Sektörde faaliyetlerin büyüme eksenli ve istikrarlı biçimde devam edebilmesi açısından öncelikle standart ve denetim konusunda çalışmalara hız kazandırılması gerektiğini vurgulayan ÇATIDER Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Şenal, “Enerji verimli yapılara odaklanmalı, bölgesel ve kapsamlı kalkınmayı amaçlayan çalışmalar yürütülmelidir” dedi.

“Hedeflenen konforu sağlamanın yolu, doğru ürünün, doğru uygulanmasından geçiyor” diyen Şenal, “Tüketicilerin merdiven altı ürünlerden uzak durarak, sertifikalı, CE belgeli ürünleri yani kayıtlı, belgeli ve standartlara uygun üretilen ürünlerde tercih etmesi gerekir” şeklinde konuştu. 

ÇATIDER 2022 yılına nasıl bakıyor? Sektörü yerli- yurt dışı karşılaştırmalı olarak değerlendirir misiniz? 

Pandemi ve akabinde oluşan virüs varyantları 2022 yılında da sosyal ve ekonomik yaşamı etkilemeye devam edecek gibi görünüyor. Küresel olarak varyantlara karşı alınacak tedbir programlarının ürün tedariğine belirli bir çapta olumsuz etkisi olması bekleniyor. Bunun haricinde yine küresel olarak enflasyon etkilerinin maliyetlere yansıması da söz konusu olacak. Ancak bu koşulların arz-talep dengesinde önemli bir bozulmaya yol açmayacağını, özellikle son dönemde Türkiye inşaat sektörünün iç piyasa ve çevre ülkelere tedarik konusunda elde ettiği avantajlı pozisyonu korumaya devam edeceğini öngörmekteyiz. Bu bağlamda birçok firmanın, yakın döneme ilişkin gerekli kapasite artırımı işlemlerini başlattığını görerek, tedarik konusunda sınırlı zorlukların oluşabileceğini belirtebiliriz.
2020 yılı inşaat sektörü açısından en zorlu ve en yüksek daralmanın yaşandığı dönem olarak kayda geçti. Pandeminin gölgesinde, ihracatta azalma, iç piyasada da yenileme işlerinin arttığı bir süreç yaşandı. Ancak 2021 yılına girildiğinde koşullara daha uyumlu hale gelen ve fırsatları daha iyi gören bir sektör olduğumuzun farkına vardık. Son yıllarda ihracat miktarlarında artış yaşanmasına rağmen, ihracat birim fiyatlarında azalma söz konusuydu. Ancak son aylarda hem ihracat miktarlarında hem de birim fiyatlarında artışın olması tüm sektör adına olumlu gelişmeler olarak karşımıza çıkıyor. Ürün çeşitliliği, kalite ve kapasite olarak sektörel gücümüzün rakamlara yansımaya başladığını görebiliyoruz. Hedef olarak önceki yıllarda elde edilen yaklaşık 20 milyar dolarlık inşaat ürünleri ihracatına 2022’de tekrar ulaşılabileceğini değerlendirirsek, çatı sektörü olarak yaklaşık yüzde 5-7’lik payımızın devam edeceğini öngörebiliriz. 2021’in ilk yarısındaki kapanmalar sonrası ikinci yarısında gerçekleşen yüksek ihracat verileri, 2022’de umutlu olmamızı sağlıyor. 

İthalat konusunda ise önceki yıllarda iç piyasa tüketiminin daha yoğun olduğu, ihracata yansımanın sınırlı kaldığı dönemler olmuştu. Ancak 2021 itibarıyla bu dengenin ihracat lehine evrildiğini ve hammaddesi ithal olsa dahi ihracatta önemli artışlar yaşayan sektör ve ürün grupları olduğunu görmekteyiz. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde ithalat miktarları kendi çizgisinde devam ederken, buna oranla ihracat yönünde artışların yaşanacağını öngörmekteyiz. Sektörümüzdeki gelişimin odağında sürdürülebilirlik olması gerektiği inancındayız. Faaliyetlerimizin büyüme eksenli ve istikrarlı biçimde devam edebilmesi açısından öncelikle standart ve denetim konusunda çalışmalara hız kazandırarak, enerji verimli yapılara odaklanmalı, noktasal ve sınırlı proje geliştirme yaklaşımı yerine bölgesel ve kapsamlı kalkınmayı amaçlayan çalışmalar yürütülmelidir.

Soğuk kış şartlarının hüküm sürdüğü ve enerji maliyetlerinin giderek sorun haline geldiği şu dönemde çatı ve cephe sistemlerinin önemi konusunda neler söylemek istersiniz?

Binalarımızın çoğunda çatı, temel, dış cephe ve pencerelerinde yeterli özellikte ısı yalıtımı olmadığı için yüksek miktarlarda enerji kaynağı (petrol, doğal gaz, kömür) tüketmekteyiz. Tükettiğimiz enerjinin büyük bölümünü eğer gerekli önlemleri almazsak çatılarda kaybediyoruz. Çatıların doğru detay ve doğru malzemeyle sistemine uygun projelendirilmesi, konusunda uzman kişiler tarafından yaptırılması gerekir. Enerji kaynakları sınırlı  hatta olmayan bir ülke olarak Türkiye mevcut enerji tüketiminde de tasarruflu davranmak zorundadır.

Her binanın ayrı ayrı ihtiyacının ne olduğu doğru hesaplanmalıdır. Hedeflenen konforu sağlamanın yolu, bu hesabın ortaya çıkardığı sonuca göre, doğru ürünün, doğru uygulanmasından geçiyor. Tüketicilerin merdiven altı ürünlerden uzak durarak, sertifikalı, CE belgeli ürünleri yani kayıtlı, belgeli ve standartlara uygun üretilen ürünlerde tercih etmesi gerekir. 

HONEYWELL KÜÇÜK VE ORTA İŞLETMELERE ÖZEL YENİ 10 ve 35 SERİSİ IP KAMERA SİSTEMLERİNİ TANITTI HONEYWELL KÜÇÜK VE ORTA İŞLETMELERE ÖZEL YENİ 10 ve 35 SERİSİ IP KAMERA SİSTEMLERİNİ TANITTI

Yalıtım yapılırken yalıtım malzemesi, aksesuarlar, yan ürünler, bağlantı elemanları, emniyet tedbirleri, iskele, işçilik gibi giderler yapılır. Yalıtım malzemesinin kalınlığının artırılması malzeme fiyatı dışında diğer giderleri etkiler. Yalıtım malzemesi kalınlık farkı parasal olarak tüm giderler içinde çok küçük bir oranda kalacağı için, doğru kalınlıkta yalıtım malzemesi kullanmak akıllıca olacaktır. Dolayısıyla ısı yalıtımının doğru noktalarda ve bölgesine bağlı olarak ülkemiz açısından düşünürsek doğu bölgelerinde ısı yalıtımının kalınlık olarak yeterli miktarda ve doğru bir şekilde uygulanması lazım.  Son 10 yıl içerisinde birçok ilimizde iklim bölgelerine uygun ve ihtiyaçları karşılayan yalıtımlar uygulandığını söyleyebiliriz. Ancak bu yolla tasarrufu sağlayabiliriz.

Fırtına sebebiyle İstanbul’da 100 adet çatı uçmuştu veya yine benzer bir açıklamayla çatıların zarar gördüğüne dair ifadelerle karşılaşıyoruz. Yapı sektöründe bu tip zararların ortaya çıktığını gördüğümüz tablolarla artık çok daha fazla karşılaşıyoruz. Çatı yapı içerisinde konfor düzeyini en üst seviyede tutmaya yarayan yapı bileşenlerinden bir tanesi. Yapımı ve kullanımı sırasında karbon ayak izi en fazla olan ve enerjiyi en fazla tüketen alanlardan biri. Son yıllarda enerji tasarruf anlamında bir bilinç olduğundan bahsedebiliriz. Binalarımız uygun ısı yalıtım katmanlarıyla biraz daha korunaklı ve tasarruflu daha enerji verimli hale getirilebildi diye düşünebiliriz ama bu yine de önemli bileşenlerden bir tanesi o çatı kısımlarında da aynı yalıtım bilincine sahip olmaktan geçiyor. Bina içerisinde konforlu dediğimiz 20-22  derecelik seviyeleri koruyabilmemiz için şapkamız olarak gördüğümüz çatı kısımlarını da tek bir çizgi olarak değil yüzey değil aslında bir sistem olduğunu aklımıza getirmemiz gerekiyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koordinasyonluğunda TSE825 “Binalarda Isı Yalıtım Standartı” bölgesel farklılıkları ve soğutma ihtiyacını da karşılayacak şekilde güncelleniyor. Yaklaşık sıfır enerjili binalar (NZEB-Near Zero Energy Buildings) kavramı gün geçtikçe önem kazanıyor. Bu noktada sadece kamu binaları değil yeni yapılacak binalarda da yalıtım sınıfının yüksek olduğu çatı ve cephe, güneş enerjisi, ısı pompaları, verimli aydınlatma uygulamalarının olduğu bütünleşik bina tasarımı gibi yenilikçi projelere öncelik verilmesini bekliyoruz.

Özellikle kış döneminde çatı kaplamalarında nelere dikkat edilmeli? ÇATIDER’in önerileri neler? 

Çatı kaplamalarında dikkat edilmesi gereken nokta yeni yapılan binalarda çatıların planlama aşamasında projelendirme yapılırken içerisinde her türlü teknik hesaplar, bilgiler dahil olmalı. Bununla beraber kalite ve standartlara uygun ürünlerin seçimi ve tabii ki konusunda uzman tecrübeli hizmet almaktan geçer. Yapım veya bakım süreçlerinde çatı projesinin yapılmaması, yapım tekniklerine uyulmaması, standart dışı malzeme kullanılması veya yapım işlerinin bilgisiz, yetersiz ve belgesiz kişilere bırakılması durumunda yapılar riske açık hale geliyor. Benzer üzücü kazalar yaşamamak için, çatılarımızı standartlara uygun hale getirmeliyiz. 

Kalitenin daha arka planda kaldığı, uygulamanın daha az önemsendiği ama maliyetin daha ön planda olduğu bir yaklaşım, olumsuz sonuçların ortaya çıkmasında önemli bir etken haline dönüşebiliyor. Ekonomi elbette dikkate alınması gereken önemli bir konu. Ancak işin ekonomik boyutuna, uygulanabilir vasıftaki ürün ve işçilik kalitesinin seçiminden sonra bakmak gerekir. Bu yapılmazsa, çok kısa süre içerisinde tamirat, bakım gibi ilave masraflarla karşılaşmak durumunda kalabiliyoruz.

Meteoroloji Genel Müdürlüğünün hazırladığı Türkiye 2020 Yılı İklim Değerlendirmesi Raporu'na göre 984 sıra dışı hava olayı yaşandı. 2020'de kaydedilen sıra dışı hava olayları listesinde ilk sırayı şiddetli yağış ve sel aldı. 2021’de ise 1024 sıra dışı hava olayı gerçekleşti. Bunun yanı sıra kar yükü dolayısıyla yeni olmasına rağmen çatı çökmelerine şahit oluyoruz. Kısacası iklimimiz değişiyor, buna göre daha tedbirli olmamız gerekiyor. Eski alışkanlıklarımız, bildiklerimizle değil günümüzün değişen koşullarına göre uygun önlemler almamız şart. 

Dernek olarak 2022’de hangi yeni planları uygulamaya alacaksınız? 

Sektörümüze değer katmak adına yeni bir projeye imza atıyoruz. Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği (ÇATIDER) ve Cephe Sanayici ve İş İnsanları Derneği (CEPHEDER) işbirliğinde ‘Çatı ve Cephe Buluşmaları’ etkinlik serisi düzenliyoruz. Çatı ve cephe tasarımı alanında kendini geliştirmek, bilgilerini güncellemek, pekiştirmek isteyen öğrencilerin ve profesyonellerin mesleki gelişimine katkı sunmayı amaçlayan etkinlikler, Zoom Webinar platformunda çevrim içi (online) olarak gerçekleştiriliyor. İlkini 10 Şubat 2022 tarihinde gerçekleştirdiğimiz bu buluşmalara tüm sektörümüzü ve paydaşlarımızı bekliyoruz.