Geliştirdiği santral projeleriyle dikkat çeken MY Enerji solar, son dönemde QNB Finansbank için güneş projesini hayata geçirdi. 700 bilgisayar mühendisinin istihdam edildiği bu merkezin 3 binasının da kullanılarak hazırlandığı bu proje yılda  150 MWh elektrik üretecek. MY Enerji Genel Müdürü Mehmet Yükselen projenin detaylarını ve öne çıkan mühendislik uygulamalarını anlattı. 

Enerji alanında 2009 yılından beri faaliyet gösteriyorsunuz. Hidroelektrik santrali yatırımlarıyla başladığınız bu süreci anlatabilir misiniz? 

MY Enerji olarak 2009 yılından beri enerji sektöründe çalışmalar gerçekleştiriyoruz. İlk yıllarımızda 2M Enerji Üretim AŞ olarak sektörde faaliyet gösteriyorduk. Hidroelektrik santrali alanında yatırımlar gerçekleştirerek ilk adımımızı attık. HES alanında biri Erzurum’da diğeri Artvin’de olmak üzere iki projemiz bulunuyor. Erzurum’un İspir ilçesinde yer alan Sarıkonaklar HES, 18 MW kurulu gücüyle elektrik üretimine devam ediyor. Artvin ilinin Şavşat ilçesinde yer alan diğer projemiz ise 16 MW kurulu gücüyle elektrik üretiyor. 
Bu projelerimizi hayata geçirdikten sonra Türkiye’nin gelişen yenilenebilir enerji sektörüne adım atarak arazi tipi güneş projeleriyle çalışmalarımıza devam ettik. GES alanında geliştirdiğimiz projelerin toplam kurulu gücü 20 MW’a ulaştı. Bu projeleri Kütahya, Bilecik, Antalya, Çorum ve Gaziantep olmak üzere 5 farklı lokasyonda geliştirdik. 
Santral yatırımlarımızın yanı sıra endüstriyel tesislere ve ticarethanelere indirimle elektrik hizmeti sunuyoruz. Buna ek olarak son 1,5 yıldır bilhassa Mayıs 2019 ‘da ki aylık mahsuplaşmanın çıkmasıyla beraber çatı üstü GES projeleriyle bütün endüstri ve fabrikalara önemli yararlar sağlıyoruz. Çünkü çok yararlı bir yatırım

Evet çatı üstü GES projelerini uzun uzun konuşmak istiyorum ancak ondan önce geliştirdiğiniz hidroelektrik projelerinizi anlatabilir misiniz? Şu anda HES alanında Türkiye’nin ulaştığı kurulu güç nedir? Yatırımlar devam ediyor mu? 

Türkiye, 2005 ile 2018 yılları arasındaki süre içerisinde HES alanında toplam kurulu gücünü 30.000 MW’tan 92.000 MW’a çıkardı. Farklı kurulu güçlere sahip 1000’e yakın HES projesi hayata geçirildi. HES projeleriyle ilgili yatırımların hızlı bir şekilde ilerlemesinin iki önemli nedeni vardı. Birincisi yapımının iki yıl gibi kısa bir süre içerisinde tamamlanmasıydı. İkincisi ise Devletimizin HES projelerini teşvik etmek amacıyla 7.3 dolar centten 10 yıllık süreyle alım garantisi sunmasıydı. 2020 yılında alım garantisinin süresi tamamlanıyor. Yatırımcı bir kişinin elinde böyle bir lisans sahibi olması halinde; bu projeyi hayata geçirecek 10 aylık bir süre kaldığı için bu yatırıma başlıyamıyor. Dolayısıyla bütün yatırımcılar projeleri beklemeye aldı. Ayrıca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın hazırladığı taslaklarla ilgili detaylarda merak ediliyor. 2020 yılından sonra nasıl teşvik verileceğini, anlaşmaların hangi rakam üzerinden yapılacağını öğrendikten sonra yatırımcılar harekete geçecektirler

Türkiye’nin güneş alanında gerçekleştirdiği yatırımları ve ulaştığı kurulu gücü değerlendirebilir misiniz? 

Güneş konuşulduğu zaman örnek olarak hep Almanya gösterilir. Almanya’nın kurulu gücü 45 GW’a civarında seyrediyor. Ama dünyanın en büyük güneş kurulu kapasitesine sahip ülkesi Çin. Çinde 175 GW kurulu kapasite var; bunu Amerika ve Japonya takip ediyor 65 GW mertebelerinde kurulu kapasite ile. Hindistan’da 23 GW ile 5nci sırada. Ama daha önemlisi bu ülkelerdeki yıllık büyüme hızları. Çin her yıl 40-50 GW arasında santral işletmeye alarak; kurulu kapasitesini büyütüyor, Amerika 10 GW, Japonya 7-8 GW mertebelerinde her yıl büyüyor. Hindistan’ın da 2023 yılına kadar önemli hedefleri bulunuyor. 100 GW toplam kurulu kapasiteye ulaşmak istiyorlar. Türkiye ise son 5 yıl içerisinde 6 GW’a ulaştı. Ben inanıyorum ki Türkiye’nin tüm çatılarını ve arazilerini değerlendirdiğimiz zaman önümüzdeki 10 yıl içerisinde önemli bir güce ulaşacak. Yerli ve milli kaynaklarımızın bu gelişime çok önemli katkısı olacak. 

Ben her ülkeyi bir DNA’sının olduğunu düşünüyorum.  Örneğin Türkiye’de kış turizmi yaz turizmine nispeten daha az yapılıyor. Kısmi olarak dağlarımız olsa da kış turizmi için geliştirebilmiş durumda değiliz. Sayısı, kalitesi ve tesisleri bu turizmin gelişmesine daha az imkan veriyor. Avrupa’ya gittiğimiz zaman ise Fransa, İsviçre, Avusturya gibi ülkelerde hem dağların sayısı daha fazla;  hem de 100 yıldan fazladır kış turizmi yapıyorlar. Kısacası onların DNA’sında kış turizmi yapmak çok daha önemli. Türkiye’de ise güneş, deniz ve kültür turizmi DNA’sına daha çok uyum sağlıyor. Bu durumu enerjiye uyarladığımız zaman ise Türkiye’de birincil enerji kaynatları kısıtlı; doğalgaz; petrol kaynağı bulunmuyor ancak güneş, rüzgâr ve su kaynakları ile kendi enerjimizi üretme şansımız bulunuyor. Dolayısıyla Türkiye’nin enerji DNA’sında güneş, rüzgar ve hidrolik kaynaklar daha öne çıkacak. Bu konuda mevzuatımızı; kaynaklarımızı; ekosistemimizi, teknolojimizi, teşvik ve mekanizmalarımızı yoğunlaştırmalıyız.

Güneş enerjisine daha çok yatırım yapılabilmesi için Mayıs ayında yönetmelik yayınlandı. Bu yönetmelikle birlikte yatırımların hem yatırımlar daha avantajlı hale geldi hem de farkındalık arttı. Sanayicilerle gerçekleştirdiğiniz görüşmelerden bahsedebilir misiniz? 

Belirttiğiniz gibi farkındalık arttı ama hala üst düzeyde olduğunu söyleyemeyiz. Fabrika ve Endüstriyel tesis yöneticileriyle ayrıntılı bir şekilde konuşmak ve fizibilite çalışmalarından bahsetmek gerekiyor. Benzin istasyonları, alışveriş merkezleri, süpermarketler, hastaneler, eğitim kurumları, soğuk hava depoları bunlar Türkiye’de tarife olarak elektriği en pahalı düzeyde kullanan tesisler. Sanayi onlardan bir miktar daha ucuza kullanıyor ama her iki tipli tarifedende elektrik kullanan tesisler için Çatı Üzeri GES tesisleri çok avantajlı, yüksek getirili ve rantabilitesi yüksek yatırımlar. Çünkü hangi alanda faaliyet gösterseniz gösterin ortalama USD bazında5 yılda geri dönen bir yatırımdan (ve gene USD bazında yüzde 20’lerinde üzerinde bir iç karlılık oranı-IRR’dan  bahsediyoruz. Bu yatırımın avantajını anlatmak için 100 dolarlık bir yatırım yaptığınızı ve 20’şer dolar şeklinde ödediğinizi düşünmek yeterli oluyor. 5 yıl sonunda parayı geri alıyorsunuz ve kalan 20 yıl boyunca tesis size çalışmaya başlıyor. O yüzden bunun geri dönüşü ve rantabilitesi çok yüksek olduğu için pek çok yatırımcı kendi parasını farklı bir şekilde değerlendirmek yerine çatısına böyle bir tesisi yapmak için çalışıyor. Tabii biz burada bir müşteriye veya potansiyel yatırımcıya gidip konuyu anlatıyoruz. Ondan sonra konu anlatıldıktan sonra yavaş yavaş bilinç düzey arttıkça değişik tedarikçilerle de konuşaraktan ilerlemeye başlıyorlar ve sonuçta da aşağı yukarı 3 aylık 6 aylık zaman periyotu içerisinde de nasıl bir yol izleyeceklerine karar veriyorlar. Ayrıca yatırımcıya finansman konusunda da her türlü yardımı veriyoruz. Bu bazen finans kuruluşları ile biraraya getirmek; bazen de Yap-İşlet-Devret modelleriyle oluyor.

Peki yatırımcı adayları bu yatırımı yapmadan önce nasıl bir yol haritası izlemesi gerekiyor?

Yatırımcı adaylarının öncelikle bu alanda ihtisas yapmış kişilerle sohbet etmesi gerekiyor. Burada en etkili adım fizibilite raporundan başlıyor. Bu rapor kapsamında yatırımın kendini ne kadar süre amorti ettiğine, çatısının özelliğine bakıyoruz. Çatının özelliğini belirlerken 6 farklı kriter devreye giriyor. Çatının büyüklüğü, muhteviyatı, eskiliği, bulunduğu lokasyon gibi mühendislik çalışmalarından sonra ekipman seçimi ve projenin fiyatlandırılmasına sıra geliyor. Özellikle ekipman seçiminin ihtisas sahibi kişiler tarafından yapılması gerekiyor. Fiyatlandırma konusunda gelince yatırımcının ilk kriter olarak ona dikkat etmemesi gerekiyor. Sonuçta 25 sene boyunca verimli bir şekilde çalışması istenen bir sistem için doğru ekipmanla ve doğru mühendislik uygulamalarıyla hayata geçmesi önem arz ediyor. Tabii ki doğru fiyatla; doğru ekipman seçimi diyoruz. Hiçbir yatırımcı ucuz bir ekipman alacak kadar zengin değil. Kimse 4-5 yıl sonra yeniden yaptığı yatırım miktarının %50 miktarında yatırım yapmak istemez.

Elektrik tüketimi açısından sektörleri değerlendirebilir misiniz? Örneğin hem yüksek enerji tüketimi hem de kesintisiz enerji ihtiyacı açısından datacenter gibi merkezlerin daha yoğun ihtiyaçları var. Enerji ihtiyaçları için nasıl çalışmalar gerçekleştiriyorlar? 

Yüksek enerji tüketimi gerçekleştiren sektörler arasında; datacenterlar, bankalar, operasyonel üniteler; plastik; metal işleyen; entegre iplik ve tekstil tesisleri  yer alıyor. Sürdürülebilirlik açısından bu sektörlerden yoğun talep alıyoruz. Bu sektörler çatı sistemlerini ek bir jeneratör gibi düşünebilirler. Mevcut sisteme eklenen ve elektrik tüketimini lokal olarak üretirken tüketimin bir kısmını lokal olarak kaldıran sistemler bulunuyor. Dolayısıyla bulunduğu yer, lokasyon ve çatı imkanı veya çatının yanındaki arsa imkanına bakılaraktan değerlendirilmesi gereken sistemler olarak görmek lazım. Daha sofistike ve esasında daha fazla teknik toplantıya ihtiyaç olan tesisler diye düşünmek gerekiyor. Bu alanda IBTech QNB Finansbank için bir proje geliştirdik. Aşağı yukarı 600 – 700 bilgisayar mühendisinin istihdam edildiği bu merkez, IBtech QNB Finansbank’ın beyni olarak kabul ediliyor. Bu merkez 3 binadan oluşuyor. Biz de bu binaların üzerinde 3 adet toplamda 115 kWh kapasiteye sahip bir tesis kurduk.

Bu tesisin iki özelliği bulunuyor. 

•    Birincisi; 21 metre uzunluğa sahip bir bina olduğu ve Osmangazi’nin hemen karşısında yer aldığı için çok güzel bir manzaraya ve yoğun bir rüzgara sahip. Biz oradaki düz çatıya %13 eğimli bir güneş enerji sistemi kurduk. Ayrıca rüzgar yükünü iyi bir şekilde taşıyabilmesi için rüzgarlıklı bir konstrüksiyon ile çalıştık. Her panele 75 kilo bir ağırlık gelecek şekilde ağırlık sistemi kullandık. 

•    İkincisi; çatının arkasında bulunan kenet çatı sistemi üzerine uygulama yaptık. Kenet çatı sistemine alüminyum uzun profillerle, çatıyı delmeden özel klemenslerle montajını gerçekleştirdik ve inverter sayesinde ana panoya elektriği verme imkanımız oldu. IBtech QNB Finansbank’ın güneş ile ilgili ilk kez gerçekleştirdiği bir proje olduğu için datacenter merkezinin belli bir miktar elektriğini üretme  imkanı buldu.  

Projenin en önemli kısmını yasal mevzuatlar oluşturdu. IBtech QNB Finansbank’ın sürdürülebilirlik bilinci ve farkındalıkları yüksek olduğu için yönetmelik yayınlandıktan hemen sonra projeyi hayata geçirmek istediler. Projenin hayata geçeceği yer serbest bölgede olması ve normal bölgelerden farklı bir mevzuat prosedürü gerektirdiği için yazışmalar ve idari süreçler zaman aldı. Yine de 2 – 3 ay içerisinde tamamlayarak projeyi teslim ettik. 

Enerjiyi yoğun olarak kullanan bir diğer sektör ise gıda ve tarım… Bu sektörle ilgili gerçekleştirdiğiniz bir uygulama var mı? 

Orallar Zirai Tarım firması için gerçekleştirdiğimiz bir projemiz oldu. Firmanın bünyesinde bulunan üç tane çiftliği için 400 kWh kapasiteli sistem yaptık. Bu sistem özellikle kümesler ve kümes çiftlikleri için çok uygun olduğundan dolayı yapının özelliklerini dikkate aldık. Maksimum faydayı en etkili şekilde alabileceğimize odaklandık. Çiftlik içerisinde 8-10 adet kümes bulunuyordu. Tüketim oranlarına bakarak 4 kümesin güneye bakan kesimlerini kullandık. IBtech QNB Finansbank’ın çatısı büyük olmadığı için 115 kWh bir sistem kurabildik. Kümesin çatısı ise büyüklük açısından daha müsaitti ancak aşağıda elektrik tüketimi o kadar yüksek değildi. Bu projeleri hayata geçirirken üretimle tüketimi oranlamak gerekiyor. 

Yeni dönemde üzerinde çalıştığınız proje hakkında bilgi verebilir misiniz? 

Yeni dönemde bir yem fabrika makinaları üreten bir fabrika için yeni bir projeye başlıyoruz. Bu projeyi hayata geçirirken; panel, inverter, konstrüksiyon ve kablo seçimi olmak üzere 4 konu üzerinde duracağız. Özellikle verimli bir projeyi hayata geçirmek için panel seçimi önem arz ediyor. Panel tercihi yaparken firmanın büyüklüğü; yıllık üretim kapasitesi; firmanın ölçekli ekonomileri sağlayacak bir üretim kapasitesi olup olmadığı; finansal sağlamlığı; ürünün teknolojisi ve ürünün kalitesi  yüksek olan firmaları dikkate almak gerekiyor. 

Eklemek istedikleriniz varsa alabilir miyim? 

Türkiye’nin çok daha güneşli günlere ve milli enerjiye doğru koşmaya devam edeceğine inanıyorum. Birkaç yıl içerisinde dışa bağımlılığımızın yüzde 45’ten yüzde 30’a inmesini hedefliyoruz. Bu sayede yıldan yıla değişmekte olan ama azalmakta olan cari açığımızın o miktar kapanmasına imkan sağlayacak. 

www.myenerjisolar.com