“Doğru Katkı, Dayanıklı Beton Demektir”
“Doğru Katkı, Dayanıklı Beton Demektir”
İçeriği Görüntüle

FOTO: Arzu Işıklı (CEPHEDER Üyesi Önceki Dönem Başkanı, Cephe Danışmanı, Tosca Facade ) Salim Ünal (CEPHEDER Yönetim Kurulu Üyesi, İzotim Mühendislik Genel Müdür) Sinan Kılıç (CEPHEDER Üyesi, Kasso Mühendislik Genel Müdürü) İTÜ Öğretim Görevlisi Doç. Dr.Barlas Özden Çağlayan ve Tunahan Demirbaş (CEPHEDER Yönetim Kurulu Üyesi, Fischer Türkiye Teknik Pazarlama Müdürü)

Yapının hem estetik kimliğini hem de fiziksel korumasını belirleyen en önemli unsurlardan biri olan bina kabuğu, iç ve dış ortam arasında bir bariyer görevi üstleniyor. Cephe Sanayici ve İş İnsanları Derneği (CEPHEDER), üyeleriyle yaptığı değerlendirmede, cephe sistemlerinin günümüz mimarisindeki çok boyutlu önemini vurguluyor. Dernek, bina kabuğunun yalnızca estetik bir unsur değil, aynı zamanda yapı güvenliği ve çevresel performans açısından kritik bir bileşen olduğunu belirtiyor.

Bina Kabuğu: Tarihsel Dönüşüm

Tosca Facade Genel Müdürü ve Cephe Danışmanı Arzu Işıklı, bina kabuğunu “yapının elbisesi” olarak tanımlıyor. Işıklı, cephe kavramının yalnızca dış görünümü değil, tüm bileşenleriyle yapının çevresel etkileşimini kapsadığını ifade ediyor. Tarihsel açıdan bakıldığında, 19. yüzyıla kadar dış duvarlar hem taşıyıcı hem de koruyucu işlev üstleniyordu. Ancak çelik ve betonarmenin inşaatta kullanılmaya başlanmasıyla dış duvarların taşıyıcı zorunluluğu ortadan kalktı. Bu değişim, cephelerde şeffaf yüzeylerin kullanımını artırdı ve modern mimarinin önünü açtı. İlk metal taşıyıcılı giydirme cephe örneği olarak 1864 yılında inşa edilen Oriel Chambers binası gösteriliyor. Sanayi devrimi sonrası cam üretim teknolojilerindeki gelişmeler, cephe mimarisine yeni bir boyut kazandırdı. 20. yüzyılın başlarında üretilen ısı yalıtımlı, reflekte ve dayanımlı camlar, cephelerin hem estetik hem de fonksiyonel açıdan önemini artırdı.

Modern Cephe Sistemleri

Günümüzde pencere, panel, çift cephe, entegre ve yangına dayanımlı sistemler, mimarinin işlevsel ve estetik kimliğinde belirleyici hale geldi. Metal, ahşap, prekast, çimento esaslı kaplamalar ve mantolama sistemleri, bina kabuğunun ayrılmaz parçalarını oluşturuyor. CEPHEDER üyeleri, bu sistemlerin yalnızca görünüş değil, aynı zamanda yapı güvenliği ve enerji verimliliği açısından da kritik rol oynadığını vurguluyor.

Urbanjobs (3)

Deprem Güvenliği

İTÜ öğretim üyesi Doç. Dr. Barlas Özden Çağlayan, cephe sistemlerinin deprem etkileri altındaki davranışlarını ele alıyor. Türkiye Deprem Yönetmeliği (TBDY 2018) ve uluslararası standartlar çerçevesinde cephe elemanlarına etkiyen yükler, yer değiştirme sınırları ve performans testleri kritik öneme sahip. Deprem sırasında yapıdan ayrılan cephe elemanları ciddi can güvenliği riskleri oluşturuyor. Çağlayan, “Cephe tasarımı yalnızca estetik bir karar değil; doğrudan can güvenliğiyle ilişkili mühendislik disiplinidir” diyerek, cephelerin deprem tasarımına dâhil edilmesinin önemini vurguluyor.

Bağlantı Teknolojileri

Fischer Türkiye Teknik Pazarlama Müdürü Tunahan Demirbaş, undercut bağlantı sistemlerinin avantajlarını paylaşıyor. Gömme vidalı çözümler sayesinde yük dağılımı homojenleşiyor, panel kalınlıkları azaltılabiliyor ve montajda işçilik hataları minimize ediliyor. Bu teknoloji hem estetik hem de ekonomik açıdan önemli faydalar sağlıyor.

Uygulama Kalitesi

İzotim Genel Müdürü Salim Ünal, cephe sistemlerinde asıl riskin deprem değil, yanlış uygulama olduğunu belirtiyor. Düşük maliyet odaklı ve standart dışı uygulamalar, binaların deprem sonrası kırılgan hale gelmesine yol açıyor. Hatalı mantolama ve cephe uygulamaları, yalnızca ısı yalıtım performansını düşürmekle kalmıyor; deprem anında cephe kaplamalarının yerinden kopmasına ve ciddi güvenlik risklerine neden oluyor. Ünal, “Cephe sistemleri, deprem sonrası düşerek yaralanmalara ve tahliye engeline yol açabilir. Doğru sistem + doğru uygulama ile depreme dayanıklı cephe elde edilir” diyor. Ayrıca son kat boya seçiminin bile sistem dayanımını etkilediğine dikkat çekiyor: “Işık yansıtma değeri 25’in altında olan boyalar, çimento esaslı sıvalı ısı yalıtım sistemlerinde kullanılmamalıdır. Aksi halde yüzey aşırı ısınır, çatlaklar oluşur ve cephe ömrü kısalır.”

İkincil Cephe Sistemleri

Kasso Mühendislik Genel Müdürü M. Sinan Kılıç, hafif ve esnek ikincil cephe sistemlerinin deprem anında can güvenliği açısından kritik olduğunu belirtiyor. Genişletilmiş ve perfore metal paneller, sismik performans avantajı sağlıyor. Hafiflik, geçirgenlik ve esneklik, bu sistemlerin öne çıkan özellikleri arasında. Ayrıca modüler yapıları sayesinde hasarlı paneller hızlıca değiştirilebiliyor ve deprem sonrası müdahale süresi kısalıyor.

CEPHEDER, cephe sistemlerinde yalnızca estetiğin değil, enerji verimliliği ve sismik güvenliğin de göz önünde bulundurulmasını vurguluyor. Standart dışı uygulamalardan kaynaklanan risklerin azaltılması, doğru sistem seçimi, uygun mühendislik ve kaliteli uygulama ile mümkün. Dernek, sektöre ve tasarımcılara çağrıda bulunuyor: “Cepheler, sadece binanın dış görünüşü değil; aynı zamanda can güvenliği ve yapı dayanıklılığı için kritik bir bileşendir. Modern cephe sistemlerini tasarlarken estetik, fonksiyon ve güvenliği bütünleşik şekilde ele almalıyız.”