Türkiye’nin yenilenebilir enerji vizyonunun omurgasını oluşturan YEKA modeli, 2017’den bu yana güneş ve rüzgar yatırımlarına yön vermeye devam ediyor. Bugüne kadar 4,45 GW’ı güneş, 5,2 GW’ı rüzgar olmak üzere toplam 9,65 GW’lık proje ihale edildi. Ancak tablo, yalnızca ihale rakamlarından ibaret değil; sürecin sahadaki karşılığı enerji dönüşümünün hızını belirlemeye aday.
Son açıklanan YEKA’lar hariç tutulduğunda, ihale edilen güneş projelerinin yalnızca %54’ü, rüzgar projelerinin ise %18’i işletmeye alınmış durumda. Bu oranlar, Türkiye’nin temiz enerji hedefleri açısından kritik bir veri niteliği taşıyor. Zira Türkiye, 2035 yılına kadar toplam 120 GW güneş ve rüzgar kapasitesine ulaşmayı hedefliyor. Bu büyük hedefe giden yolda, YEKA projelerinin zamanında devreye alınması artık her zamankinden daha önemli. İhale süreçlerinin yatırım iştahını artırması kadar, sahadaki ilerlemenin hızlandırılması da dönüşümün geleceğini şekillendirecek ana unsur olarak öne çıkıyor.
STRATEJİK BİR KALDIRAÇ OLMAYI SÜRDÜRÜYOR
Enerji sektörünün köklü oyuncuları ve yeni nesil yatırımcılar için YEKA; sadece kapasite tahsisi değil, aynı zamanda yerli üretim, istihdam, teknoloji geliştirme ve katma değer yaratma açısından stratejik bir kaldıraç olmayı sürdürüyor.
Türkiye’nin enerji yolculuğunda önümüzdeki dönemde hem yatırım süreçlerinin iyileştirilmesi hem de projelerin hayata geçme hızının artırılması, rüzgar ve güneşin gerçek potansiyelini ortaya çıkaracak en önemli adımlar arasında yer alacak.




