VAİLLANT TÜRKİYE İLETİŞİM KURULU TOPLANTISI YAPILDI VAİLLANT TÜRKİYE İLETİŞİM KURULU TOPLANTISI YAPILDI

Yılın ilk çeyreğine ilişkin büyüme verilerini değerlendiren Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılarsanayi sektörünün pandemi sürecinde olduğu gibi bu yıl da büyümenin en güçlü çekicisi olacak gibi göründüğünü dile getirdi.

Yorgancılar, Türkiye ekonomisinin genel görünümünün yeterince umut vermediğini, ancak ortak akıl ve iş birliğiyle yeni bütünsel, entegre bir ekonomik program ile sorunların üstesinden gelinebileceğini inandıklarını söyledi.

"TÜRKİYE EKONOMİSİNDE YENİ BİR SENARYO İHTİYACI BELİRGİN" 

Yılın ilk çeyreğinde ekonominin geçen yılın ilk çeyreğiyle aynı oranda yüzde 7,3 seviyesinde büyüdüğünü, bu sebeple küresel salgının etkilerinin hafiflediğini kaydeden Yorgancılar, "2022'nin ilk çeyreğinde ABD’nin, Fransa’nın, İtalya’nın küçüldüğü, Almanya (binde 8+) ve Hollanda’nın (binde 1+) durgunluk yaşadığı, Çin’in yüzde 5,3 büyüdüğü görülmektedir. Söz konusu veriler doğrultusunda Türkiye ekonomisinin niceliksel olarak oldukça iyi bir performans gösterdiği söylenebilir. Ancak, ülkeyi fakirleştiren kur artışları ve kredilerin çektiği tüketim artışı büyümenin konjonktürel olduğunu yapısal faktörlerce desteklenmediğini ve izleyen dönemlerde yavaşlamanın kaçınılmaz olduğunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla nicel büyümenin nitel zeminin de güçlendirilmesi, ekonominin yapısal sorunlarının çözümü ve ekonomi politikalarında analitik çerçevenin şeffaflaştırılarak güçlendirilmesi gerekiyor. Bir başka deyişle yeni bir senaryo ihtiyacı oldukça belirgin." şeklinde konuştu.

"SANAYİ, 2022'DE DE BÜYÜMENİN EN GÜÇLÜ ÇEKİCİSİ OLACAK"

Büyümeyi sektörel bazda hizmet ve sanayi sektörünün, harcamalarda ise özel tüketim ve ihracatın beslediğini vurgulayan EBSO Başkanı Yorgancılar, uzun zamandır büyümede ağır yükü sırtlayan inşaat sektörünün mecburi bir biçimde gerilemeye girdiğini dile getirdi.

Nüfusu 84 milyon olan, milyonlarca sığınmacıya ev sahipliği yapan ve 40 milyonun üzerinde turist ağırlamaya hazırlanan Türkiye'de tarım sektörünün performansının gıda ve gıda enflasyonu açısından endişeye sebebiyet verdiğini belirten Yorgancılar, hizmet sektörünün Covid-19'un etkilerini sarmayı sürdürdüğünü, sanayinin ise pandemi sürecinde olduğu gibi 2022 yılında da büyümenin en güçlü çekicisi olacak gibi göründüğünü ifade etti.

Yorgancılar, "Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 9,9 düzeyinde artan sektördeki istihdam ile Cumhuriyet tarihinin rekoru kırılmıştır. İstihdamın 6,5 milyonu aşması, sanayi sektörünün büyüme yanında istihdam artışının da lokomotifi olacağını göstermektedir." dedi.

"BÜYÜMENİN KİLİDİ: YATIRIM, ÜRETİM, İHRACAT"

Ender Yorgancılar, 2022'nin ilk çeyreğinde inşaatlardaki yüzde 9,8 gerilemeye rağmen, yatırımların toplamda yüzde 1,1, makina-teçhizatta ise yüzde 10,5 oranında büyümenin senenin devamı açısından umut verici olduğunu söyleyerek değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

"Ekonomi politikası karar birimlerinin tarım ve sanayi yatırımlarına yeni bir vizyonla bakmasının zamanı gelmiş, hatta geçmiştir. Bu iki sektörde yatırımlar ve üretimin yeterince ve istikrarlı bir şekilde artması durumunda hizmetler ve inşaat sektörünün de büyümesi mümkün olacaktır. Türkiye’nin inşaat-ithalat-tüketim üçlüsünden yatırım-üretim-ihracat üçlüsüne yönelmesi gerekiyor. Türkiye ekonomisinin yüksek oranlı, istikrarlı ve sürdürülebilir bir şekilde büyümesinin hem kilidi hem de anahtarı bu üçlüdür."

"ORTAK AKIL VE İŞ BİRLİĞİYLE SORUNLARI AŞABİLİRİZ"

EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Yorgancılar, Türkiye’nin makro ikliminin ciddi şekilde bozulduğuna dikkati çekererek sözlerini şöyle noktaladı:

"Rekor enflasyon, yüksek cari açık ile bütçe açığı, tüm kesimlerin yüksek borçluluk oranı, TCMB’nin rezervlerinin durumu ve para politikasının etkisizliği, fiyat mekanizmasının etkin işletilmemesi içsel zorlukların derinliğini ortaya koyuyor. Likiditenin daralması, enflasyonun küresel nitelik kazanması, gelişmiş ülkelerin durgunluk veya resesyona doğru sürüklenmesi, Rusya-Ukrayna savaşının enerji fiyatlarını artırması, gıda fiyatlarındaki yüksek artışlar, henüz tam olarak çözülemeyen tedarik sorunları, gelişen piyasalardan sermaye çıkışının yaşanması gibi küresel gelişmeler de dış rüzgarların uygun esmesini engelliyor. Tüm dünyanın adeta 'kusursuz fırtına' öncesi sessizlik yaşadığı bir dönemde Türkiye ekonomisinin genel görünümü bizlere yeterince umut vermiyor. Ancak, ortak akıl ve iş birliğiyle yeni bütünsel, entegre bir ekonomik program ile bu sorunların üstesinden geleceğimize inanıyoruz."