Avrupa Bina Performans Enstitüsü (BPIE) Başkanı olan Julian Popov, Basın mensuplarına yapmış olduğu açıklamada, Türkiye'nin AB üyesi olmadığı için çoğunlukla göz ardı edildiğini ancak bunun çok ciddi bir yanlış olduğunu dile getirdi.

Geçmişte Bulgaristan Çevre Bakanlığı da yapmış olan Popov, Türkiye ve Avrupa enerji sistemlerinin kısmen birbiriyle entegre olduğunu hatırlatarak, "Türkiye'de olan gelişmelerin Avrupa'da da etkisi oluyor. Bu nedenle, Türkiye'nin kısa ve orta vadede enerji verimliliği çözümleri ve alternatif kaynakları hızla devreye alması Türkiye için olduğu kadar Avrupa için de önemli, özellikle Güney Doğu Avrupa için. Yıllardır söylediğim bir şey var. Türkiye'nin AB üyeliği başvurusunun enerji faslından bağımsız şekilde Türkiye-AB enerji platformu ve müzakerelerine ihtiyacımız var. AB faslı politik nedenlerden dolayı erteleniyor ama bunu beklemenin bir manası yok." Dedi.

MAXXEN VE HİTHİUM’DAN BÜYÜK ADIM MAXXEN VE HİTHİUM’DAN BÜYÜK ADIM

Türkiye'nin yenilenebilir enerji kapasitesi ve potansiyelini anımsatan Popov,  konuşmasını şöyle dürdürdü:

"Türkiye ve AB'nin enerji dönüşümü için ortak stratejisinin olması çok önemli. Bu daha önceden de olmalıydı ama şimdi Rusya-Ukrayna kriziyle problem daha şiddetli ve acil bir hal aldı. Şahsi fikrim, Avrupa Komisyonu, (Türkiye'nin) komşu ülkeleri Bulgaristan, Romanya ve Yunanistan ile acilen ortak çalışma grupları oluşturulması ve geliştirilebilecek ortak adımların belirlenmesi gerektiği yönünde. Bu adımlardan ilki, enerji tüketiminin düşürülmesi. Bir diğer adım da sınır ötesi elektrik şebekesinin kapasitesinin artırılması sağlanarak Türkiye ve AB arasında elektrik ticaret hacmi büyüyebilir. Bu da daha fazla yenilenebilir enerji kaynağının entegre edilmesine imkan verir."

Popov, özellikle elektrikte sınır ötesi hat bağlantılarının kritik önemde olduğunun altını çizdi.

Türkiye'de yaygın kullanılan güneş enerjisiyle ısıtma sistemlerine dikkat çeken Popov, bu teknolojinin Avrupa'da göz ardı edilmiş bir sistem olduğu bilgisini paylaştı.

Popov, güneş enerjisiyle ısıtma sistemlerinin ısınmada kullanılan doğal gaz ihtiyacını önemli ölçüde düşürdüğünü belirterek, "Avrupa’da doğal gazın önemli bir kısmı ısınma için tüketiliyor. Bu teknolojiler ve yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesinde iş birliği yapmak oldukça fayda sağlayacaktır. Her zaman Türkiye'nin yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesinde tam anlamıyla bir cennet olduğunu söyledim ve bunu düşük maliyetle yapmak mümkün. Şu anda yenilenebilir enerji her şeyden daha ucuz." şeklinde konuştu.

ENERJİ GÜVENLİĞİNİN TABİATI DEĞİŞİYOR

Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaş sonrasında AB'nin Rus gazına yönelik bağımlılığı hızla azaltmak maksadıyla çözümler aradığını hatırlatan Popov, Rusya'nın Ukrayna saldırısını enerji güvenliği bakımından "şiddetli bir alarm" olarak tanımladı.

Popov, bu alarmın enerji güvenliği konusunda ciddi şekilde düşünülmesini gerektirdiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:

"Enerji güvenliğinin doğası da değişiyor. Enerji güvenliği sadece gaz, petrolle ilgili değil. Yenilenebilir enerjide tedarik zinciri, bataryalar, güneş panelleri ve rüzgar türbinleri için ihtiyaç olan kritik mineraller hepsi buna dahil. Enerji güvenliğiyle ilgili ilk nokta, artık enerji güvenliğinin gaza erişimden çok daha fazlası olduğunu düşünmeye başlamamız gerektiği. Enerji dönüşümü, doğal gazdan gelecek 10-20 yıl içinde bir şekilde vazgeçeceğimizi açıkça gösteriyor. Bu nedenle, doğal gazın 'geçiş kaynağı' olarak görülen rolünü de yeniden düşünmek gerekir. Gaz bir geçiş kaynağı değil."

Gelişen teknolojiler ve mevcut gelişmeler ışığında Türkiye ve AB'nin iş birliği yapmasının kritik olduğunu dile getiren Popov, "Bu iş birlikleri sonucunda enerji güvenliğinde birçok yeni çözümler oluşabilir. Eminim ki (Türkiye ve AB) birlikte çalışırsak, ithal gaza bağımlılığı, özellikle de Rus gazına, hızlıca düşürebiliriz ki bu şu anda en temel hedef. Aynı zamanda Rus petrolüne de."  şeklinde konuştu. (AA)