Covid-19 salgını nedeniyle dünyada ve ülkemizde yaşanan olağanüstü koşulların tüm sektörleri olduğu gibi inşaat ve çatı sektörünü de ciddi manada olumsuz etkilediğini belirten ÇATIDER Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Şenal, süreçle ilgili şu açıklamalarda bulunuyor:

“Güncel iş ve yaşam koşulları ve oluşan belirsizlikler mevcut olumsuzlukların maalesef bir süre daha devam edeceğini gösteriyor. ÇATIDER olarak, alınan tedbirleri ve uygulanması beklenen tüm kuralları bireysel ve kurumsal anlamda önemsiyoruz. Bu bağlamda öncelik sağlığımız diyerek, faaliyetlerimize sosyal mesafe ve hijyen kurallarına azami şekilde uyarak devam edilmesini öneriyoruz. Halihazırda devam eden şantiye uygulamalarında da hem kendimizi hem de çevremizi koruyacak tedbirlere uyularak hareket edilmesini tüm taraflara tekrar hatırlatmak istiyoruz. Mevcut koşullar sektörümüzü olduğu gibi dernek çalışmalarımızı etkilemektedir. Projelerimiz mevcut koşulların etkisiyle kontrollü ve kademeli olarak yürütülmektedir. Sektörel gelişmelere ve koşulların olumluya dönmesi ile birlikte çalışmalarımıza hız kazandırılacaktır.  
İnşaat sektörünün tüm alt segmentlerinde yaşanan talep daralmasının, önümüzdeki üç aylık dönemde sanayi üretimlerini de olumsuz etkileyeceği görülüyor. Beklentilerde son aylarda yaşanan kademeli ve yavaş iyileşme eğilimi, COVID-19 salgını sebebiyle sekteye uğradı. İyileşme beklentilerinin, tamamen salgının seyrine ve kalıcı etkilerine bağlı olarak genel ekonomik faaliyetlerin iyileşmesine paralel hareket edeceğini öngörmekteyiz. 

“KAMU DESTEĞİ KAÇINILMAZ…”

Öncelikle temennimiz bu sürecin uzamaması yönünde. Elbette ki tüm dünyayı etkileyen bu sürecin uzaması halinde, her sektörde atılması gereken adımlar olacak. Üretimin azalması ya da sekteye uğraması, talebin daralması, işletmelerin borç yükü gibi önemli sorunlara çözümler oluşturulması gerekiyor. Bu sorunların bir kısmı şirketler tarafından üstlenilebilecek iken, bir kısmı için kamu desteği de kaçınılmazdır. Yaz mevsimi, çatı üretimi ve tadilatında en hareketli dönem, bu mevsimi olabildiğince uzun ve verimli kullanmaya odaklanacağız. Bunun dışında ihracat da, sektörümüz için bu süreçte en önemli kaldıraçlardan biri olacak. 

Dünyanın herhangi bir yerinde görüştüğünüz iş kontağınız bile bir çeşit karantinanın içinde. Tüm görüşmeler online program ve uygulamalar üzerinden yapılırken hala çalışmakta olan firmalar sosyal mesafe kuralıyla hareket ederek çalışma saatlerinde vardiyalı sistem uyguluyor.  İş dünyasında tecrit dönemi sonrası hijyen ve topluluk yönetimi ön plana çıkacak gibi görünüyor. İzole yaşam sonrası topluluk, ortak alanlar, kalabalık yapılar insanları rahatsız edebilir. Eskisi kadar hızla sosyal bir yaşam olamayacağını, tecrit dönemi kadar olmasa da kısmi uzaktan çalışmanın devam edeceğini öngörüyoruz. 

“ŞİRKETLERİ DİJİTAL DÖNÜŞÜME MECBUR BIRAKACAK”

Dijitalleşme olarak şirket merkezindeki altyapı ve hizmetlerin uzaktan sağlanabileceği kurguların oluşturulması, şirketlerin ihtiyaçlarına göre uyarlanabilecek mobil uygulamalar ön plana çıkabilir, var olanların da daha etkin ve kullanıcı odaklı hale dönüşmesi gerekebilir. 

Yeni tip krizin zorladığı dijital dönüşüm, şirketleri bir anlamda dijital dönüşüme mecbur bırakacak diyebiliriz. Virüs sonrası dijitalleşme daha önem kazanacak ve hızla evrilecek. Dijitalleşme zaten var olan bir süreçti, bu dönemde hız kazanacağı kesin.
Bu sürecin en öne çıkan unsurlarının başında, evde geçirdiğimiz vakitler geliyor. Evde de yoğun bir çalışma temposu içinde olsak da, yine de eskiye oranla ailemizle daha çok vakit geçirebilmek, aynı ortamda daha uzun süre birlikte olmak, bu dönemin en güzel yanı. Bu süreçte okumak, internet üzerinden dünyayı takip etmenin yanı sıra, yine bu döneme özgü gelişen ya da hız kazanan online müzeler, sergiler, kültür sanat olayları da en büyük kazanımlarımız arasında yer alıyor.”