İnşaat ve sanayi boyaları, yapı kimyasalları, EPS, ısı yalıtım ve su yalıtım ürünlerinin üretimini tek çatı altında birleştiren CUBO, ülkemizin en geniş ürün yelpazesine sahip üretici firmalarından biri. Boya grubunda inşaat ve sanayi boyaları üretirken; yalıtım grubunda ısı ve su yalıtım sistemleri, yapı kimyasalları grubunda ise seramik teknik ürün yapıştırıcıları, zemin kaplamaları, zemin güçlendirmeleri, bina güçlendirmeleri alanında üretim yapıyor. Bunun yanı sıra, CuboArte isimli geniş bir çeşitliliğe sahip, sektörde efekt boya grubu olarak ifade edilen dekoratif boya ve kaplamaları da olan CUBO'nun yapının temelinden bitimine o yapı için gerekecek tüm çözümleri mevcut. CUBO'nun 2022 gündemi, hedefleri, yeni ürün ve yeni yatırım planları konusunu CUBO Pazarlama Müdürü Burcu Güngör Özdemir ile konuştuk...

2022 yılında pazarda nasıl bir strateji izleyeceksiniz? Gündeminizde yeni yatırım, ürün ya da pazar arayışları var mı?

Yönetim kurulumuzun 2015 yılında belirlemiş olduğu “Sektörün Lider Firması” hedefimizin gerçekleşmesini sağlamak amacıyla, tesis ve personel yatırımlarımıza bu yıl da devam ediyoruz. Pandemi süreci, Rusya-Ukrayna savaşı, tüm dünya ve ülke ekonomisine sekte vurarak daralmaya ve hareket kabiliyetinin kısıtlanmasına neden oldu. Süreç zorlu olsa da CUBO olarak ülke ekonomisine değer katmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Motivasyonumuz, üretmek, istihdam yaratmak ve ihracat yatırımlarımızı artırmak yönünde. 2019, 2020 ve 2021 yılında gerçekleştirdiğimiz fabrika yatırımlarımız, bu yıl Karadeniz Bölgesi'nde kurmayı planladığımız yeni fabrika yatırımımızla devam edecek. O bölgede 60 bin ton kapasiteli bir yapı kimyasalları fabrikası açmayı planlıyoruz.
Yeni ürün ve mevcut ürünleri geliştirme süreçlerinde ise Pazarlama ve Ar-Ge birimlerimiz koordineli olarak çalışmalarını sürdürüyor. Her ne kadar sektörde ürün tercihleri çok hızlı değişiklik göstermese de, sektörü temsil eden sanayiciler olarak tüketicilerimizin ihtiyaçlarını onlardan önce öngörerek gerekli çalışmaları yapmak bizim en önemli misyonumuz. CUBO olarak, yurtiçi ve yurtdışı hedef kitlemiz için ayrı ayrı bu çalışmaları sürdürüyoruz.
Geçtiğimiz yıl ayrıca çok başarılı sonuçlar elde ettiğimiz bir reklam kampanyamız oldu. Ünlü bir isim ile gerçekleştirdiğimiz bu kampanya, ulusal kanallarda uzun soluklu olarak yayınlandı. Çeşitli alanlarda da desteklediğimiz reklam kampanyamız ile markamızın bilinirliğini artırmaya yönelik önemli bir başarı kaydettik. Bu çalışmaları 360 derece pazarlama faaliyetleri ile her yıl destekleyerek markamız bilinirliğini artırmaya yönelik çalışmalarımız devam edecek.

Dış pazar çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz?

Tüm yurt içi tesislerimize ek olarak yurt dışında da Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa'da birer tesis konumlandırmak istiyoruz. Bu yatırımlarla ilgili fizibilite çalışmalarımızı bu yıl içinde tamamlayarak bu tesisleri de 2023 yılında aktif olarak çalıştırmayı hedefliyoruz. Bir önceki yıla göre her yıl yurt dışı pazarımızı büyütüyoruz. 2020’de 12 ülkeye ihracat gerçekleştirirken 2021 yılında 18 ülkeye düzenli olarak ihracat yapan bir firma konumuna geldik. Büyüme ile orantılı olarak ihracat payımızı da artırdık. 2021 yılı ihracatımız bir önceki yılın yüzde 37 üzerinde gerçekleşti.


Boya, hem iç hem de dış mekânın en önemli tasarım malzemelerinden biri. Sizce mekân kimliğinin oluşumunda boyanın önemi nedir?

Aslında mekânın kimliğinin oluşumundaki en önemli etken diyebiliriz. Rengin kullanımının mimaride, iç mimaride ve tasarım alanında oldukça önem taşıdığını söyleyebiliriz. Uygun ve doğru renklerin kullanımı bir projenin başarısını doğrudan etkiler. İç mekânlarda boya için seçtiğiniz renk, aslında o mekânın kimliğini oluşturmaktaki ilk adım. Işık renk dengesi, sonra o renge göre seçilecek diğer unsurlar yani mobilyalar ve mekânı dekore edeceğiniz tüm aksesuarlar gelir. Renk sadece kimliği oluşturmaktaki ilk adım değil aynı zamanda yenilenmek, tazelenmek, o mekânı daha da güzelleştirmek arzusudur. Nasıl ki teknolojinin gelişmesi ile yaşam modellerimiz farklılaşmaya başladı, yaşam alanlarında da orantılı olarak sürekli bir değişim söz konusu. Bunun için en önemli argümanlardan birisi de renk. Sadece dekorasyon ve mimari açıdan değil, rengin canlılar üzerindeki etkisi de bilim tarafından ispatlanmış, bilinen bir gerçek.
İç mekân olarak değerlendirdiğimizde duvarlar evimizi kaplayan en geniş yüzey alanına sahip. Ve duvarlarımızda kullandığımız renk, aynı eşyalarla bile bize hem farklı duygular hissettirebilir, hem de yaşadığımız alanın havasını değiştirebilir. Aynı şey dış mekân için de geçerli. Nasıl birini ilk gördüğünüzde o kişiyi önce dış görünüşüne bakarak değerlendirirsiniz, bir yapının da ilk önce dışı dikkatinizi çeker. Yani bir yapının dışı da sizi cezp etmeli. Bir konut ya da bina almak istediğinizde önce o yapının dış görünümüne ve çevre düzenlemesine bakarsınız, sonra detaylı incelemeye başlarsınız. Bu sebeple dış görünümün de iç mekân kadar önemli olduğunu düşünüyorum.

Oteller hem işlevselliğin hem de konforun maksimum seviyede olması beklenen yapılar. Farklı tasarımlarıyla öne çıkan otel yapılarına çözümleriniz neler?

Burada aslında sözü CuboArte Dekoratif Sistemler olarak adlandırdığımız grup ürünlerine bırakıyoruz. Akrilik ve Çimento esaslı alternatifleri ile yapının gerek iç gerekse dış cephesinde, hayal edilen tüm renklerde üretebildiğimiz ürünlerimiz mevcut. Bunu da sadece oteller olarak düşünmeyebiliriz. Çünkü artık mimar ve içmimarlar tasarladıklarını yapılarına kendi imzalarını daha kalın harflerle yazmak için dekoratif ürünleri daha çok tercih etmeye başladılar. Elbette burada ne kadar iyi ve beklentiyi karşılayabilecek bir ürün ürettiğiniz kadar, o ürünü uygulayabilecek kalifiyeli uygulamacının olması da çok önemli. Çünkü bu ürünler için uygulamacının da daha fazla el yeteneği ve hayal gücü devreye girmeli.


Konut yapılarında daha çok hangi renkler tercih ediliyor? 

Son 10 yılda inanın artık rengin sınırı ortadan kalktı. 90’larda inşaat boyalarında sadece 5-10 renk varken artık tarif edilemez sayıda renk rol üstleniyor. Burada kadın hedef kitlenin etkisi çok büyük. Renk tercihlerine gelirsek, aslında ülkeden ülkeye, ülkemizde ise bölgeden bölgeye farklılık gösteriyor. Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine. Söz konusu farklı talepleri karşılamakta ise biz sanayicilerin işini en çok kolaylaştıran şey Renklendirme Sistemleri. CUBO olarak bayilerimizde yer alan “BOYACI KÜPÜ” Renklendirme Makinesi ile, müşterilerimizin hayal ettiği renge anında ulaşmasını sağlıyoruz. Sorunuza daha net bir yanıt olabilmesi açısından trendi şu şekilde tanımlayabiliriz: Bundan 5-6 yıl öncesine kadar koyu renkler çok tercih edilmez, evler ağırlıklı olarak mobilyaların rengine uyumlu olabilecek bej, gri ve beyazın farklı tonlarında tercih edilirdi. Hala büyük oranda bu şekilde tercihler. Ancak yine son 5-6 yıldır biz üreticilerin farklı renkleri de beğeniye sunması ve özellikle sosyal medya ve konusunda uzman dergilerde paylaşılan dekorasyon fikirlerinde daha koyu, cesur renklere yer verilmesi ile birlikte, bu renklerin rol çalmaya başladığını söyleyebiliriz.

Türkiye, Avrupa’nın en büyük 5. boya üreticisi konumunda bulunuyor. Sektörün gelişimi hakkındaki görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?

İnşaat sektörü ve buna bağlı olarak inşaat malzemeleri sanayisi, ülkemizde ve dünyada ekonomik gücüyle önemli bir konumda olmaya devam ediyor. Artan nüfus ve kentleşme, mevcut yapılarda yenileme ve kentsel dönüşüm ihtiyacı inşaat sektöründe sürekli büyümeyi kaçınılmaz kılıyor. İnşaat Boyaları ve Yapı Kimyasalları da bu büyümeden nasibini alıyor ve almaya devam edeceğini öngörüyoruz.  Bunun yanı sıra; kimya sanayi de, pek çok sektöre ara mal ve hammadde temin eden bir sanayi dalı olarak, gerek üretim gerekse de dış ticarette önemli bir role sahip. Burada en büyük sorumluluklardan biri biz sanayicilere düşüyor. Gerek iç pazarın alım gücünü dikkate alarak ihtiyaçlarını kaliteli ürünler ile karşılamak, gerekse dış pazarı iyi analiz edip ihracatımızı arttırarak ülke ekonomisine destek sağlamak, faaliyetlerimizi de bu yönde gerçekleştirmek önem arz ediyor. Bu önemin farkında olan sanayicileri en çok zorlayan konu ise, boya ham maddesinde dışa olan bağımlılık. Yerli ham maddenin yetersiz olması, mevcut potansiyelin işlenerek iyi değerlendirilememesi, ham maddede ve ileri teknolojiye sahip ara ürünlerde dışa bağımlılığa ve girdi maliyetlerin artmasına neden oluyor. Bu durum, sektörün gelişip büyüyerek ülke ekonomisine daha çok katkı sağlaması yolunda yıllardır en önemli engel. Türkiye’nin boya sektöründe sürdürülebilir bir büyüme kaydedebilmesi için, dışa bağımlılığımız azaltılmalı, uzun vadede ise ortadan kalkmalıdır. Bunun da ancak, ülkemiz yeraltı kaynaklarını ve teknolojisini sektöre nasıl kazandırabilirizden yola çıkarak, üniversiteler ve biz sanayicilerin birlikte çalışması ile mümkün olabileceğini düşünüyorum.  
 

 
 




 

 

İKLİMLENDİRME SEKTÖRÜNÜN İHRACAT LİDERLERİ ÖDÜLLENDİRİLDİ İKLİMLENDİRME SEKTÖRÜNÜN İHRACAT LİDERLERİ ÖDÜLLENDİRİLDİ