İki binli yılların başında, dönemin Hazine’den Sorumlu Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen’in, komşularla, en az 2 milyar dolarlık barış kuşağı teorisini, bu kez de TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu dillendirdi.
Hisarcıklıoğlu, 2003 yılında Balkan ülkeleri ile 3,5 milyar dolar olan Türkiye’nin ticaret hacminin, yaklaşık altı kat artarak, 20 milyar dolar yükseldiğini açıkladı. 
Türkiye’nin Balkan ülkeleri ile ticarette her zaman daha fazla ürün satan taraf olduğuna değinen, Hisarcıklıoğlu, öte yandan da, Balkanlardan daha fazla ürün almanın da her zaman bir yolunu bulduklarını anlattı. Hisarcıklıoğlu, ticaretin bu yönüyle ulaslararası politikaları da belirleyerek, barışı koruduğuna dikkat çekti.

ADAYLAR REFORMU HIZLANDIRMALI, AB'DE KAPIYI AÇIK TUTMALI

Avrupa Birliği üyeliğine de değinen, TOBB Başkanı, aday ülkeler arasında olan Türkiye’nin de, katılım sürecinde, müzakere edilen konu ve reformları en hızlı biçimde yerine getirmesi gerektiğini kaydederken, karşı tarafında buna, kapıyı açık bırakarak yanıt vermesi gerektiğini ifade etti.

Balkan Odalar Birliği (ABC) Dönem Başkalığını da yapan Hisarcıklıoğlu, küresel ticaretin ve iş yapış şeklinin hızla değiştiğini, böylesine bir karmaşanın içinde, yeni ittifak ve ortaklıkların oluşturulduğuna işaret etti.

TİCARET AĞIYLA ÖRÜLEN BARIŞI TESİS ETMELİYİZ

Değişen bu süreci avantaja çevirmek için ülkelerin birlikte hareket etmesi ve aralarındaki ticareti arttırması gerektiğini söyledi. Başta komşularımız olmak üzere, tüm ülkelerle ticaret yapılması halinde, tarafların kavgayla değil, ticaretle uğraşacağı tespitini yapan Hisarcıklıoğlu, “Batı Avrupa, ikisi dünya savaşı, bin küsur yıl sürekli savaştı. Savaşla çözemediklerini, Avrupa Birliği kurarak, aralarındaki ticareti geliştirerek çözdüler. Sonuç olarak, 70 senedir savaşmayan bir Birlik var, ortada. Ve görünen bu barışın reçetesi, ticarettir.  
Türkiye’nin de yapması gereken, daha fazla üretip, daha fazla ihracat yaparak güçlenmesi ve küresel sistemle bütünleşmesidir.
Hisarcıklıoğlu, Brexit ile AB’de sonun başlangıcının geldiğini iddia edenlere katılmadığını belirterek, “Aksine, AB’nin güçlenmeye ve cazibe merkezi olmaya devam ettiğini göreceksiniz. Biz, tüm Balkanlar için bu durumun dönüştürücü ve yapıcı etkisi olacağına inanıyoruz” dedi.