Yapı kimyasalları alanında 20 yıllık başarı öyküsüne imza atan Fixa Yapı Kimyasalları, toz grubunda 100 bin tonun üzerinde üretim yaparken 5000 bin ton sıvı ve 5000 ton silikon üretim kapasitesiyle binaların sağlıklı ortamlar sunması ve uzun ömürlü olması için kaliteli çözümler geliştiriyor.
Son dönemde çok İyi bir büyüme ivmesi yakaladıklarını ve marka değerinin de bununla paralel olarak arttığını kaydeden Ali Murat Ekin, “Önümüzdeki dönemde ihracata ayrıca ağırlık vereceğiz. Asya Pasifik, Afrika ve Güney Amerika önümüzdeki 40-50 yıl boyunca çok hızlı büyüyecek pazarlar.” dedi.
Fixa Yapı Kimyasalları’nın 20 yıllık başarı öyküsünün ardında hangi ilkeler, ne gibi faktörler öne çıkıyor?
Fixa Yapı Kimyasalları geçtiğimiz 20 yılda ülkemizde ve dünyada yaşanan ekonomik krizlere rağmen her yıl istikrarlı bir şekilde büyüdü. İstanbul’da İkitelli Organize Sanayi Bölgesi içerisinde küçük bir tesiste üretime başladık, bugün 3 büyük şehirde 4 fabrikamız var. Marka bilinirliğimiz artıyor ve sektörün önemli oyuncularından birisi olduk. 20 yılda kaydettiğimiz bu istikrarlı büyümede en önemli etken kaliteli ürünlerimiz ve ürün – fiyat dengemiz. Fixa, yapı kimyasalları sektörüne büyük global firmalara denk ürün kalitesi ancak çok daha uygun fiyatlarla girdi. Ürün formülasyonlarımız için çok değerli uzmanlar ve danışmanlarla çalıştık. Kaliteden asla ödün vermedik. Yaptığımız yatırımları her zaman maliyet avantajı sağlayacak şekilde planladık, fabrikalarımızın lokasyonları, tesislerimiz, ürün formüllerinde iyileştirmeler bize piyasadaki büyük markalarla rekabet edebilme imkanını verdi. Bugün toz grubunda 100 bin tonun üzerinde üretim yapıyoruz. Bu, Türkiye ölçeğinde çok önemli bir büyüklüktür. Bunun dışında 5000 bin ton sıvı ve 5000 ton silikon üretim kapasitemiz var. Buna ek olarak Iglotek fabrikamızda an günlük 1400 – 1500 metreküp EPS üretimi yapabiliyoruz.
2021 yılının değerlendirmesini, yapı kimyasalları sektörü ve firmanız açısından yapar mısınız?
Pandeminin birçok sektörü ve birçok firmayı olumsuz etkilediği bir gerçek. Birçok firma üretime ara vermek ve yaptıkları anlaşmaları iptal etmek zorunda kaldı. Hammadde tedariği zor oldu, fiyatlar arttı. Biz pandemi sırasında her türlü önlemi alarak üretime devam ettik, hem ürünleri zamanında tedarik ettik hem de fiyatlarda değişiklik yapmadık. Kısa vadede kârlılığımızı olumsuz etkilese de 2018’den 2020 yılına müşteri sayımız neredeyse 2 katına çıktı. Bu da bizim sektördeki yerimizi sağlamlaştırdı.
Yapı kimyasalları binaların gizli kahramanlarıdır, inşaatlarda kullanılan diğer yapı malzemeleri gibi görünür değildir. Bu nedenle genellikle önemsenmez, kalitesine önem verilmez. Oysa bu ürünler binaların sağlıklı ortamlar sunması ve uzun ömürlü olması için önemlidir. Binaların konforundaki en önemli faktörlerdir. Pandemi ile beraber bunun önemi çok daha iyi anlaşıldı. Bu da yapı kimyasallarında kaliteli ürüne olan talebi belirgin bir şekilde artırdı.
Bu yıl hangi inovatif çözümler ve yeniliklerle sektörde öne çıktınız? 2022 için Fixa’dan ne gibi yenilikler beklemeliyiz?
FİXA’da çok sayıda mühendisin çalıştığı geniş bir Ar-Ge ekibimiz var. Yerli bir marka olmamıza rağmen ürün geliştirmede ve üretimde çok cesur davrandığımızı söyleyebilirim. Örneğin MS Polimer ile Türkiye’de üretim yapan ilk firma FİXA’dır. Biz FİXA’da aynı zamanda ÜR-GE de yapıyoruz. Tüm ürünlerimizin formülasyonlarının alternatifleri var. Tek bir hammaddeye bağlı olmayalım istedik. Özellikle pandemi döneminde hammadde sıkıntısı yaşandığında aynı ürünü alternatif hammadde ile kesintisiz bir şekilde ürettik.
İstanbul tesisimizde maliyetlerimizi düşürebilmek ve hammadde kalitesini daha iyi kontrol edebilmek için agrega kırma, kurutma ve eleme tesisimizi devreye aldık. Son 2-3 yıl içerisinde katma değeri yüksek ürünlerimizin sayısını artırdık. Su yalıtım malzemeleri, zemin sistemleri ve tamir harçlarında çok sayıda ürün çıkarttık.
2022’de hangi yatırım ve projeleri gerçekleştirmeyi planlıyorsunuz?
FİXA iyi bir büyüme ivmesi yakaladı. Marka değerimiz de bununla paralel olarak artıyor. Hep çok çalıştık ama hem projelerde hem de perakende sektörde aranan bir marka olmak için daha çok çalışmalıyız. Önümüzdeki dönemde ihracata ayrıca ağırlık vereceğiz. Dünyanın farklı bölgelerine ihracatımız artıkça farklı bölgelerde üretim tesisleri açmak gündemimize giriyor. Asya Pasifik, Afrika ve Güney Amerika önümüzdeki 40-50 yıl boyunca çok hızlı büyüyecek pazarlar. Bizim bu pazarlarda Türk markası olarak büyük şansımız olduğunu düşünüyorum. Şu anda ihracat yapıyoruz, ilişkilerimizi geliştiriyoruz. Ancak iş ortaklarımızla ya da tek başımıza yatırım alternatifleri üzerinde de duruyoruz.
