Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği (ÇATIDER) ve Cephe Sanayici ve İş İnsanları Derneği (CEPHEDER) iş birliğinde ‘Çatı ve Cephe Buluşmaları’ etkinlik serisinin üçüncüsü Türk Ytong sponsorluğunda gerçekleştirildi. TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölüm Başkanı Dr. Murat Sönmez moderatörlüğünde Turner International Proje Yönetimi Cephe İşleri Şefi Ufuk Y. Mısırlı, Kimya Mühendisi MSC Yangın Güvenliği Danışmanı Serkan Küçük, Allianz Türkiye Risk Mühendisliği ve Allianz Teknik Direktörü Dr. Ceyhun Eren ve Türk Ytong Genel Müdür Yardımcısı Tolga Öztoprak “Endüstriyel Tesislerde Yapısal Yangın Güvenliği” konusunu ele aldı. Çevrim içi etkinlik yoğun ilgi gördü. Etkinliğin moderatörü Dr. Murat Sönmez endüstriyel tesislerin yaşamımızdaki yerine değinerek, “Hayatımızın her alanı üretim üzerine kurulu, toplumsal yapının devamlılığı üretimle özdeşleşmiş durumda. Toplumların hem kültürel hem ekonomik kalkınmışlığını endüstriyel tesislerin çokluğu, yoğunluğu ve derinliği üzerinden tanımlıyoruz. Dolayısıyla bu tesislerin güvenliği gündelik hayatımızı ilerletmemizde çok önemli bir problem alanı ve bunu çok önemli bir kriter olarak görmek mümkün” dedi.

ENDÜSTRİYEL YAPILARDAKİ PATLAMALAR VE YANGINLAR MERCEK ALTINDA

Kimya Mühendisi MSC Yangın Güvenliği Danışmanı Serkan Küçük ise endüstriyel yangınlar konusunda Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi olarak 2017’den bu yana ‘Endüstriyel Yangınlar ve Patlamalar Raporu’nu yayınladıklarını belirterek, şunları söyledi: “Yaşanan ve süren yangınların, patlayıcı ortam kaynaklı patlamaların yarattığı tabloyu, risk profilini nicelleştirme ihtiyacından doğan bir çalışma oldu. Kimya Mühendisleri Odası olarak veri tabanı oluşturma çabasıyla bu alanda ilkini 2017 yılında yayınladığımız raporun beşincisini geçtiğimiz Şubat ayında yayınladık. 2021’de 394 olay yaşanmış, bunların 358’i endüstriyel yangın, 36’sı patlama şeklinde gerçekleşmiş. 394 olayın kayıtlara geçen ve erişebildiğim sebepleri arasında yüzde 49’u elektrik tesisatındaki arızadan meydana geliyor. Kaynak kesme çalışmaları bu 394 olaydan yüzde 17’sini, kimyasal tepkimelerin kontrolden çıkması yüzde 4, dışarıdan yangının sirayet etmesi yüzde 6, sabotaj yüzde 6, onarım faaliyetleri yüzde 2’lik bir dilimi oluşturuyor. Patlayıcı ekipmanla uygun olmayan ortamda bulunma ise yüzde 2’lik bir dilimi oluşturuyor. Maalesef hala kayıtlara sigara kullanımı diye geçen yüzde 11’lik bir dilim var. Anlamlandırılabilir bir veri seti haline dönüşmesi için çalışıyoruz. Bu verileri kamu sektörlerinden ve basında çıkan verilerden tasnifliyoruz. Sigorta sektörünün katkısı doğal olarak olması gerekir ama bize böyle bir veri akışı yok. Bu, veri üzerinden konuşabilme, projeksiyon yapabilme, mevsimlere göre ne yangınlar çıkıyor, illere göre nerelerde patlamalar oluşuyor, sebepleri nelerdir gibi yapının güvenliğine ve tasarımına ilişkin bir veri almak açısından önemli. Yurt dışında bu verileri ciddi bir para vererek satın alıyorsunuz. Biz Kimya Odası Mühendisleri olarak bunu isteyen herkesin hizmetine açık bir şekilde sunuyoruz.”
Serkan Küçük sözlerini şöyle sürdürdü: “Yapı tasarımcısının yapı kullanıcısıyla birlikte örneğin endüstriyel bir yapıdan bahsediyorsak yangının nerelerden hangi iş veya işlerden çıkabileceğine dair bir öngörüsü olması gerekir. Bu gibi durumları tasarım aşamasında çözerlerse tasarımcılar, işimiz inanılmaz ölçüde kolaylaşır. Bir yapı tasarımında temel mantık yangın çıkmaması ancak çıktı diyelim; insanların bir an önce tahliye olmasının sağlanması... Tahliye yollarının dumanla dolmaması, güvenli alan geçişi olması. Bir sonraki adım yangının yayılmaması, orada da en önemli şey yatay ve düşey elektrik şaftlarıdır. Şaftların tasarımı yangının yayılmamasına yönelik bir mimari çözümle karşımıza çıkarsa, yangın hızla yayılmayacak ve binaları tehdit etmeyecektir. Bir önemli konu da yüksek tavan veya asma tavan. Bir sonraki önemli nokta ise cephe kaplaması ile bina bitişi arasındaki boşluğun yalıtılmaması.”

POLİSAN HOLDİNG 2023 FİNANSAL SONUÇLARINI AÇIKLADI POLİSAN HOLDİNG 2023 FİNANSAL SONUÇLARINI AÇIKLADI

RİSK YÖNETİMİ PROJE AŞAMASINDA BAŞLAMALI

Allianz Türkiye Risk Mühendisliği ve Allianz Teknik Direktörü Dr. Ceyhun Eren, sigorta sektöründe gerçek hasarlarla iç içe bir ortamda bulunduklarını, buradan edinilen tecrübelerle gerek yangın çıkış nedenleri, yayılması, gerekse söndürülmesi gibi boyutlarda ne gibi tedbirlerin alınması gerektiğini araştırdıklarını söyleyerek, verilerin önemini şöyle anlattı: “Yangının sadece çıkışı değil, yangının yayılması ve yangının söndürülmesine yönelik veriler de çok kritik. Yurt dışında bunu örneklerle görüyoruz. Yangın çıktı evet ve bir koruma tedbiri var, otomatik yangın söndürme sistemi var, kaç tane sprink başlığı açılarak söndürüldüğü gibi detaylara kadar gidilebiliyor. Umarım ülkemizde de böyle verilerin gelmesini sağlarız. Sigortacı gözüyle yangını nasıl tasvir ettiğimize baktığımızda alevli olsun olmasın, dumanın zararı da yangın teminatına girer. Ortada yanmayan malzeme olabilir ama dumandan etkilenmiştir. Bu özellikle gıda sektöründe karşı karşıya geldiğimiz bir nokta. Sigortacı gözünden bir endüstriyel tesise gittiğimizde yangın riskini nasıl tanımlıyoruz oradan başlayalım. Bakış açımız yangının nasıl söndürüleceği ve alınan söndürme önlemleri değil, tam olarak çıkış nedenlerini nasıl ortadan kaldırırız buna yönelik çalışıyoruz. Özellikle risk yönetiminin ne zaman başladığı çok önemli. Sigorta sektöründe zorlandığımız konu şu oluyor; projeler çizilmiş, bina inşa edilmiş, tüm malzemelerle donatılmış, üretim bile başlamış, sahadaki risk mühendislerimize gidip risk analizi yapmamızı istiyorlar. Bu noktada faaliyete özel konular, ona uygun alınması gereken önlemler ve yapı malzemelerinin seçiminde iş işten geçmiş oluyor.”

Eren, risk yönetiminin proje safhasında başlaması gerektiğini vurgulayarak şöyle konuştu: “Risk yönetimi proje aşamasında başlamalı, yapı malzemesinin seçiminde de risk yönetimi yaklaşımıyla ve binanın kullanım amacına göre karar verilmeli. Böyle durumlarda yangının çıkış nedenlerini bir şekilde ortadan kaldıramadıysak işte o zaman yangının yayılması devreye giriyor. Yangına sadece yapı malzemesi ya da söndürme diye bakmıyoruz. En baştan yangının çıkması nasıl önlenir diye bakıyoruz. Sonuçta yangının çıkmamasını sağlamak en ekonomik ve kayıpların yaşanmadığı durum. Çıkış nedenleri hem bahsedildiği gibi elektriksel, depolama gibi ortak tehlikeler olabileceği gibi, kullanılan malzemeye göre değişiklik gösteriyor. Buna da faaliyete özel kriterler diyoruz. Burada da yapı malzemesinin yanıcılığı, kompartımasyon, zonlama çok etkin ve dikkat ettiğimiz noktalar. Son olarak da yangınları erken safhada algılayıp, söndürme.”

Ceyhun Eren endüstriyel yangınların nedenlerine ve hasarların boyutuna değinerek “Karşılaştığımız yangın hasarlarına baktığımızda çatı ve cephelerde yangına tepki sınıfı belli bir düzeyin altındaki malzemeler içerideki faaliyet kolundan bağımsız olarak tüm binayı risk altına alıyor. Yanıcı malzemeler özellikle termoset sınıfına giriyorsa, yangın esnasında damlayarak ve adeta birbiriyle haberleşerek tüm tesisi etkisi altına alıyor. Sigorta sektöründe her yıl bizlerin de ölçtüğü gibi milyar TL’lerin üstünde büyük hasarlar ödeniyor ama can kaybı, işin durması gibi psikolojik bir sürü silsile şeklinde giden kayıplar da yaşanıyor” dedi.

Eren sözlerine şöyle devam etti: “Önleyici taraftan baktığımızda kullanılan malzemenin hangi yangına tepki sınıfında olduğunun akredite laboratuvarlardan öğrenilmesi lazım. Sadece yanıcılık açısından değil damlama ve yandığı zaman çıkardığı dumanın da derecelendirmesi var. Yatırımcının buna dikkat etmesi risk yönetimi açısından önemli. Yanıcılık düzeyi belirli bir seviyenin üstünde olan malzemenin seçilmesi birinci konu. Yanıcı özellikte malzemenin seçildiği işletmelerde alınabilecek önleyici tedbirler var. Örneğin elektrik panolarının yoğun olarak bulunduğu yerlerin bu tip panellere bitişik nizam olmaması gerekiyor. Delme, kesme, sıcak çalışma gibi uygulamaların bu tip panellerin yakınında yapılmaması gerekir. Panellerin üzerinde bir boşluk açılması gerektiğinde çok dikkatli olunması gerekir. Tavsiyemiz hiç açılmaması, çünkü hava alması durumunda yangın riski artar. Yine forklift şarj ünitesi gibi kıvılcım yaratacak ünitelerin bu tip panellerin yakınında bulunmaması gerekir. Bir de maalesef dışarda başlayan yangın, yanıcı özellikteki paneller sebebiyle binanın içine doğru sirayet edebiliyor. Bu durumda yanıcı özellikteki dış alanda depolanan malzemelerin en az 20 metre uzakta depolanması gerekiyor. “

YAPI SEKTÖRÜNDE YANGIN GÜVENLİĞİ KONUSUNDA FARKINDALIĞIN ARTIRILMASI GEREKİYOR

Turner International Proje Yönetimi Cephe İşleri Şefi Ufuk Y. Mısırlı ise şöyle konuştu: “Mesleki açıdan baktığımızda yangın konusu yapı tasarımında mesleki sorumluluklar açısından, mimari proje müellifinin mihmandarlığında elektrik ve mekanik proje müelliflerinin sorumluluğu altındadır. Mimari açıdan yangın tasarımı, taşıyıcı sistem, bina kabuğu, bina dışındaki vaziyet planı, çevre-mekan ilişkileri, binadan kaçış yollarının tasarlanması, malzeme seçimi (yangında zarar vermemesi anlamında) duman tahliye yöntemi ve duman tahliyesi sırasında alınacak taze hava girişlerinin nasıl yapılması gerektiği, bunun biraz daha ilerisinde mekanik ve elektrik tesisat şaftları ve konumlarını kapsar diyebiliriz. Duman tahliye yöntemiyle taze hava girişi, yangın tesisatı ve bina dışı ulaşılabilir yerlere koyulması, çevredeki pozisyonları, itfaiyenin ulaşabileceği yerlere konması gibi konular mekanik proje müellifinin sorumlulukları arasında yer alır. Elektrik proje müellifi açısından, yangın sırasında oluşumu algılayacak ve bunlar için uyarı verecek sistemler ve bunların otomasyonu ana konulardır.

Bunların dışında cephede, bina kabuğunu oluşturan elemanlarda muhtemel ısı değişimlerinin nasıl absorbe edileceği yapının bütünlüğünün nasıl korunacağı ve bütünlüğün korunması sırasında nasıl tahliye işlerinin oluşacağı gibi konular çok önemli. Önemli konulardan biri de zonlamadır. Zonlamanın yarattığı segmentlerden nasıl tahliye edilebileceği konusunda planlama yapılması, yangın çıkış kapıları veya yangın zon kapıları gibi konular önümüze gelir. Kaçışın planlaması, zonların ayarlanması, dumanın tahliyesi, kaçış senaryolarının önceden oluşturulması gibi birçok temel prensipler söz konusudur. Ama en başta doğru risk analizleri yapmak yapıya özel gerçekçi senaryolar hazırlamak, dumanı uzaklaştırma imkanları yaratmak, yangını sınırlandırmak amacıyla iç ve dış hacimlerde yatay ve düşey geçirimsiz bölümler oluşturmak, kaçış yollarının emniyeti, malzeme seçimi yanmaz ve zehirleme oranı düşük malzemeler kullanmak ve hazırlanan senaryoya uygun olarak söndürme sistemlerini tesis etmek. Bu olumsuzlukları en az seviyeye indirebilmek için yapı sektöründe yer alan aktörlerin yangın güvenliği hususunda farkındalığın artırılması gerekliliği kanatindeyim.” 

DOĞRU MALZEME SEÇİMİ İLE YAPI ÖMRÜ BOYUNCA KARŞILAŞILABİLECEK RİSKLERİ ASGARİ DÜZEYE İNDİRMEK MÜMKÜN

Türk Ytong Genel Müdür Yardımcısı Tolga Öztoprak konuyu malzeme boyutuyla ele alarak, yatırımcı ve tasarımcılara Türk Ytong’un sunduğu çözümleri paylaştı:

“Yangın konusunda en başta doğru tasarım, en uygun, en doğru çözüm olarak öne çıkıyor. Yapıyı yaparken doğru malzeme seçimi ile yapı ömrü boyunca karşılaşılabilecek riskleri asgari düzeye indirmek mümkün. Bildiğiniz gibi yangını meydana getiren, yangın üçgeni olarak adlandırılan üç unsur var. Yanıcı malzeme, oksijen ve kıvılcım (tutuşma sağlayıcı kaynak) diyebiliriz. Ortada yanıcı bir malzeme yoksa riskler bir anlamda elimine edilmiş oluyor. Peki neden yanmaz malzemelerle inşa etmek varken yanıcı malzemeler kullanılıyor diyebiliriz. Bence bu konuda riskler birçok yatırımcı açısından ancak yangın başa geldikten sonra fark ediliyor ve iş işten geçmiş oluyor.

Sanayi yapılarındaki yangınlar şirketlerin varlığını sürdürebilmesi açısından büyük bir risk oluşturmakta. Bu yapılardaki yangın riski ve yangının neden olduğu kayıplar aslında alınacak pasif yangın güvenliği önlemleri ile büyük ölçüde önlenebilir. Bu nedenle yapıların yanmaz malzemelerle yangına dayanıklı yapı elemanları ile tasarlanması, inşa edilmesi ve olası bir yangında da bütünlüğünü koruyarak yangının ve dumanın yayılmasını önleyici nitelikte olması son derece önemlidir.

Sanayi yapıları gibi büyük ölçekli yapılarda yangının yayılmasının, ilerlemesinin önlenmesi için kompartımanlarla zonlama yapmak yangın güvenliği için son derece etkili bir yöntem. Bunu yapmak için genelde yangın duvarları kullanılıyor; yayılma ve ilerleme bu şekilde önleniyor ve itfaiyenin daha etkin müdahale yapmasına olanak sağlıyor. Bu nedenle yangın duvarlarının yangın etkilerine dayanacak şekilde olmaları ve mutlaka yanmaz malzemelerle inşa edilmesi gerekir. Amerika’da yönetmeliklere göre bir yangın duvarlarının 240 dakikaya kadar yangın dayanımının olması gerekiyor. Türkiye’de yürürlükte olan Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelikte ise yangına 90 dakika dayanması şeklinde projelendirilmesi gerektiği belirtilmekte. Türkiye’de endüstriyel tesislerde yangınların sıklığı ve sebep olduğu kayıpları düşündüğümüzde yangın duvarları uygulamasında en az yasal düzenlemelerin gerektirdiği performans değerlerinin sağlanması son derece önemlidir.

Bizim sunduğumuz çözümlere değinmek gerekirse Ytong’un 6 metre boyuna varan standart olarak ürettiği donatılı panelleriyle bu yangın duvarlarını kolayca oluşturmak mümkün ve yönetmeliğin talep ettiğinin çok daha fazla üstünde yangın dayanımını sağlayabiliyoruz. Bu paneller yangına tepki sınıfı olarak en üst sınıf olan ‘A1 sınıfı hiç yanmaz’ yapı elemanları içinde yer aldığından yangın süresince yangına katkıda bulunmuyor, alev almıyor, zehirli gaz çıkarmıyor ve damlama yapmıyor. Yangına tepki sınıfı çok önemli. Bir de yapı elemanlarının yangına dayanıklılık sınıfı var ki bu da yangın duvarında son derece önemli bir unsur. Örneğin yanmaz bir malzemeden yapılan yapı elemanı yangın esnasında kendisi yanmasa bile bütünlüğünü kaybederek dağılıp çökebilir ve yangının diğer bölümlere geçmesine sebep olabilir.

YTONG PANELLER 360 DAKİKAYA VARAN YANGIN DAYANIMI SAĞLAYABİLİYOR

Avrupa normlarına göre ürettiğimiz Ytong Panellerle sadece 10 santimetrelik kalınlıkla 180 dakika, 15 santimetre kalınlıkla uygulama şekline göre (yatay veya düşey olmasına göre) 240 dakika veya 360 dakikaya varan yangın dayanımı sağlayabilmekteyiz. Bu süreler yasal düzenlemelerde belirlenenin çok daha üstünde. Son dönemde artan enerji maliyetleri nedeniyle ve yatırımın geri dönüşlerinin daha kısa sürede olmasından dolayı çatılarda fotovoltaik panel kullanımı hızla yaygınlaşıyor. Bu konuda yatırımcıların sıklıkla yaşadığı bir problem karşımıza çıkıyor. Fotovoltaik panellerin çatıya monte edilmesinde mevcut çatıların ağırlık ve rüzgar yüklerine dayanım problemleriyle karşılaşıldığını görmekteyiz. Aslında henüz rastlamadığımız belki de gözardı edilen bir diğer unsurda bu pahalı yatırımın olası bir yangın durumunda hasar görmesidir. Bununla ilgili bizim Almanya AR-GE test merkezinde yaptırdığımız bir yangın testi var. Duvar ve çatıları Ytong Panellerle inşa edilen bir binanın çatısındaki fotovoltaik panellerin yangın geçtikten sonra yangını hasarsız olarak atlattığı tespit edildi. Ayrıca Ytong Paneller yangın duvarları olarak darbeye karşı da dayanıklıdır.”