İSTANBUL (AA) - Deloitte tarafından gerçekleştirilen Türkiye’den katılımcıların olduğu insan kaynakları ve iş dünyasından 10 bin kişinin görüşleri dikkate alınan 2020 Global İnsan Kaynakları Trendleri Raporuna göre, katılımcıların yüzde 85'i, işin geleceğinin etik açısından karşılaşılabilecek zorlukları artıracağını tahmin ediliyor.

Konuyla ilgili olarak Deloitte'ın açıklamasına göre, Deloitte tarafından bu sene onuncusu hazırlanan "2020 Global İnsan Kaynakları Trendleri" raporu yayımlandı. "Sosyal Şirket Sahnede: Paradoksla Yüzleşmek" başlıklı rapor, aralarında Türkiye’den katılımcıların olduğu insan kaynakları ve iş dünyasından 10 bin kişinin görüşleri dikkate alınarak hazırlandı.

Rapora göre, kurumların sadece yüzde 17'si çalışanlarına yapay zeka stratejilerini destekleyecek yeni becerilerin kazandırılması konusunda önemli yatırımlar yapıyor. Kurumların yalnızca yüzde 12'si, öncelikli olarak, geleneksel iş gücü yerine yapay zekayı konumlandırıyor.

Katılımcıların yüzde 85'i, işin geleceğinin etik açısından karşılaşılabilecek zorlukları artıracağını düşünüyor. Buna karşınkurumların yalnızca dörtte biri işin geleceğinden kaynaklanabilecek etik zorlukları yönetmek için önlem ve uygulamalara sahip.

Liderlerin dörtte üçü, iş güçlerinin yetkinliklerini tazeleme yoluyla, şirketlerine yeni beceriler ve yetenekler kazandırmayı hedefliyor. Ancak sadece yüzde 45’i çalışanlarını yeni beceriler geliştirme yolunda ödüllendiriyor.

Katılımcıların yüzde 26’sı İK fonksiyonunun gereken ilerlemeyi kaybedebileceğinden ve liderlik etme yeteneğinden emin değil. Bu da İK’ya; kurumları COVID-19 krizinin yarattığı yeni normale yönlendirme gücünü göstererek bu şüpheleri ortadan kaldırma imkanı veriyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Deloitte İnsan Yönetimi Hizmetleri Lideri olan Cem Sezgin, insanı ve teknolojiyi ayrıştırmak yerine birleştiren bir bakış açısı ile kurumların karşılaştıkları en zorlu çatışmaların üstesinden gelebileceğine dikkat çekti.

Bu bakış açısını, "Kurumsal aidiyeti teşvik etmek, yeni beceriler kazanarak kendini baştan yaratırken güvende hissetmek ve belirsizliğe rağmen cesur adımlar atmak" olarak özetleyen Sezgin, anket sonuçları değerlendirildiğinde, aidiyetin kritik bir unsur olduğunu gördüklerini dile getirdi.

Sezgin, katılımcıların yüzde 79'unun çalışanlarda aidiyet duygusunu teşvik etmenin, önümüzdeki 12 ila 18 ay içinde kurumların başarısı için ‘önemli’ veya ‘çok önemli’ olacağını belirterek bu görüşü desteklediğini, kurumların, bireyleri iş yerlerindeki ortak paydaları aracılığıyla, birbirleriyle etkileşim haline geçirerek, güçlerini optimize etmelerini sağlamalarının gerektiğini belirtti.