Depremler ülkemizin gerçeği. Depremlerde verdiğimiz can ve mal kayıpları maalesef bina kalitesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bugüne kadar geldiğimiz süreçte Türkiye inşaat sektöründe oluşan bilinci nasıl değerlendiriyorsunuz?
Depremin ülkemiz için artık asla yok sayamayacağımız bir gerçek olduğunu, son dönemde yaşadığımız üzücü yıkımlardan yapıcı dersler çıkarmanın önemine dikkat çekmek istiyoruz. Yapıları suyun zararlı etkilerinden koruyan su yalıtımının inşaat aşamasındaki maliyetinin, toplam bina maliyetinin sadece yüzde 3’ü kadar olduğunu hatırlatmak gerekli. "SU YALITIM Yönetmeliği"nin yayınlanmış olmasını çok önemsiyoruz. Geçmiş yıllarda yapılan eksikler, yanlışlar mevzuat eksikliğinden kaynaklı zafiyetlerin yeni yapılarda olmaması için tüm mevzuatlar artık yeterli. Binalarda Su Yalıtım Yönetmeliğin sağlıklı bir şekilde uygulanması ve denetlenmesi ile yapılarımızın sağlıklı ve güvenli olmasını sağlayabiliriz. Fakat her alanda olduğu gibi uygulamada etkin denetimin olması son derece kritik. Bu anlamda tüm paydaşlara görevler düşüyor. Biz BİTÜDER olarak karar verici ve denetim mekanizmalarına yönelik yaptığımız seminerlerle bu konuda bilinç artışını çok önemsiyoruz.

DOSİDER YÖNETİM KURULU ANKARA'DA ISITMA SEKTÖRÜNÜN GELECEĞİNİ GÖRÜŞTÜ DOSİDER YÖNETİM KURULU ANKARA'DA ISITMA SEKTÖRÜNÜN GELECEĞİNİ GÖRÜŞTÜ

Deprem ve SU YALITIMINI’nın ilişkisini kısaca nasıl özetleyebiliriz?
Binalar tasarım aşamasındam itibaren, kullanım amacına uygun, can ve mal güvenliğini koruyacak şekilde, bulunduğu iklim ve doğa şartlarında güvenli ve konforlu şekilde barınma ihtiyacımızı karşılamak için tüm mühendislik hizmetlerini alarak oluşturulmak zorunda.  Tasarımından anahtar teslimine kadar yapının inşaat sürecindeki tüm faaliyetler ülkemizde geçerli ve son derece yeterli yasa ve yönetmeliklerle tanımlanmış durumdadır. Bina statiği, ülkenin deprem koşullarına uygun şekilde, yapının bulunduğu bölgedeki deprem yüklerini karşılayarak can güvenliğini sağlamak üzere inşa edilir, edilmelidir. 
Binanın yapılacağı zemin özelliklerine göre, yeraltı su seviyesinin durumuna göre binanın mimari yapısına uygun temel ve taşıyıcı diğer tüm statik elemanları ile tasarım tamamlanarak uygulamaya geçilir. Tüm saydığımız özelliklere uygun malzeme seçimleri ile sistem bir bütün halinde tamamlanarak süreç bitirilir. Her şey mükemmel yapılsa da binanın ömrü boyunca bu özelliklerinin korunabilir olması gerekir ki, işte tam da su yalıtımı uygulamaları, tasarımda karar verilen bu özelliklerin binanın ekonomik ömrü boyunca korunmasıyla ilgili vazgeçilmez bir unsurdur.

Binanın herhangi bir yerinden giren su, korozyona sebep olarak binanın yıkılabilir hale gelmesine sebep olabildiği gibi, yaşam alanlarımızda rutubet oluşumuna sebep olarak sağlığımızı tehdit ediyor. Dolayısıyla su yalıtımının hayati bir önem taşıdığını söyleyebiliriz. Su yalıtımı yeterli değilse bir binada ne gibi tehditler olabilir?
Binaların temellerinde ve çatılarında, yer altı suyu, yağmur, kar gibi herhangi bir yoldan yapılara sızan su, donarak veya kimyasal tepkimelere girerek, donatının özelliğini yitirmesine ve korozyona, yani paslanmaya neden oluyor. Oluşan korozyon ise yapıların taşıyıcı sisteminin çürümesine ve zamanla zayıflamasına sebep oluyor. Yeni yapılmakta olan binalarda da, Su yalıtımı, doğru ve kaliteli malzemelerle yapılmazsa, tüm ulusal ve uluslararası standartlara uygun ürün ve uygulama kalitesine dikkat edilmezse, 10 yıl sonra donatı, belli koşullarda başlangıçtaki taşıma kapasitesinin, yaklaşık olarak yüzde 66’sını korozyon nedeniyle kaybediyor. Daha önce yapılan çalışmalarda, depremden dolayı yıkılan binalarda tasarım yanlışlığı, malzeme eksikliği vb. gibi konuların yanı sıra büyük bir oranda korozyondan dolayı taşıyıcı sistemin zayıfladığı anlaşılmıştır.

Nüfusun çok büyük kısmının deprem tehdidi altında yaşadığı Türkiye’de kentsel dönüşüm yapı sektöründeki en önemli gündem konularından biri.  Kentsel dönüşüm sürecinde su yalıtımının önemi ile ilgili bir değerlendirmede bulunmanızı istesek neler söylersiniz?
Kentsel dönüşüm gerekliliğinin herkese öğretmesi gereken şeyler var. Mevcut yapı stokunun,  riskli ve çürük yapıların yenilenmesi sürecinde geçmiş hatalardan ders almak önem taşıyor. Kaliteli ürün ve kaliteli uygulama, sağlıklı bir su yalıtımı uygulaması başarısının anahtarı. Standart dışı üretim tüm sektörlerde olduğu gibi bizim de temel sorunumuz. Su yalıtımından en etkili verimi alabilmek için binanın özellikleri ve ihtiyaçlarına en uygun malzemeler seçilmeli ve su yalıtımı yaptırırken kullanılan ürünlerin CE belgeli olmasına özen gösterilmelidir. Avrupa’da çok uzun yıllardır kullanılan bitümlü örtüler tüm dünyada dayanıklılığını kanıtlamıştır. Bazı detaylarda alternatifi olmayan, dayanıklılığı sayesinde bina ömrü boyunca binayı suyun zararlı etkilerinden koruyan üstün nitelikli ürünlerdir. Fakat uygulama ehil ustalar tarafından yapılmadığı sürece en kaliteli malzemeyle bile hatalar yapılma tehlikesi var. Bu nedenle projelendirme ve denetleme mekanizmasındaki tüm paydaşlarımızın konuya hakim olması gerekiyor. Sektördeki tüm paydaşlar; mimar, müteahhit, müşavir, usta düzeyinde herkesin ve son kullanıcıların dahi bilinçli olması gerekir ki bütüncül bir kaliteden bahsedebilelim.

Su yalıtımında doğru detayda doğru çözüm, doğru ve nitelikli malzeme, bu malzemenin eğitimli ve tecrübeli kişiler tarafından doğru uygulanması gerekirken pazarda standart dışı kalitesiz ürünlerin de almış olduğu bir pay var. Buna karşılık önleyici faaliyetler kapsamında BİTÜDER olarak nasıl adımlar atıyorsunuz? 
Sektör dernekleri olarak inşaat sektöründe paydaşlarımızın bilgilendirilmesine ve yönetmeliğin doğru şekilde anlaşılmasına büyük önem veriyoruz. Şantiye kontrol mekanizmaları ve derneğimizin teknik alt yapısını kullanarak, yapı karar vericilerine eğitici seminerler düzenliyoruz. Meslektaşlarımızı, kamu ve özel sektör temsilcileri ile bilgi paylaşım toplantıları yaparak yönetmeliğin doğru şekilde uygulanması için çalışmalar yapıyoruz. Şantiyeye gelen ürünlerin, kalite denetimi açısından Standartlara uygun olup olmadığının akredite laboratuvar ortamında test edilmesi gibi bazı gönüllü çalışmalar yapıyoruz. Maalesef Standart dışı ürünlerin kullanımı çok ciddi bir haksız rekabet ortamı yarattığı gibi, su yalıtımı gibi kritik detaylarda bina güvenliğini etkileyecek negatif sonuçlar doğurabiliyor. Olumsuzlukları önlemek için sektör sanayicileri olarak, problemlerin azaltılması, tüketicinin korunması ve nitelikli yapıların artması adına, tüm sektör paydaşlarının bilinçli ve seçici olması gerektiğine vurgu yapmak isterim.

Uygulama noktasında ustaların eğitimi, üniversite-sanayi iş birliğinin, ilgili kamu, yerel yönetim ve STK’larla kurulacak temasların önemi büyük. Bu noktada BİTÜDER tarafındaki güncel atılımlar nelerdir? 
Sektör dernekleri olarak inşaat sektöründe paydaşlarımızın bilgilendirilmesine ve yönetmeliğin doğru şekilde anlaşılmasına büyük önem veriyoruz. BİTÜDER olarak,  üniversitelerin ilgili bölümleri, kamu kurumları ile, belediyelerle yaptığımız işbirliği çalışmalarıyla standartların, yönetmeliklerin doğru anlaşılması ve uygulanması konusunda bilgi paylaşımı yapıyoruz. Şantiyelerde kullanılan ürünlerin CE prosedürüne uygunluğu ve etiket beyan değerlerini sağlayıp sağlamadığı ile ilgili test çalışmalarımız var. Bu kapsamda sahada kullanılan Bitümlü Örtüler test amacı ile derneğimize gönderiliyor, akredite bir labortavarda test çalışmaları ile kalite testlerini kurum olarak yapıyoruz. Bu çalışma ile aktif bir sektör derneği olan BİTÜDER’in kalite konusunda ne kadar duyarlı olduğunu ve sağlıklı pazar büyümesinin ancak ve ancak kalite standartlarına uygun kalarak mümkün olacağını anlatmaya çalışıyoruz.

Söz konusu su yalıtımıysa, birçok farklı malzeme ve uygulama tekniği söz konusu. Bu malzemelerle kıyaslandığında bitümlü örtülerin su yalıtımı sektörü içindeki konumu ve üstünlükleri nelerdir? 
Su yalıtımı malzemesi kapsamında iç ve dış pazarda kullanılan sayısız malzeme ve uygulama var. Fakat ağırlıklı olarak betonarme karkas yapı sisteminin hakim olduğu ülkemizde, betonarme yapı sistemine uygun ve en uyumlu malzemeler Bitümlü Örtüler diyebiliriz. Bitümlü Örtüler, tüm dünya ve avrupa pazarında olduğu gibi ülkemizde de en yaygın kullanılan su yalıtım malzemesidir. 
Unutmayalım ki mühendislik hesapları ile her türlü zemin durumuna, yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının seviyesine göre, hesaplamalar yapılarak, yönetmelikte belirtilen şartlarda her türlü bina sağlıklı, güvenli ve uzun ömürlü yapıları oluşturmak mümkün. Sağlıklı su yalıtımı uygulamaları ile donatılmış bir binanın taşıyıcı sistemi de bina ömrünce korunuyor. "SU YALITIM Yönetmeliği"nin yayınlanmış olmasını çok önemsiyoruz. Geçmiş yıllarda yapılan eksikler, yanlışlar mevzuat eksikliğinden kaynaklı zafiyetlerin yeni yapılarda olmaması için tüm mevzuatlar artık yeterli. Binalarda Su Yalıtım Yönetmeliğin sağlıklı bir şekilde uygulanması ve denetlenmesi ile yapılarımızın sağlıklı ve güvenli olmasını sağlayabiliriz. Standart dışı ürünlerin kullanımını engelleyerek, CE gibi uluslararası kalite kriterlerine uygun malzemelerle ve doğru işçiliklerle bilinçli uygulamalarla binalarımızı suyun zararlı etkilerinden ve korozyondan  koruma altına almış olacağız.