Dörken Sistem A.Ş. Genel Müdürü Cengizhan Okur, şu açıklamalarda bulundu:
“Küresel çapta aktif bir şirket olarak, müşterilerimizi ve ortaklarımızı, çalışanlarımızı, ailelerini ve şirketin kendisini koronavirüs pandemiğinin etkilerine karşı korumak ve toplumsal mücadeleye destek vermek için süreci yakından takip ediyor, gerekli önlemleri hızla hayata geçiriyoruz. Şubat ayı başında, Dörken’in dünyadaki bütün üretim sahalarında olduğu gibi, Türkiye’de de Dörken ve Erdem Holding Yönetim Kurulları ile Dörken Sistem fabrika ve merkez ofisinde kapsamlı önlemler alınarak yakın işbirliği içinde düzenlemeler yapıldı. Şubat ayı başından itibaren kısıtlama getirdiğimiz yurtdışı ziyaretlerimizi, Dünya Sağlık Örgütünün pandemi açıklamasıyla birlikte ikinci bir duyuruya kadar sonlandırdık. Merkez ofis, teknik ve saha ekiplerimizin çoğunluğu Mart ayının ortasından bu yana evden çalışıyor ve geleneksel güvenilir hizmetimizi sunmak için gereken tüm çabayı göstermeye devam ediyoruz. Şirketimiz çalışanları erişilebilir durumda ve gelen her soru ve talepte yardımcı olmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Elbette, bir sonraki duyuruya kadar irtibat şeklimizi e-posta, telefon veya görüntülü konferansla sınırladık. Şirket ziyaretleri sadece acil durumlarda ve önceden konfirme edilmiş olmak kaydıyla mümkün. Biz de müşteri ve şantiyelerimize ziyaretleri en asgariye indirdik. Fiziksel mesafemizi koruyor olsak da, müşterilerimizi hiçbir şekilde yalnız bırakmıyoruz.

Üretim operasyonlarımız, sıkı sağlık ve hijyen tedbirleri altında koronavirüs pandemiğinden etkilenmeden devam etmekte. Kronik rahatsızlığı olan ve 55 yaş üzeri çalışanlarımızı idari izinli olarak evlerine gönderdik. Diğer çalışanlarımızın çalışma düzeni ise fiziksel etkileşimleri kısıtlanacak şekilde ayarlandı. Sevkiyatlarımızı da haftada iki gün ile sınırlandırdık. Bu zor koşullar altında bile, tedarik yeteneğimizi sürdürmek için elimizden geleni yapıyoruz.

Küresel sorun pandemiğe karşı ulusal mücadelemizde çalışanlarımız ve ailelerinin, müşteri ve tedarikçilerimizin mağdur olmaması için gerekli aksiyonları zamanında alıyoruz. 

Covid-19 virüsü ile ilgili her gün yeni bir bulgunun ortaya çıktığı şu günlerde, salgından en çok etkilenenlerden biri olan sektörümüzün hemen rahatlayacağını ve sürecin sorunsuz atlatılabileceğini düşünmüyoruz. Önemli olan bu süreci en az zararla atlatabilecek şekilde doğru yönetebilmek. Ki devletimiz başta sağlık ve eğitim olmak üzere bütün kurumlarıyla bu süreci iyi yönetmek için elinden geleni yapıyor. Mensubu olduğumuz yapı sektörü ve dolayısıyla yapı malzemeleri sektörü için mücbir bir durum ile karşı karşıyayız. Aşamalı normalleşme sürecine geçiş süresi uzadıkça mücbir sebebin vereceği zarar katlanarak artacaktır. Ancak, küresel açıdan bakılacak olursa normalleşme süreci, bu salgınla mücadele eden diğer ülkelerdeki gidişat ile de yakından ilişkili aslında. 

“YURTDIŞINDAKİ PAZARLARIMIZIN KORUNMASI VE ARTTIRILMASINA ÖNCELİK VERİYORUZ”

Bu aşamada, yurtdışındaki sahip olduğumuz pazarların korunması ve arttırılmasına öncelik veriyoruz. Üretim kalite ve kabiliyetimizi daha da arttırarak dış pazarlarda söz sahibi olmayı hedefliyoruz. Biz şirketimizin bütün birimleriyle aldığımız tedbirler ve çalışanlarımızın kendileri ve ailelerinin sağlığı konusundaki sorumlu davranışları sayesinde ekonomimize kesintisiz katkı sağlamak için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Ülkemiz ve dünya için en başta sağlık olmak üzere her şeyin en iyisini diliyoruz!

Bu süreçte dijitalleşme kaçınılmaz olarak öncesinde olduğundan daha önemli hale geldi. Son birkaç yıldır dijitalleşme konusuna daha çok önem veriyorduk zaten. Websitemizi ve kurumsal grafik standartlarımızı yenileyerek bu konudaki altyapımızı zenginleştirmeye geçen yıl başlamıştık. Çalışmalarımızı, dijitalleşmenin avantajlarının yanı sıra dezavantajları da olabileceğinin ve suistimale açık bir mecra olduğunun bilincinde olarak, müşteri ve paydaşlarımıza en doğru, en güvenilir içerik ve hizmetlerle ulaşmanın sorumluluğu ile planlıyoruz.

Corona sürecinde, evimizde ve çocuklarımızla daha fazla vakit geçirmeye başladık tabii. Boş vakitlerimi de kitap okuyarak ve ilgimi çeken film ve dizilere göz atarak değerlendirmeye çalışıyorum. Başucu kitaplarım arasında Yuval Noah Harari’nin 21. Yüzyıl için 21 Ders, David Fromkin’in Barışa Son Veren Barış ve Ray Kurzweil’in İnsanlık 2.0 kitaplarını sayabilirim.