Yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminin hem dünyada hem de Türkiye’de hızla arttığına dikkat çeken YENADER Genel Sektereri Dr. Füsun Tut Haklıdır, pandemi döneminde enerjinin önemini bir kez daha hatırladığımızı söyledi. Artan enerji ihtiyacını karşılamak için çözüm yolunun yenilenebilir enerji kaynaklarından geçtiğini belirten Haklıdır, santrallerin yüksek verimle çalışabilmesi için teknolojinin önemli olduğunu belirtti. Haklıdır, yenilenebilir enerji santrallerinde hem yeni kontrol teknolojilerinin hem kestirimci bakım faaliyetlerinin hem de yapay zeka uygulamalarının santrallere adaptasyonunun sağlanması gerektiğini söyledi. 

PETROL YERİNİ ELEKTRİĞE BIRAKACAK 

1990’lardan beri stratejik öneme sahip olan petrolün, 2020 yılı itibariyle kademeli olarak yerini büyük oranda elektriğe bırakacağını belirten Haklıdır, yenilenebilir enerji santrallerinin öneminin arttığını söyledi. Bu sebeple de yenilenebilir enerji santrallerinin yüksek verimle çalışması için gerekli teknolojilerinin kullanılmasının yanı sıra ayrıca birden fazla enerji kaynağının birlikte kullanılmasıyla oluşan hibrit enerji sistemlerinin önemine vurgu yaptı. Haklıdır, hibrit enerji sistemleriyle ilgili şu bilgileri verdi: “Hibrit enerji sistemleri ve özellikle “binary organic rankine çevrim tipi jeotermal santralleri” ve “güneş enerjisi sistemlerinin” birlikte kullanılmasıyla yaz mevsimlerinde hava soğutmalı jeotermal santrallerinin verimliliği artacak. Bu sayede hibrit sistemler ile hem ihtiyaç duyulan enerjiye hem de bölgelerdeki yenilenebilir enerji potansiyeline göre çeşitlilik sağlanacak. Bu konuyla ilgili hazırlanan yasal düzenlemeler enerji sektörü paydaşlarını duyuruldu.” dedi. 

MİKRO-ŞEBEKE SİSTEMLER İLE ENERJİYİ DEPOLAMA OLANAĞI

YENADER Genel Sekreteri Dr. Füsun Tut Haklıdır, mikro-şebeke sistemlerin birden fazla yenilenebilir enerji kaynağını birlikte kullanmaya olanak sağladığını ve bu sayede önemli bir avantaj elde edildiğini söyledi. Haklıdır, detaylarla ilgili şu bilgileri verdi. “Elektrik enerjisini depolama ve elektrikli şarj istasyonlarının da bulunduğu yeni sistemler olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca bu sistemlerin özellikle ana şebekeye uzak bölgelerde ihtiyaç duyulan elektriğin karşılanmasına yönelik de tasarlanabiliyor. Bu sayede de enerji fazlasının gerektiğinde ana şebekeye verilebiliyor. Türkiye’de bu tarz mikro-şebeke sistemlerin önü yasal olarak açılmaya başladı.” dedi.  

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI İLE ISITMA VE SOĞUTMA MÜMKÜN

Jeotermal, biyoenerji ve güneş kaynaklarını kullanarak ısıtma ve soğutma yapılabildiğini hatırlatan Haklıdır, dünya üzerinde bu konuyla ilgili uygulama örnekleri olduğunu söyledi. Haklıdır, “İklim değişikliği ile birlikte yaşanan sıcak ve kurak aylar soğutma için harcanan enerji miktarını da artırıyor. Yenilenebilir enerji kaynakları ise bu alanda kullanımı, karbon ve diğer zararlı emisyonların da kontrol altında tutulmasına olanak sağlıyor.” dedi. Bu sistemlerle doğalgazda olduğu gibi aynı anda elektrik, ısıtma ve soğutma uygulamalarının birlikte gerçekleştirilebileceği “trijenerasyon uygulamalarının” yapılması da mümkün gözüküyor.