1965 yılından bu yana faaliyet gösteren Suiş Proje, bugüne kadar birçok başarılı projeye imzasını attı. Bu başarısını her geçen gün daha da pekiştiren markanın çalışmalarını, Yönetici Ortak Ali Kerim Orhon ile konuştuk. 

Hidroelektrik projelerinde nasıl bir süreç yönetiyorsunuz?

Ülkemizin teknik olarak yapılabilir hidroelektrik potansiyeli ki, yıllık yaklaşık 210 milyar kWh olarak hesaplanmaktadır, dünya potansiyelinin yüzde 1.5’i, Avrupa’nın ise yüzde 17.5’i civarındadır. Ekonomik, sosyal ve çevresel hususlar da göz önünde bulundurularak, mevcut yatırımlarla yapılabilir olarak geliştirilebilecek potansiyel ise yıllık 158 milyar kWh civarındadır ve biz ülke olarak bunun yaklaşık üçte ikisini tamamladık veya tamamlamak üzereyiz. Büyük ve verimli projelerden başlayarak, 1950-1990 yılları arasında tamamına yakınını devlet eliyle, takiben 2005 yılından itibaren de özel sektörün dahliyle bu orana ulaştık. Suiş Proje olarak 70’li yıllardan itibaren HES’ler konusunda hizmetlerimiz oldu, 500 MW’lık Hasan Uğurlu Barajı ve HES, 700 MW’lık Altınkaya Barajı ve HES, mühendislik ve müşavirlik hizmeti verdiğimiz projelerden ilk akla gelenleri. Bugün için verimli projelerin önemli kısmı tamamlanmış durumda, dünyada enerji fiyatlarının beklendiği derecede artmamış olması, geriye kalan ve öncekiler kadar rantabl olmayan projelerin finansmanını güçleştiriyor. Bununla birlikte gündemimize giren yeni bir kavram var, bu da “enerji verimliliği”. Buradaki verimlilik kavramı; enerjinin hem üretimi hem de tüketimi için geçerli.

ENERJİ VERİMLİLİĞİ İYİLEŞTİRMELERİNİ DEĞERLENDİRMEYİ AMAÇLIYOR

Suiş Proje olarak 2018 yılının sonlarında, Dünya Bankası ve Avrupa Birliği tarafından birlikte finanse edilen “Elektrik Üretiminde Enerji Verimliliği” projesine, yurtdışından ve ülkemizden ortaklarımızla birlikte başladık. Proje, belirlenen EÜAŞ hidroelektrik santrallerinde enerji verimliliği iyileştirmelerini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Proje ile türbinlerde performans bozulmalarının ölçülmesi ve değerlendirilmesi, enerji verimliliği analizi, gerekli rehabilitasyon çalışmalarının ve bunların tahmini maliyetinin belirlenmesi gibi çalışmaları yürütülmekteyiz. Proje kapsamında, toplam kurulu gücü 8.000 MW’ı aşan 22 adet santralde çalışmaktayız, bu rakam ülkemizin işletmedeki ve inşa halindeki toplam kurulu gücünün dörtte biri civarındadır. Bu santraller: Altınkaya (702 MW), Hasan Uğurlu (500 MW), Gezende (159 MW), Kılıçkaya (120 MW), Obruk (210 MW), Karkamış (189 MW), Suat Uğurlu (69 MW), Sır (283,5 MW), Batman (198,475 MW), Çatalan (168,9 MW), Alpaslan-1 (160 MW), Aslantaş (138 MW), Dicle (110 MW), Kapulukaya (54 MW), Keban (1330 MW), Hirfanlı (128), Özlüce (170 MW), Kralkızı (94,5 MW), Atatürk (2405 MW), Seyhan-1 (60 MW), Berke (510 MW), Akköprü (230 MW)

Önümüzdeki süreçte neyi hedefliyorsunuz?

Sizinle iki sene önce yaptığımız görüşmede, ülkemizdeki ekonomik dalgalanmalar ve zaman içerisinde öncelikli sektörlerin değişmesi gibi hususların mühendislik ve müşavirlik alanında istikrarlı büyümeyi zora soktuğundan bahsetmiştik, bu durum maalesef geçen zaman içerisinde düzelmediği gibi, içinde bulunduğumuz dönemde tüm dünyayı etkileyen bir pandemi krizini de yaşamaya başladık. Son bir sene içerisinde yurtdışında mühendislik hizmeti verme hedefimize yönelik önemli gelişmeler kaydettik, umuyoruz ki bu hastalık süreci en kısa zamanda normale döner, biz de kaldığımız yerden hem ülkemizdeki hem yurtdışındaki çalışmalarımızı sağlıklı bir şekilde sürdürebiliriz.