Firmanızın hikayesini dinleyebilir miyiz? 

Firmamız, 2009 yılında İstanbul’da kuruldu. Kuruluş amacımız inşaat ve gıda malzemelerine yönelik ihracat yapmaktı. Sonrasında sektör ve şartlar bizi markalaşmaya doğru yöneltti. İnşaat sektöründeki en hareketli alan olan yalıtımla ilgilenmeye başladık. Yalıtımda bir yenilik olarak neler yapılabilir arayışına girince de İzothermx markalı ürünümüz ortaya çıktı. Bu süreç halen devam ediyor. Bunun yanı sıra ana konumuz olarak Geokent markamızla özel sektöre ve   kamuya (belediyelere) yönelik beton elemanları üretiyoruz. Bu alanda üretmediğimiz ürünler vardı, son dört sene de onları da portföyümüze kattık. Diğer bir markamız olan MQ  Construction ile de modüller yapılar konusunda hizmet veriyoruz. Firmamız toplamda üç farklı markasıyla sektöre hizmet vermeye devam etmektedir. 

Geokentin ürün yelpazesi ve çözümleri nelerdir?

Birinci ürünümüz sınır elemanları. Araçlar park yapmasın diye belli aralıklarla kaldırımlara konan beton sınır elemanları vardır. Bunların 40-50 çeşit modelini üretiyoruz. Oturma grupları, beton ve ahşap banklar üretiyoruz. Ürünlerimizin  modüler olmasına dikkat ediyoruz. Çiçeklikler, barbekü, çeşme, modüler duvarlar gibi ürünler de portföyümüzde yer alıyor.

 Modüler Duvar Elemanı ürününüzün özelliklerinizi anlatır mısınız?

Modüler duvar elemanı olan  bu ürünümüz aynı zamanda sınır elemanı olarak kullanılır ve park etmeyi ya da belli yollara geçişi önleyen bir ürün. Biz de bu amaca hizmet edecek ama daha kreatif görünecek bir ürün tasarlarken ferforje ile bu ürünü kombine ederek, köşe dönüşleri, korkuluk ve taşlar ekleyerek bir modüler duvar ürünü haline getirdik. Modüler olması çok önemli. Bu üründen nereye uygulayacaksanız bize metresini söylemeniz yeterli. Biz ürünü modüler vaziyette araca yükleyip gönderiyoruz, alıcı da ihtiyaç duyduğu yere herhangi bir kaynak ya da harçla tutturma gibi işlemlere ihtiyaç duymadan, sadece vidalar vasıtasıyla montajını gerçekleştirebiliyor. Taşındınız ve gittiğiniz yere götürmek istiyorsanız da kolayca demonte edip yanınızda götürmeniz mümkün. Her şeye ek olarak estetik görünümlü, zaten biz tüm ürünlerimizde estetiğe çok değer veriyoruz.
Sizin için önemli olan Lale Koltuk, Çiğdem Aydınlatma ve beraberindeki ürünleri anlatır mısınız? 
Lale Koltuk ürünümüzün tasarımı tamamen bize ait olan patentli bir üründür. Ürünün en büyük özelliği tam bir Lale formunda olması , kendi ekseninde 360 dönmesi ve oturmak için açıldığında sonrasında kendiliğinden otomatik olarak kapanarak tekrar lale formuna geri dönmesi  Diğer bir ürünümüz olan Çiğdem Aydınlatma da yine tasarımı ve argesi bize ait olan Güneş Enerji si ile çalışan Çiğdem Çiçeğinin formunda ve renklerinde olan bir aydınlatma direğidir.
 Normalde aydınlatma işimiz değil ama yaptığımız ürünler parklara ve bahçelere hitap ettiği için bir park çalışmasında lale koltuk, çiğdem aydınlatma ve park girişleri için çiğdem tabela adıyla üç ürün kombinledik. Aynı şekilde, yine güneş enerjisi panelli, üzerinde parkın isminin yazılı olduğu park tabelaları yapıldı. Bu ürünleri  Ümraniye’de üç ayrı parkta uygulamaya aldık.

Ürünlerinizin kent kimliğine kattığı değer nedir sizce?

Kent kimliğine kattığımız şey daha çok görsellik ve işlevsellik. İkisinin de bir arada olmasını istiyoruz. Standart ürünleri değiştirmek zordur, biz bu ürünlere de katmadeğer kattık. Gece karanlıkta yürüyen yayalar siyah olan taşları görmedikleri için kazalar olabiliyordu. Bu soruna bir çözüm arayışı vardı. Biz de ürettiğimiz reflektif ürünlerle bu sorunun çözümüne katkı sunduk. Modüler duvar da aynı şekilde. Bu ürünümüzde de fayda ve görsellik bir arada gidiyor. Kolayca sökülüp takılabilmesi bir yana görsel açıdan da yerleşik beton algısını değiştirdiğimiz bir ürün bu. Nasıl ki ahşap kelimesi sıcak bir etki yaratır, beton da aksi şekilde soğuk bir etki bırakır genelde. Biz modüler duvar çözümümüzle betonun soğuk havasını değiştirdik, tasarımımızla ona sıcak bir hava kattık. Bir de elbette tüm ürünlerimize mümkün olduğu ölçülerde teknolojik altyapı da eklemeye çalışıyoruz. Güneş enerjisinden yararlanmamız gibi. Örneğin parklara şarj üniteleri konması gibi 
Ülkemizde yapılaşma hızını kesmeden artıyor. Ama insanların görsel olarak iyi kurgulanmış, estetik alanlara da ihtiyacı var. Siz bir anlamda çözümlerinizle buna hizmet ediyorsunuz. 
Kesinlikle. Bizim düşüncemiz, yola çıkış şeklimiz, yaptığımız ürünlerdeki tasarımımız hep bu yönde. Biz bu kafa yapısında olduğumuz için her yaptığımız ürüne bu anlayışımızı yansıtıyoruz. 
Son zamanlarda hem konut projelerinde hem de belediye yatırımlarında peyzaj alanlarına, çevre düzenlenmelerine yoğun bir talep var. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Eskiden bu konular lüks olarak görülüyordu. Türkiye ekonomik olarak büyüyünce belediyelerin ve özel sektörün bütçeleri de arttı. Bir de iletişim çağında yaşıyoruz. Artık bilgiye ulaşmak çok kolay olduğu için ürünler dünyanın neresinde yapılıyor olursa olsun çok kısa sürede ulaşılabiliyor. Daha kaliteli işler her geçen gün çıkmaya devam ediyor. Son üç yılda özellikle arttığını düşünüyorum. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu işin lokomotifidir, diğer belediyeler İstanbul’u takip eder. Dolayısıyla tüm belediyeler peyzaj alanında birbirini izlemeye, iyi işlere imza atmaya başladı. Bu vizyonda ilerlendikçe yapılan işler her geçen gün güzelleşecektir. Bu haraketliliğin elbette bize de faydası oluyor. İstanbul’daki birçok büyük belediyeyle çalışıyoruz.

Gelecek için hedefleriniz nelerdir? Yatırımlar, yeni ürünler olacak mı? 

Elbette, yeni ürünlerimiz olacak ancak ekonominin şu anki durgunluğu sebebiyle yeni ürünler üretmektense mevcut ürünlerimize odaklanmayı planlıyoruz. Yeni bir modüler ürün üzerinde çalışmalarımızı yaptık, marka da oluşturduk esasen ama yine de dediğim durgunluk sebebiyle bir süre askıya almaya karar verdik. Şehir dışı pazar payımızı güçlendirmeyi ve ihracat pazarımızı da arttırmayı planlıyoruz.