Ege İhracatçı Birlikleri'nde düzenlenen, “Brexit Sonrası İngiltere” isimli toplantıda konuşan Harris, İngiltere'nin gıda ihtiyacının yüzde 50'sini ithalat yoluyla karşıladığını dile getirdi. Harris, "İngiltere 2017 yılında 229 milyar sterlin gıda ürünleri tüketti. Bu ithalatının yüzde 70'i Avrupa Birliği'nden oldu. Brexit sonrası Türk gıda sektörü açısından gelecek parlak. Şu anda AB ile var olan anlaşmalar nedeniyle dezavantajlı görünen durum Brexit ile fırsata dönüşebilir. Türkiye, İngiltere'ye zeytinyağı, hazır gıdalar, şekerlemeler, atıştırmalıklar ihraç etmeniz mümkün" diye konuştu.

500 bin Türk avantajı

Türk firmalarının İngiltere'de bilinen ve güvenilir markaları satın alarak İngiliz tüketici nezdinde itibar kazanabileceğine işaret eden Harris şöyle konuştu; "Türkiye'de imal edip, İngiliz markası ile İngiltere'ye satabilirsiniz. Bu sizlere rekabette avantaj sağlar. İngiltere'de yaşayan 500 bin Türk var. Bu da sizler için büyük fırsat."

Brexit sürecini Türk konfeksiyon ve deri sektörleri açısından değerlendiren Estate Kurucu Ortağı ve Müdürü Mike Rowe, konfeksiyon ve deri sektörlerinin İngiltere'ye ihracatında şu anda gümrük vergilerinin sıfır olduğunu o nedenle bu sektörlerin İngiltere'ye ihracatında engel olmadığını, Brexit sonrası için ise, bir netlik olmadığını kaydetti.

İngiliz halkının 2010 ekonomik krizi sonrasında Avrupa Birliği'ne her yıl ödenen 90 milyar sterlini ödemek istemediğini, Avrupa Birliği'nden ayrılma ile sonuçlanan referandum sürecinin bu nedenle yaşandığını anlatan Rowe, "Brexit sonrası tarifeler, gümrük vergileri kalkabilir. Türk üreticilerinin ucuza mal etme avantajları var. Türkiye'nin karşısına çok daha anlamlı imkanlar çıkabilir. 2019 yılında İngiltere'de perakende sektörüne ilgi artacak. Türk deri sektörü firmaları İngiltere'de mağazacılıkta büyüyebilirler" şeklinde konuştu.