İnsan kaynaklı emisyonlar, atıklar ve doğal kaynakların yanlış kullanımı, iklim krizini hızla tetiklemeye devam ediyor. Özellikle sanayi devriminden sonra hızla gelişmeye başlayan endüstriyel tesislere paralel olarak, atmosferdeki karbondioksit miktarı da hızla arttı. Bu durum Dünya'nın sıcaklığının kısa bir süre içinde önemli ölçüde artmasına neden oldu ve doğal olmayan bir ısınmayı tetikledi. Çünkü sanayide kullanılan birçok ürünün hammaddesi olan petrol ve kömür, sera gazı emisyonlarının yüzde 75'inden fazlasını ve tüm karbondioksit emisyonlarının ise yaklaşık yüzde 90'ını oluşturuyor. Bu nedenle endüstriler, küresel iklim değişikliğinde önemli rol oynuyor.

ARIZALANAN SOKAK LAMBALARI UZAKTAN AYDINLATILACAK ARIZALANAN SOKAK LAMBALARI UZAKTAN AYDINLATILACAK

“İKLİM KRİZİ İLE MÜCADELE ETMEK MÜMKÜN” 

Hifyber Genel Müdürü Ahmet Özbecetek, 22 Nisan Dünya Günü kapsamında önemli açıklamalarda bulundu: “İklim krizi ile mücadelede sanayicilere önemli roller düşüyor. Üretilen ürünlerin çevreyi ve dünyayı tehdit etmemesi için doğada çözünebilen veya geri dönüştürülebilen ürünlerden üretilmesi yani eko-verimlilik (temiz üretim) modelinin benimsenmesi gerekiyor. Bu durum bizim iş kolumuz için de geçerli. Örneğin dünya genelinde yaygın olarak kullanılan maskelerin filtrasyon medyası, yüzde 90 uzun ömürlü plastik malzemelerden üretiliyor. Kullanım sonrası çevreye rastgele atılan bu maskeler, 450 yıl çevrede kalarak; doğayı, canlıları ve insan yaşamını tehdit ediyor. Benzer durum; endüstriyel filtrasyonda, arabaların kabin hava filtrelerinde ve iklimlendirme sistemlerinin hava filtrelerinde kullanılan filtrasyon medyaları için de geçerli. Tabii bu işin bir de hava kalitesi yani filtrasyon güvenliği tarafı da söz konusu.

DÜŞÜK KARBON EKONOMİSİNİ DESTEKLİYOR

Hifyber olarak, endüstriyel filtrasyonda, HVAC sistemlerinde ve yüz maskesinde kullanılmak üzere geliştirdiğimiz filtrasyon çözümlerini, doğada çözünebilen hammaddelerden üreterek, düşük karbon ekonomisini destekliyoruz. Geleneksel filtre medyası üretiminde ki plastikleri ve atıkları tamamen ortadan kaldıran yeni inovasyonlar yapmak için AR-GE’mize ciddi yatırımlar yapıyoruz. Üretimde kullandığımız hammaddelerden ürünün tüketici tarafından kullanımı ve kullanım sonrası ortaya çıkan atıkların bertarafına kadar tüm aşamalarında ortaya çıkan çevresel etkileri ve insan sağlığına yönelik riskleri azaltmayı hedefliyoruz. EN13432 standardına uygun olarak kontrollü koşullar altında, yüksek teknoloji nanofiberlerle birlikte biyolojik olarak parçalanabilen filtrasyon medyası ürünümüz ile; çevre dostu bir şekilde yaşamak, bireysel karbon ayak izini azaltmak ve gezegenimizi korumak isteyen herkese yardımcı olarak, sürdürülebilir yaşama katkı sağlıyoruz.

ENERJİDEN TASARRUF SAĞLIYOR

Ahmet Özbecetek, konuşmasında nanofiber filtre medyasının uygulama alanlarında sağladığı avantajlara da dikkat çekti: “Çevreye duyduğumuz sorumluluk bilinciyle doğada çözünebilir hammaddelerden ürettiğimiz ‘Nanofiber Filtre Medyası’nda ki nanofiber yapının sağladığı yüksek hava geçirgenliği sayesinde endüstriyel filtrasyonda ve iklimlendirme sistemlerinde kullanılan fan motorlarında enerjiden yüzde 30 tasarruf sağlıyoruz. Fan motorlarının daha az enerji ile çalışması sayesinde de karbon emisyonunu azaltıyoruz. Nanofiber Filtre Medyası”nın sistemin verimini artıran çalışma prensibi sayesinde filtrelerin daha uzun ömürlü kullanılmasını sağlayarak, filtre üretimi esnasında oluşan karbon emisyonunu da ortadan kaldırıyoruz.