HESİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Limak Holding Hidroelektrik Grubu Genel Müdürü Taner Ercömert Türkiye'de son iki yılda yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretiminin 12 milyar dolarlık enerji ithalatını önlediğini belirtti.

2020’DE TÜRKİYE’NİN ENERJİ İTHALATI FATURASI AZALDI

Türkiye enerji ithalatı için 2018 ve 2019'da 40 milyar dolar üzerinde para öderken yenilenebilir enerji kapasitesi ve üretimindeki artışlarında katkısıyla 2020'de ülkemizin enerji ithalatı faturası 30 milyar doların altına düştü. Türkiye'nin 2020 yılındaki enerji ithalatı tutarı son 4 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşti. Konuyla ilgili açıklama gerçekleştiren Ercömert, “Türkiye’de enerji ithalatı faturasının 2011 yılında 54.1 milyar dolar seviyelerindeydi. Bu rakam 2012 yılında 60.1 milyar dolar, 2017 yılında 37.2 milyar dolar, 2018 yılında 43 milyar dolar oldu. 2019 yılında ise 41.1 milyar dolar seviyesine geldi. Türkiye’de yenilenebilir kaynakların geliştirilmesi sayesinde Türkiye’nin enerji ithalatına ödediği tutarın azaldı. Türkiye’de son iki yıldaki 262.7 milyar kWh’lik yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretimi yaklaşık 12 milyar dolar tutarında enerji ithalatını önledi. Bu ekonomimiz için çok önemli bir katkı oldu” dedi. 

“BÜYÜK HEDEF 100 GW’A ULAŞMAK”

HESİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Limak Holding Hidroelektrik Grubu Genel Müdürü Taner Ercömert ST Endüstri Medya’ya açıklama yaptı. Yaptığı açıklamada Ercömert, “Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynakları alanındaki gücü günümüzde 50 GW’ı geçti. Bu gücün 2021 yılına 52 GW’ı geçmesi hedefleniyor. Uzun vadede ise 2023 yılında 60 GW’ı geçmesi bekleniyor. Yenilenebilir enerji sektörünün büyük hedefi ise 2035 yılına kadar 100 GW'a ulaşmaktır.” dedi. 

“YENİLENEBİLİR KAYNAKLI KURULU GÜCÜN İSE 50 GW’I GEÇTİ”

Ercömert, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Türkiye’de 2020 yılında devreye alınan yenilenebilir enerji kurulu gücü 5 GW mertebesinde seyrediyor. Bu artış Türkiye’nin son yıllardaki en büyük yenilenebilir enerji atağı oldu. Türkiye’nin yenilenebilir enerji kurulu gücü toplam kurulu gücün yüzde 50'sini oluştururken yenilenebilir kaynaklı kurulu gücün ise 50 GW’ı geçtiği söyleniyor. Mart 2021 itibarıyla ülkemizin elektrik üretim santralları kurulu gücü 97 GW'ı geçmiş olup kurulu gücün 31.45 GW’ını hidroelektrik, 9.30 GW’ını rüzgar, 6.87 GW’ını güneş, 1.7 GW’ını jeotermal ve 1.14 GW’ını biyokütle santralleri oluşturuyor.  Bilindiği üzere 2020'de ülkemizde yıllık elektrik üretiminde kömürün payı yüzde 34.82, doğal gazın payı yüzde 22.69 olurken HES payı yüzde 25.59, RES payı yüzde 8.11, GES payı yüzde 3.82, JES payı yüzde 3.06, atık, çöp ve biyokütle yüzde 1.80 olmak üzere yenilenebilir kaynakların toplam payı yüzde 42.38 oldu. 2021 yılında ise ilk iki ayda ise toplam elektrik üretiminde ilk 5 kaynak yüzde 35.78 ile kömür, yüzde 29 ile doğal gaz, yüzde 16.15 ile HES, yüzde 10.21 ile RES ve yüzde 3.39 ile GES olmuştur.” dedi. 

“YENİLENEBİLİR ENERJİ PAYININ YILDAN YILA ARTMASINI ARZULUYORUZ”

Ercömert, yenilenebilir kaynaklı güçte ve üretimde aslan payının halen % 60’ı aşan bir oranla hidroelektrik enerjinin olduğunu ifade etmiş ve ülkemizde hidroelektrikte büyük bir başarıya ulaşıldığını vurgulayarak ülkemizin hidroelektrik enerji kurulu gücünün 2000’de 11 GW mertebesinde iken 20 yılda hidroelektrik kurulu gücünün 2.5 kattan fazla artarak Mart 2021 itibarıyla 31 GW’ın geçildiğini ve bu yıl sonunda ise 32 GW’a ulaşılacağını; 2030’dan önce de sektör olarak 35 GW’ın geçilmesini hedeflediklerini  söylemiştir. Türkiye, en büyük HES kurulu gücüne sahip ülkeler listesinde 2021 yılı itibarıyla da Avrupa'da halen 33 GW HES gücüne sahip olan Norçeç’ten sonra ikinci durumda olup sektörün hedefi birkaç yıl içinde HES kurulu gücünde Avrupa birinciliğine ulaşmaktır. Enerji sektörünün tecrübeli isimlerinden Taner Ercömert Hidroelektriğin en az 10 yıl (hatta belki 20 yıl daha) yenilenebilirde en büyük kaynak olarak kalmasının beklenildiğini ifade ederek önümüzdeki dönemlerde rüzgar ve güneşte beklenen hızlı büyümelerin gerçekleşmesiyle hidroelektriğin 2035 sonrasında yenilenebilir kaynak güç sıralamasında zamanla önce 2., sonrada 3. sıraya inmesinin olası görüldüğünü belirtmiştir.

“JEOTERMAL VE BİYOKÜTLE KAPASİTESİNİN İSE 5 GW’I AŞMASINI İSTİYORUZ”

Dünya genelinde de benzer bir tablo söz konusudur. Dünya’da HES kurulu gücü 1300 GW’ı geçmiş olup HES’lerin 2024’de 1411 GW, 2030‘da ise 1500 GW güçle dünyada yine en büyük yenilenebilir kaynak olarak kalması; 2035’de ise birinciliği güneşe devretmesi beklenilmektedir. Önümüzdeki yıllarda güneş ve rüzgarda da hidroelektrikte ulaşılan başarılı seviyeleri görmeyi umduğunu söyleyen Ercömert ülkemizde çok büyük boyutta elektrik üretim potansiyeline sahip olan güneş ve rüzgar kaynaklı kurulu güçte yakın zamanda 10’ar GW’ın  geçilmesini, sonrada HES’lerdeki gibi GES’ler ve RES’lerde inşallah ayrı ayrı 30’ar GW’ın geçilmesini, jeotermal ve biyokütle kapasitesinin ise 5 GW’ı aşmasını istediklerini ifade etmiştir.

“DEVLETİMİZİN YATIRIM MOTİVASYONUNU SAĞLAMAYA DEVAM ETMESİNİ DİLİYORUZ”

Ülke elektrik üretiminde yenilenebilir kaynakların payının 3 yıl önce yüzde 29 mertebesinde 2020 sonu itibarıyla yenilenebilir payının yüzde 42.38’e yükseldiğini belirten Taner Ercömert, bu güzel gelişmeden memnun olduklarını da sözlerine eklemiştir. 2019 ve 2020’de ülke elektrik üretiminde yüzde 40’ın üzerinde paya sahip olan yenilenebilir enerji kaynaklarının 10 yıl içerisinde elektrik üretiminde fosil yakıtlı kaynaklardan daha fazla paya sahip olmasının beklenildiğini ifade eden Ercömert  HESİAD olarak, enerji ithalatına büyük miktarlarda paralar ödenen ülkemizde ekonomimiz ve enerji arz güvenliği için büyük önemi bulunan yenilenebilir kaynaklarının enerji ve elektrik üretimindeki payının yıldan yıla artmasını ve devletimizin bu kapsamda sektöre destek vermeye ve yatırım motivasyonu sağlamaya devam etmesini arzuladıklarını söylemiştir.