ANKARA (AA) - Ankara Ticaret Odası (ATO) Yüksek İstişare Kurulunun Gürsel Baran başkanlığında video konferans yöntemiyle yapılan ikinci toplantısında, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele sürecinin Ankara ve ülke ekonomisine etkileri konuşuldu.

ATO tarafından konuyla ilgili olarak yayımlanan yazılı açıklamaya göre, ATO Yüksek İstişare Kurulu ve Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, toplantıda yaptığı konuşmada, bir önceki Yüksek İstişare Kurulu Toplantısı'nda ortaya konulan görüş ve öneriler doğrultusunda Ankara'nın ekonomik ve sosyal gelişimi için çalışmalar yürüttüklerini ancak gündemlerinin tüm dünyada olduğu gibi pandemiye dönüştüğünü belirtildi.

Baran, virüsle mücadele sürecinde tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de en çok yiyecek içecek sektörü ile turizm, ulaşım, nakliye ve lojistiği içine alan hizmet sektörünün küçülme yaşadığını belirterek başkentteki 10 bin işletmenin faaliyetinin geçici olarak durdurulduğunu, bu durumdan aileleriyle yaklaşık 300 bin kişinin etkilendiğini söyledi.

Uluslararası ticareti durma noktasına getiren pandemi sebebiyle nisan ihracatının yüzde 41 gerilediğine i hatırlatan Baran, aynı ayda Ankara ihracatının Türkiye ortalamasının altında, yüzde 17 seviyesinde düştüğünü ifade etti.

Baran, bu süreçte Oda olarak bütün kaynakları aktararak KOBİ'ler için Nefes Kredisi'ni TOBB öncülüğünde başlattıklarına dikkat çekerek  "Cirosu 3 milyon lira ve altında olan şahıs firmalarımız için de yaptığımız girişimler sonucu Can Suyu Kredisi'nin devreye alınmasını sağladık. Üyelerimizin bu süreci fazla zorlanmadan atlatabilmeleri için teyakkuz halinde çalışıyoruz." şeklinde konuştu.

Hükümetin sağladığı desteklerin sektörler için önemli olduğunun vurgulayan Baran, "Fabrikalar ve perakendeciler mücbir sebep içinde ancak toptancılar dışında. Mücbir sebep kapsamının genişletilmesi gerekiyor." dedi.

Baran, toplumsal refah için sağlık ve ekonominin birbirinden ayrılmaz bir bütünün parçaları olduğunu vurgulayarak şöyle  dedi:

"Kovid-19 salgını sonrası oluşacak normalleşme sürecini bugünden iyi analiz etmemiz ve dünyanın yeni sürecinde fırsatları yakalayacağımız adımları atmamız gerektiği kanaatindeyiz. Bu süreci şehrimizin de lehine olarak değerlendirmemiz gerekiyor. Sıkıntılı dönemleri atlattıktan sonra Ankara’nın örneğin sağlık turizminde gelişeceğine dair inancımız daha da arttı. Türkiye'nin verdiği sınav inşallah bu alanda faydamıza olacaktır."