıyla da sakinlerine huzurlu bir kapı açıyor.

Nivo Ataköy, Leed Gold Sertifikası adayı. Bu kapsamda projede hangi çalışmalar yapılacak? 

Nivo Ataköy projemiz, İstanbulluların geleceğini de düşünerek “Yeşil Bina” olarak yükseliyor. Nivo projeleri, tasarım aşamasından itibaren doğal kaynakları en verimli şekilde kullanacak şekilde planlandı. Uluslararası derecelendirme sistemleri içerisinde dünyada en yaygın olarak kullanılan LEED Gold sertifika adayı projemiz, çevreci yapısıyla dikkat çekiyor. 

2008 yılında USGBC tarafından yapılan istatistiklerde sürdürülebilir kriterlerle tasarlanıp inşa edilen binaların diğerlerine kıyasla bina kullanıcıların sağlığı ve mutluluğundaki olumlu gelişmelerde yüzde 76 pozitif etkili olduğu belirtiliyor. Bu nedenle projemizi tasarlarken sürdürülebilir bir proje yaratmak başlıca hedeflerimiz arasında yer alıyordu. Biliyoruz ki Türkiye, enerjisinin yüzde 40’ını binalarda harcıyor ve sadece ısı yalıtımıyla bile ülkemizin enerji faturasını yüzde 15 azaltabiliriz. Biz de bu noktadan hareketle Nivo markamızı hayata geçirirken sadece İstanbul’a değil Türkiye’ye bir değer yaratmayı amaçladık. Çevre dostu binalarımızla yüzde 30 su ve enerji tasarrufu sağlıyoruz. Sosyal donatılar kadar çevresel sürdürülebilirliğin de önemli olduğunu düşünerek sürdürülebilirlik çalışmalarımıza arazi seçiminden itibaren başladık. Arazi planlamasını ulaşım noktalarına yakınlık ve araziyi doğal kaynakları en etkili şekilde kullanacak biçimde yaptık. Enerji tüketimini minimize etmek adına optimum güneş ışığından faydalanacak şekilde bina yönümüzü belirledik. Malzeme seçiminde çevreye duyarlı seçimler yaptık. Yağmur suyunu dahi nasıl değerlendirebileceğimizi düşünerek hareket ettik. Ve bu çalışmalarımızla en kıza zamanda Leed Gold sertifikamızı alacağımıza eminiz. Bu sertifikayla binalarımızın sürdürülebilir tasarım, inşaat ve işletme kriterlerine göre yapıldığını belgelemiş olacağız.