İskele Kalıp Sanayicileri Derneği olarak bu yıl hangi çalışmalara odaklandınız? Pandemi sürecini dernek olarak nasıl geçirdiniz?

2020 yılının büyük bölümü tüm dünyayı etkisi altına alan Korona virüs (COVID-19) salgınının olumsuz etkileri ile mücadele ile geçti. Dünyayı olduğu gibi Türkiye’yi de derinden etkileyen küresel salgının verdiği ekonomik zararın önüne geçmek için devletimiz tarafından hayata geçirilen ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı’ ile çok önemli bir adım atıldı. Fakat sektörümüz firmaları ilk etapta açıklanan pakette kapsam dışı kaldı. Pandemi sürecinde “ihracatın azalması”, “iç satışların azalması”, “kullanılan girdileri bulamamak”, “müşteri ödemelerinde gecikme ve nakit akışının bozulması”, “kredi olanaklarının daralması”, “lojistikte sıkıntılar” ve “insan kaynakları ve firmalara özgün diğer konular” başlıkları altında salgının etkilediği sektör üyelerimizin devletin açıkladığı destekleyici paketin kapsamına alınması için dernek yönetimi olarak kamu nezdinde ilgili bakanlıklarla gerekli iletişimi sağlamaya çalıştık. 
Bu dönemde dernek olarak daha önce başlattığımız önemli misyonlarımızdan biri olan ihtiyaca yönelik sektörle ilgili rehber niteliğinde kalıp ve iskele sistemleri ile ilgili bilgilendirici ve eğitici teknik ve tanıtım dokümanların hazırlanması sürecini, üye firmalarımızın uzmanlarından oluşan iki farklı komitemizin özverili çalışmaları ile tamamladık. Bu aşamadan sonra da teknik komitelerimizin hazırladığı dokümanların Türkiye’nin önde gelen üniversiteleri ile karşılıklı fayda sağlayacak akademik ortak çalışmalar ile bir rehber niteliğinde geliştirilip kamuoyuyla paylaşılması, müfredat olarak üniversitelerde kullanılması hedeflenmektedir. Bu konu ile ilgili Türkiye’nin önde gelen üniversiteleri ile temaslarımız devam etmektedir.  Bahçelievler Kaymakamlığı ve İl Milli Eğitimiyle birlikte pilot okul olarak seçilen Bahçelievler Türk Telekom Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde bizim sektörümüzle ilgili konuları müfredatta kuvvetlendirmeye ve güncelleştirmeye yönelik bir iş birliği protokolü 2019 yılında imzaladık. Bu protokol kapsamında; projede yer alan üyelerimizin de desteğiyle iskele ve kalıp sistemleriyle ilgili fabrika ortamında okul öğretmenlerine eğitimler verdik, okul laboratuvarında güncel teknolojilere uygun sektör ürünlerinin sergilendiği ve eğitimlerde kullanılacak bir ortam hazırladık. Bu projedeki nihai amacımız, Türkiye’nin tüm meslek liselerinde eğitmenlerin sektör ürünlerini, teknik bilgilerini güncellenen müfredatla birlikte öğrencilere aktarması, inşaat sektörüne geleceğe yönelik nitelikli eleman gücü kazandırılmasıdır.  Yine Ekim ayı içerinde sektörün ve derneğin ODTÜ İnşaat bölümü mezun ve öğrencilerine hem tanıtılması hem de onların eğitilmesi amacıyla hazırlanan bir projeyi tamamladık. ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümünde kalıp ve iskele sistemlerinin tüm aksesuarları ile birlikte belirli bir ölçekte kalıcı olarak sergilenmesi projesini, derneğimizin koordinasyonunda üye firmalarımızın ve ODTÜ İnşaat bölümü yönetiminin desteğiyle tamamladık, eğitime kalıcı bir destek vermiş olduk. 
Avrupa Birliği Hibe Programı’na iş güvenliği içerikli bir proje ile katıldık. Şu an proje bütçesinin karşılıklı teyidi dahil tüm aşamaları geçtik, proje başlangıcı için imza daveti bekliyoruz. Proje kapsamında 44 farklı ana etkinlik bulunmaktadır. Bu başlıkların tamamı dernek misyonumuz içerisinde hedeflenen eğitim ve aktiviteleri kapsıyor. Projede inşaat sektörü çalışanlarının, işverenlerin, üniversite ve eğitim kuruluşlarının, medya ve sivil toplum kuruluşlarının dahil olduğu çok kapsamlı etkinlik ve çalışmalar planlanmaktadır.

Üniversitelerle ve meslek odalarıyla derneğin kuruluşundan itibaren yaptığımız toplantılarda, şantiyedeki inşaat mühendislerinin ve inşaat bölümü öğrencilerinin iskele ve kalıp ile ilgili bilgilerinin yeterli olmadığını görüp pandemi öncesi yüz yüze etkinlikler düzenlemiştik. Özellikle meslek odaları ile webinarlar planlıyoruz, pandemi koşullarının bir süre daha devam edeceği öngörüldüğü için bu içerikli etkinlikler de artarak devam edecektir.
 Pandemi koşullarının daha hafiflediği dönemlerde sosyal mesafe ve hijyen koşullarına dikkat ederek üyelerimize dernek yönetimi olarak ziyaretlerde bulunduk. Ziyaretlerde üye firmamız çalışmaları hakkında bilgi alındı, sektör genel değerlendirmesi ile birlikte Türkiye ve dünya genel ekonomik koşulları fırsatlar, tehditler ve yapılması gereken çalışmalar değerlendirildi.  Bu dönemde ayrıca üyelerimizin ihracat birlikleri ve sektör çatı kuruluşlarının yurt dışı ticaret ateşeleriyle yaptıkları webinar toplantılarına katılmaları yönünde paylaşımlar yapıldı. Bu webinarlarda ateşelerimiz bulundukları ülkelerdeki hedef pazarlarla ilgili çok kapsamlı ve değerli bilgi paylaşımlarda bulundular. 

Sektör oyuncularının dış pazarda rekabet gücünü artırmak adına neler yapılmalı sizce?

Türk müteahhitleri dünyanın her tarafında çok güzel işler yapıyor. Global projelerde yer alıyoruz. Müteahhitlik hizmetlerinde Çin’den sonra ikinci sırada geliyoruz. Türk müteahhitlik sektörünün bugüne kadar 126 farklı ülkede 10.000’den fazla proje üstlenmiş, böylece Türk müteahhitlik sektörümüzün yurt dışına açıldığı günden bu yana üstlendiği proje büyüklüğü kümülatif olarak 400 milyar doları aştı. Türk inşaat sektörünün, son 15 yılda yaşadığı yüksek büyümeye paralel olarak kalıp ve iskele üreticileri de ciddi bir büyüme sağladı, ürün portföylerini ve ihracat pazarlarını genişlettiler. Bugün sektörümüz Rusya, Türki Cumhuriyetler, Avrupa, Afrika, Ortadoğu, Amerika dahil 100’ün üzerinde ülkeye ihracat yapmaktadır. Fakat bu durum “sürdürülebilir olacak mıdır?” sorusunun cevabı en hayati konu.  
Sektörün dış pazarda rekabet gücünü artırmak için öncelikle iç pazardaki rekabet koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Derneğimizin kuruluş aşamasında sektörün gündemi nedir diye kendimize bir yol haritası çıkardık. Karşılaştığımız en büyük problemin; denetim eksikliğinden dolayı haksız rekabet olduğunu gördük. Haksız rekabetin sonucu olarak sektörün genel karlılık oranlarında da ciddi kayıplar yaşanıyor. Buna müşteri ödemelerinde gecikmeler, finansman sorunları eklendiğinde sektörel karlılığın yeterli oranda olmaması teknolojiye yeterli yatırımın yapılamamasını, nitelikli insan kaynakları istihdamını ve sürdürülebilirliği dolayısıyla iç/dış pazardaki rekabeti de ciddi anlamda olumsuz etkiliyor. Bu konuları her platformda dile getiriyoruz, tüm sektörlerin ortak sorunu olduğunu da çok net görüyoruz. Fakat henüz yeterli sonuç alabilmiş değiliz.