Dünya tarihi boyunca Sanayi 1.0, Sanayi 2.0 ve Sanayi 3.0 olarak tezahür eden sanayi/endüstri devrimlerinin ardından bugün artık Sanayi 4.0 ve Toplum 5.0 olarak adlandırılan yeni devrimler merak ediliyor.

ÖZETLE SANAYİ DEVRİMİ NEDİR?

Ancak öncelikle kısaca sanayi devrimi nedir ve diğer devrimler nelerdir ona bir göz atalım…

İlk olarak Birleşik Krallık’ta çıkan ardından Avrupa, Amerika, Asya ve tüm dünyaya yayılan Sanayi Devrimi ya da Endüstri Devrimi, 18. ve 19. yüzyıllarda yeni buluşların üretime olan etkisi ve buhar gücüyle çalışan makinaların makinalaşmış endüstriyi ortaya çıkarması ile yaşanan gelişmelerin Avrupa’daki sermaye birikimini artırması olarak adlandırılıyor.

ÖNCEKİ DEVRİMLER NELERDİR?

Tarih boyunca bugüne kadar olan dört büyük sanayi devriminden ilki, yani Sanayi 1.0, su ve buhar gücünün daha verimli kullanılmasını sağlayan mekanik tezgahların bulunmasını içeriyor.

Sanayi 2.0, Henry Ford'un üretim bandı tasarımı ve elektriğin seri üretimde kullanılmaya başlanması, üretim hattının geliştirilmesi ile ulaşım ve dolayısıyla ham maddeye erişimi kolaylaştırdı.

Sanayi 3.0, 1970'lerde üretimde mekanik ve elektronik teknolojilerin yerini dijital teknolojiye bırakmasına sebep olan programlanabilir makinaların kullanılmaya başlanmasıyla gerçekleşti. Söz konusu sanayi devriminde, Dünya Savaşları nedeniyle sanayileşme ile teknolojik ilerleme, önceki dönemlere göre yavaşlarken, günümüzde bu sanayi devriminin izlerini görmek mümkündür.

VE YENİ SANAYİ DEVRİMİ…

Gregoryen takvime göre 1 Ocak 2001 – 31 Aralık 2100 tarihleri arasına karşılık gelen 21. yüzyıl ve bu yüzyılın ilk sanayi devrimi olan Sanayi 4.0.’a geçelim. Sanayi 4.0’ın temelleri 2011 yılında Almanya’da düzenlenen Hannover Fuarı’nda atıldı. Fuardaki uzmanlar, bilişim çağının modern yüzünün üretime getirdiği yenilikler ve katkıların, yeni bir “Sanayi Devrimi” olduğu önce Alman Hükümeti’ne kabul ettirdi. Sonrasında çalışma grubu kurularak 8 Nisan 2013 tarihinde gene aynı fuarda çalışma grubu Sanayi 4.0 raporunu sunuldu. Böylece Sanayi 4.0’da resmi olarak başlamış oldu.

Bilişim teknolojileri ile sanayiyi bir araya getirmeyi hedefleyen Sanayi 4.0, düşük maliyetli, enerji tasarrufu sağlayan, az yer kaplayan ancak yüksek güvenilirlik ve verimlilikle çalışan donanımlar ve bunları çalıştıracak sistemlerin tutumlu olmasını baz alıyor. Diğer sanayi devrimlerinde olduğu gibi elbette bu devrimde de, üretimde maliyetlerin düşürülmesi, kalitenin artırılması ve daha ucuza mal ederek uygun fiyatlarla ürünün tüketiciye sunulması amaçlanıyor.

Bilinen bir gerçekte, dünya nüfusunun 3’te 1’inden fazlasının yaşadığı, 2020 yılı itibarıyla dünya nüfusunun 7,8 milyara ulaşması ve Çin’in nüfusunun da 1,4 milyarı geçmesinin öngörüldüğü bir ortamda, Çin’in sanayideki fabrikalarda işgücüne dayalı bu gücünü elinden almak isteyen Batılı toplumların rekabet için Sanayi 4.0 kozunu oynadığıdır. 

ÜRETİMİN GELECEĞİ Mİ?

Merkezinde insanın olduğu ama fiziksel gücün yerine zihinsel gücün aldığı, kişilerin becerilerinin ve yaratıcılıklarının ön planda olduğu, fabrikalarda otomasyonun yerine otonomizasyonun var olduğu, üretim sahasındaki bütün makinaların, cihazların birbirleriyle bilgi ve veri alışverişi içerisinde kullanıldığı yeni bir sanayi devriminden söz ediyoruz. Verilerin gerçek zamanlı işlendiği, tüm makinaların birbirleriyle iletişimde olduğu, insanın merkezde ama fiziksel olarak etkisinin az olduğu, süreçlerin izlenebildiği, fabrikadaki herhangi bir komponentin arızalanacağının öngörülebildiği, kendi kendine karar verebilen bir mekanizmaya sahip akıllı bir sistemden ve daha güvenli bir fabrikadan bahsediyoruz. 

Yapay zeka, nesnelerin interneti, büyük veri, makina öğrenimi, bulut teknolojisi, artırılmış gerçeklik, eklemeli imalat, siber güvenlik, siber fiziksel sistemler, dijital ikiz, simülasyon, 5G teknolojisi, blokzincir gibi bileşenlerin oluşturduğu karanlık fabrikalar/akıllı fabrikalar ise Sanayi 4.0’da üretimin geleceğini oluşturuyor.

Peki gerçekten üretimin geleceği mi? Evet, ama şimdilik…