Prof. Veziroğlu, Asya’yı doğudan batıya kat edecek yeni ticaret yolunun, Afrika ve Avrupa pazarlarına açılacağı coğrafi, ekonomik ve güvenlik anlamında, dünyadaki en uygun yerin Türkiye olduğuna işaret ediyor.  “Hydrogen Council”ün bu yılki toplantılarında 2030’e kadar taşımacılıkta, hidrojen enerjisine dönüştürme kararı aldığını anımsatan Prof. Dr. Veziroğlu, coğrafi konumundan başka, Türkiye’nin hidrojen enerjisinde donanım ve iklim olarak avantajlı olduğunu kaydediyor.

2000 yılında, Azerbaycan Bilimler Akademisi tarafından “Hidrojen Enerjisi” fikrini 1974 te ortaya atması ve gerçekleştirmesindeki çalışmaları dolayısı ile Nobel Ödülüne aday gösterilen Türk Profesörü, Nejat T. Veziroğlu, ST Endüstri Medya'nın sorularını yanıtladı. 

-Prof. Veziroğlu, sizi hidrojen fikrine götüren yolunuzu özetler misiniz?
İlk araştırma projem, Mars’a gidecek roketin nükleer hidrojen motorundaki titreşimlerin sebebini bulmak ve gidermek konusuydu. O zamanlar Amerika Uzay İdaresi Mars’a seyahat planları yapmaya başlamıştı. Roket, dört ayda Mars’a gidecek, astronotlar Mars’ta dört ay çalışacak ve bu zaman içerisinde Mars yine Dünya’ ya yaklaşıyor olacak ve roket yine dört ayda Dünya’ya dönecek. Yörüngeler öyle ki birbirlerine yakınken dört ayda gidilebiliyor, uzakken 8-10 ayı bulabiliyor. Bu uzun seyahatler için nükleer enerji şart. Araştırma beş yıl sürüyor. Bu çalışmalarım neticesinde gördüm ki hidrojen uzun seyahatler için en iyi, en randımanlı ve en temiz yakıt. 1973’de enerji krizi başladı. Bunun üzerine Miami’de The Hydrogen Economy Miami Energy (THEME) konferansını tertip edip, hidrojen enerjisi fikrini ortaya attım.

 2074 Hidrojen yılı 
18 Mart 1974 yılında, “Hidrojen Ekonomisi Miami Enerji Konferansı” (The Hydrogen Economy Miami Energy – THEME) gerçekleşti. 74'ün Hidrojen Enerjisi için kilometre taşı olduğuna inanıyorum. Çünkü 1674'te İngilizler hidrojenin bir gaz olduğunu buluyor, 1774'te Fransız Kimyageri Lan Vaz'ye, bu gaza 'su üreten' manasına gelen Hidrojen adını veriyor, 1874’ te Fransız yazar Jules Verne Issız Ada kitabında hidrojenden, enerji kaynağı olarak bahsediyor. Ben bu fikri 1974’de ortaya attım. Ve hiçbir özendirici önlem alınmadan iş dünyası olduğu gibi devam ederse, benim tahminim 2074'te Hidrojene geçiş tamamlanacak. 

-Bu bilgiler doğrultusunda nasıl bir yol kat edildi. 2019 da Edirne Türkiye’de gerçekleştirilecek hidrojen konferansı neden önemli?

Milletlerarası Hidrojen Enerjisi Derneğimiz (İnternational Association for Hydrogen Energy) her ülkenin kendi hidrojen enerjisi derneğini kurması için destek verir. Türkiye’de de böyle bir dernek kurulmasını tavsiye ettik. 2014’te Dr. İbrahim Dinçer tarafından İstanbul da dernek kuruldu. Derneğin Başkanı Dr. İbrahim Dinçer, kendisi aynı zamanda bizim Milletlerarası Hidrojen Enerjisi Derneği’mizde de başkan yardımcılarından biridir.
Türkiye de kurulan bu derneğin amaçları Türkiye de Hidrojen Teknolojileri konusunda bilimsel, endüstriyel ve sosyal iş birliğini sağlamak, sürdürülebilir koordinasyonu geliştirmek ve ilgili faaliyetleri gerçekleştirmektir. Derneğin siyasi bir amacı yoktur.

Dernek; tarafsız, özerk, tüm kurum ve kuruluşlara eşit uzaklıkta, ticari ve politik amaç gütmeyen, toplum ve çevre yararını öngören, açık, gerçeklere dayalı tespit, araştırma ve değerlendirmelerle söylem ve davranışlarda bulunur. 

Edirne’de yapılacak olan Hidrojen Konferansı Türkiye Hidrojen Teknolojileri Derneği Başkanı Dr. Dinçer’in yönetimi altında Trakya Üniversi’tesiyle birlikte organize edilen bir konferans. Eşim Ayfer Edirnelidir, memleketi için her zaman faydalı işler yapmak ister. Dr. İbrahim Dinçer’den düzenledikleri bir konferansı da memleketinde düzenlemelerini rica etti. Böylece Edirne ile birlikte Trakya’da hidrojen enerjisi fikri öğrenilecek. Hidrojen enerjisi ve yakıt pilleri ile ilgili çalışan bilim adamlarımızı ve firmalarımızı bu konferansa katılmaya davet ederim. Ayrıca hidrojen ile ilgili gelişmeleri takip etmek için hem Milletlerarası (www.iahe.org) hem de Türkiye Hidrojen Enerjisi Teknolojileri Derneğine (http://hidrojenteknolojileri.org) üye olmalarını tavsiye ederim. Edirne’deki konferansa katılmak isteyenler için web sitesi şöyle: http://ihtec2019.org 

2017 de Dünya Ekonomik Forumu, Davos, İsviçre de hidrojen enerjisi ile ilgili mühim bir gelişme yaşandı. Dünyadaki 13 global enerji ve otomobil şirketleri birleşerek “Hydrogen Council” kurdular. Bu yıl aralarına 40 üye daha aldılar. Bu yılki toplantılarında 2030’e kadar taşımacılıkta tüm dünyadaki taşıtları hidrojen enerjisi ile çalışan araçlara dönüştürme kararı aldılar. Türkiye’de hidrojen enerjisi ile ilgili çalışmalar yapan birçok bilim insanı var. Bunu avantaja dönüştürebiliriz.

Türkiye’nin coğrafi avantajı İpek Yolu’yla sürüyor

Hidrojen Enerjisi fikri (1973-1982) ile doğan,  ve tüm çalışmalarını topladığı “Hidrojen Romantiği” adlı kitabın röportajı  için 2016 yılında tanıştığımız ve uzun yıllardır Türkiye dışında olmasına rağmen ülkesinin kalkınması ve gelişmesi için, her dönem fikirlerini Türkiye ile paylaşan Prof. Veziroğlu, ilerinin belki de tek devi olacak ülke,  Çin Halk Cumhuriyeti  ile ilgili ve özellikle Türkiye’nin 10 yıl içerisinde ekonomisin dörde katlanması, Türk Lirasının kıymetinin artmasına sebep olacak detaylı olarak yapılması gereken tahlillerini bir mektup ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümeti’ne sundu(Ekim 2017).

Cumhurbaşkanlığı’na sunduğunuz projenin detaylarını paylaşır mısınız?.
İpek Yolu ile ilgili olarak hazırlamış olduğum raporumu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet üyelerine de gönderdim. Raporumda Asya’yı doğudan batıya kat edecek yeni bir ticaret yolunun, Afrika ve Avrupa pazarlarına açılacağı coğrafi, ekonomik ve güvenlik anlamında en uygun yerin Türkiye olduğuna yazdım. 
Buna ilaveten Hatay-Adana arasında İskenderun merkezli ve Hollanda Rotterdam limanı büyüklüğünde bir İpekyolu Limanı, bir Akdeniz Tersanesi, balıkçılık, hayvancılık ve tarım işleme kompleksleri yapılmasını önerdim. 

Bu yatırımların Demir İpekyolu projesine büyük katkı sağlayacağına inanıyorum, Çin’den bu amaçla finansman destek te isteyebiliriz. 

Ayrıca Mersin ve Sinop nükleer santrallerinin yanına birer geceleri kullanılmayan elektrikten istifade için hidrojen elektroliz tesisi kurulmasını önerdim. İnanıyorum ki 2030’lardan itibaren dünyada mazot ve benzinin kullanımdan kalkacak, araçlarda elektrik ve hidrojen enerjisine geçilecektir.