1933 yılında Danimarka'da kurulan DEIF, kara, deniz ve rüzgar segmentlerinde kontrol çözümleri sunuyor. DEİF’in Türkiye pazarıyla ilgili yeni dönem hedef ve projelerini konuşmak amacıyla bir araya geldiğimiz Deif Türkiye Satış ve Pazarlama Müdürü Özden Parsak, “2023 yılında özellikle yenilenebilir enerji pazarında yaşanacak büyüme ile hibrit sistemlere olan ilginin artacağını öngörüyoruz. Bu nedenle 2023 yılını bu alandaki etkinliğimizi, ürün ve çözümlerimizin kullanımını artıracak planlarla karşılamaya hazırlanıyoruz. Enerji maliyetleri yüksek olan fabrikalar, bu maliyetlerin düşürülmesi ve enerji verimliliğinin artırılması için yenilenebilir yatırımlarına hız vermekte, bu da fabrikada verimli bir enerji yönetimi ihtiyacını doğurmaktadır. Bu ihtiyaca cevap verecek ürün ve çözümlerimizle 2023 yılında da bu alandaki liderliğimizi sürdürmeyi ve proje sayımızı artırmayı hedefliyoruz” dedi. 

Firmanızdan ve Türkiye’deki yapılanmasından bahsedebilir misiniz? 

1933 yılında Danimarka'da kurulan DEIF, kara, deniz ve rüzgar segmentlerinde kontrol çözümleri sunan küresel bir pazar lideridir. 550'den fazla çalışanı vardır ve dünya çapında 35'ten fazla ülkede temsil edilmektedir. Tüm üretim tesisleri, Danimarka'nın Skive’deki Genel Merkez'inde bulunmaktadır ve çalışanlarımızın yüzde 20'si, dünyanın enerji üreten endüstrileri için genel performansı iyileştirmek, bakım aralıklarını kısaltmak ve yakıt tüketimini azaltmak için çevre dostu yeni yollar belirleyen Ar-Ge'de çalışmaktadır. 2004 yılından bu yana Türkiye'de faaliyet göstermekte, ürün ve çözümlerimizi bayilerimiz ve sistem entegratörlerimiz ile pazara sunmaktayız. Jeneratör üreticileri, pano imalatçıları, Enerji/elektrik otomasyon firmaları, Solar EPC firmaları ve sanayide birçok sektördeki son kullanıcılar başlıca müşterilerimiz arasındadır.

Sektöre sunduğunuz ürünler hakkında bilgi verebilir misiniz? Ürünlerinizin öne çıkan özellikleri ve sunduğu verim nedir? 

Farklı segmentlerde geniş bir ürün yelpazesi ile üretim yapıyor ve pazara sunuyoruz. Jeneratör kontrol ve senkronizasyon cihazları, koruma röleleri, uzaktan izleme sistemleri gibi ana iş kolumuzu oluşturan ürünlerin yanı sıra son yıllarda yenilenebilir enerji sektörü için geliştirdiğimiz hibrit kontrol cihazlarımız da bulunmaktadır. Bu özel kontrol cihazları, güneş, enerji depolama ve rüzgâr gibi kaynakların bir arada ve entegre bir şekilde çalışmasını sağlayarak akıllı enerji yönetimi sağlar. Yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji yönetiminde verimli kullanılmasını sağlayacak tüm donanım, yazılım ve uygulamalar bu kontrol cihazlarında tanımlanmış ve standardize edilmiştir. Bunun en önemli faydası ise harici bir yazılım kullanmadan, sadece kontrol cihazları programlanarak bu cihazlar ile istenilen etkin ve verimli enerji yönetiminin kolaylıkla yapılabilmesidir. 

Yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili yatırımlar artıyor. Özellikle son dönemde hibrit enerji santralleriyle ilgili yapılan düzenlemeler hakkında bilgi verebilir misiniz? Siz bu yatırımların hangi noktasında devreye giriyorsunuz ve nasıl çözümler sunuyorsunuz? 

Öncelikle hibrit enerjinin tanımından ve neden önemli olduğundan bahsetmekte fayda var. Hibrit enerjiyi kısaca en az iki farklı enerji kaynağının entegre çalışmasıyla oluşan bir sistem olarak tanımlayabiliriz. Hibrit enerji ya da Hibrit Santral denilince sektörde anlaşılan ise, enerji depolama, güneş, rüzgâr ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarını bir arada çalıştırabilen sistemlerdir.

Hibrit enerji santrallerinin birçok pratik faydası vardır. İki kaynaklı bir hibrit santral düşünüldüğünde, birincil kaynakta yaşanabilecek üretim kısıtı ikincil bir kaynak ile ortadan kaldırılabilir ve tek bir noktada elektrik üretimi gerçekleştirilebilir. Örneğin bir rüzgâr santraline eklenebilecek güneş enerji santrali, rüzgârın olmadığı veya mevcut üretim kapasitesinin altında kaldığı durumlarda, güneş enerjisinde üretilecek enerji ile bu açık kapatılabilir, sistem hibrit bir şekilde elektrik üretebilir. Bu sayede sistemin veriminin artmasına önemli bir katkı sağlanmaktadır. Bu örnekler, farklı kaynakların birincil veya ikincil olması senaryosuna göre çoğaltılabilir.

Hibrit veya mikro şebeke sistemler, farklı bir kullanım alanı olarak, karbon salınımını ve yakıt maliyetlerini azaltmak amacıyla, fosil yakıtlı kaynaklar ile yenilenebilir enerji kaynakların entegrasyonu ile de oluşturulabilmektedir. Bu alanda yapılan çalışmalar ve bunun önemi bilgi verebilir misniz? DEIF olarak ne tür çözümler sunuyorsunuz?

Hibrit sistem uygulamalarında dizel jeneratör ve gaz jeneratörü gibi fosil yakıtlı enerji kaynakları da sisteme entegre edilebilmektedir. Buradaki amaç, yenilenebilir enerjinin entegrasyonu ile üretilen enerjide fosil yakıt kaynaklarının payının düşürülerek yakıt tüketiminin azaltılmasıdır. Bu sayede hibrit sistemlerin çok önemli bir diğer faydası da hem enerji maliyetlerinin hem de karbon salınımının azaltılması açısından ortaya çıkmaktadır.

Yukarıda belirtilen enerji kaynaklarının kontrolü için ayrı ayrı ürünler üreten bir firma olarak bu kaynakların etkin entegrasyonunu sağlayacak çözümlerimizi pazara sunmaktayız. Hibrit kontrol sistemleri adı altında, her bir kaynağı yönetmek için kontrol cihazlarını bir araya getirerek basit, etkin ve verimli bir enerji yönetimi çözümü için hem Türkiye'de hem de yurt dışında yüzlerce projeyi hayata geçirdik. Şu anda bu konuda teknoloji geliştiren ama en önemlisi bunu standart biz çözüm haline getireren bir firma konumundayız.

Enerji depolama teknolojisi de gelişen teknolojiler arasında yerini almaya başladı. Bu konudaki görüşleriniz nelerdir? DEIF olarak bu alanda neler yapıyorsunuz?

Hibrit Enerji Santralleri ve yeşil enerji dönüşümü gibi kavramlardan bahsederken enerji depolama sistemleri, hedeflenen enerji verimliliği ve karbon emisyonu hedeflerine etkin bir şekilde ulaşılmasında önemli rol oynamaktadır. Özellikle yenilenebilir enerji üretimlerinde, doğası geregi yaşanabilecek üretim kesintilerinde enerji depolamanın rolü göz ardı edilmemelidir. Enerji depolama sayesinde bu enerji kaynakları ile kesintisiz enerji temini sağlanabilmekte ve sistem verimliliği arttırılabilmektedir. 

Dünyada ve Türkiye'de bu alanda çok önemli firmalar depolama ile ilgili ürün ve çözümleri geliştirdi ve geliştirmeye devam ediyor. Maliyetler nispeten yüksek gibi görünse de önümüzdeki yıllarda düşen maliyetlerle birlikte enerji yönetiminde enerji depolama kullanım oranlarında önemli artışlar görebiliriz. Biz DEIF olarak bu fırsatları gördük ve yukarıda bahsettiğimiz kontrol sistemleri ekosistemimize depolama ile ilgili ürün ve çözümleri ekledik. Şu anda bir enerji depolama sistemini tamamen yönetecek ve mevcut sisteme entegre edecek standart bir ürünümüz bulunmaktadır. Enerji depolama kontrol cihazı sayesinde, enerji yönetim sisteminin ihtiyaç duyacağı uygulamaları gerçekleştirebilmekteyiz. 

2023 yılıyla ilgili iş gündeminiz nedir? Yeni dönem hedef ve projeleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz? 

2023 yılında özellikle yenilenebilir enerji pazarında yaşanacak büyüme ile hibrit sistemlere olan ilginin artacağını öngörüyoruz. Bu nedenle 2023 yılını bu alandaki etkinliğimizi, ürün ve çözümlerimizin kullanımını artıracak planlarla karşılamaya hazırlanıyoruz. Santral seviyesinde hibrit sistem uygulamalarının yanı sıra fabrika ölçeğinde de bu konuya olan ilginin ve talebin arttığını gözlemliyoruz. Özellikle enerji maliyetleri yüksek olan fabrikalar, bu maliyetlerin düşürülmesi ve enerji verimliliğinin artırılması için yenilenebilir yatırımlarına hız vermekte, bu da fabrikada verimli bir enerji yönetimi ihtiyacını doğurmaktadır. Bu ihtiyaca cevap verecek ürün ve çözümlerimizle 2023 yılında da bu alandaki liderliğimizi sürdürmeyi ve proje sayımızı artırmayı hedefliyoruz.