Güneş enerji santrallerinde doğal kirlenmelere bağlı olarak yaşanan enerji kayıplarının önüne geçmeyi hedefleyen GK Enerji, yapay zekaya dayalı bir analizör programı üzerinde çalışıyor. Firma bu proje ile santrallerin verimliliğini artırmayı hedefliyor. Sektörün genel durumunu ve yeni dönem hedeflerini konuşmak amacıyla bir araya geldiğimiz GK Enerji Genel Müdürü Gürsel Kızıloğlu, “Mevcutta enerji temini ve süreç yönetimi hizmetlerimiz devam edecek. Bunun yanında özellikle giderek yaygınlaşan GES projelerindeki doğal kirlenmelere bağlı enerji kayıplarının önüne geçebilecek, yapay zekaya dayalı bir analizör programı üzerinde çalışıyoruz. 2022 yılı içinde pilot uygulamalarını göreceğimiz bu çalışmayı ve doğrudan ekonomiye dönüşecek olan çıktılarını, mikrodan makro ölçeğe kadar GES yatırımcılarının çok beğeneceğini düşünüyoruz” dedi. 

Son dönemde yükselişini hızlı bir şekilde sürdüren enerji sektörünü değerlendirebilir misiniz? Türkiye’deki yatırımlarla ilgili altyapı ihtiyaçları nelerdir? 

Hayatımızı hemen her yönüyle kuşatan enerji; temin edilmesinden kullanım alanlarına ve yöntemlerine, oradan verimliliğinin artırılmasına ve nihayet çevresel sorumluluğumuza kadar çok çeşitli başlıklarda ele alınan bir konudur. İnsan yaşamını her yönüyle etkileyen enerjiyi, insan hayatının devamlılığı açısından ele aldığımızda, bir yandan hayatın kalitesine katkı sağlamayı diğer yandan da doğa hayatının korunmasını birlikte düşünmeliyiz.

Gelişmeyi ve çevrenin korunmasını, birbirini reddetmeyen usullerle planlamalıyız. Çoğunlukla dikkatlerden kaçan bu yaklaşım aslında bugünden yarına yaşamın geleceğini de belirleyecektir. Bu dengeyi koruma adına karbon salınımını azaltacak uygulama süreçlerini hayata geçirildiğini ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelimin, arttığını görmek, gelecek adına umut vericidir diyebiliriz.

Bu açıdan aktüel anlamda ele alınan enerji yönetimine farklı bir bakış açmak istiyorum, şöyle ki;

•    Yenilenebilir kaynakların enerji üretimindeki payını artıralım, 
•    Elektrikli araç kullanımını yaygınlaştıralım, 
•    Isı yalıtım ve geri dönüşüm sistemlerinin yaygınlaşmasını sağlayalım. 

Yetmez ama evet kabilinden olan bu düşüncelerin yanı sıra özellikle Türkiye’de enerjinin verimli kullanımı konusunda yeterince doğru adımlar atıldığı kanaatinde değilim.

Enerjinin üretimi konusunda fosil kaynakların oranını azaltacak tedbirler ve yönelimler kadar ürettiğimiz enerji doğru şekilde kullanmak, her çeşit geri dönüşümü doğru bakış açısı ile planlamak ve gelişen hayat koşullarına ve ihtiyaçlarına göre enerji üretim kapasitesini artırırken, bunun yanında doğru yapı modelleri, kent planlamaları ile doğanın var olan ısıl kapasitelerini ve doğal döngülerini de hayatımızın içine dahil etmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Bir örnekle açıklamak gerekirse; dünyada yenilenebilir enerji konusunda hem teknolojik gelişmeleri domine eden hem de bu gelişmeleri hayatın içine dahil eden ülkelerden hangisine baksanız, kentlerin yatay mimari ile kurgulanması ilk olarak göze çarpacaktır.

Kentsel planlama ve enerji konusunu biraz daha açıklamak istiyorum. Apartman veya site diye tabir ettiğimiz dikey yapılaşma modelinde diyelim ki 50 daireyi (katta 4 daire esası ile) yaklaşık 500 metrekare çatı altına yerleştiriyoruz. Yani daire başına 10 metrekare çatı alanı demektir. Daire sayısı 100 olursa bu rakam 5 metrekareye düşecektir. Oysa yatay mimari kurgusunda 50 -100 adet müstakil bahçeli ev yaklaşık 100 metrekare çatı alanı demektir. Bu da size 5 dönüm ile 10 dönüm seviyelerinde çatı alanı demektir.  Yani hemen her ev için enerji üretilebilecek çatı alanı demektir, yağmur sularını hasat edebileceğiniz geniş yüzeyler demektir, tüm odaları güneş alan evler demektir, otopark sorunu olmayan, ağaçlı bahçeleri ve oyun alanları ile dingin bir yaşam alanı, kaynağında ayıklanabilen yüksek oranda çöp geri dönüşümü gibi daha pek çok olanak demektir.

-    Kendi ihtiyacı olan enerjiyi büyük oranda güneşten sağlayan böylece elektrik sistemine yük olmaktan çıkan,
-    Topraktaki ısıyı iklimlendirmede kullanan, 
-    Sulama suyunu yağmurdan hasat eden,
-    Bahçe, yol, otopark, yeşil alan gibi çevresel donatılardan geniş olarak faydalanan

Konutlar, bir de üzerine kullanmadığı enerji üretimini elektrik sistemine aktarması sayesinde; devasa binalardaki büyük ölçekli ısıtma-soğutma giderleri açısından kara delik olmaktan çıkabilir ve bu sayede carbon salımının azaltılması adına çok büyük bir katkı sağlayabilir. Cumhuriyetimizin 2. Yüzyılının eşiğinde şehir kurgusunu yeniden ele almayı başarabilirsek üretilen enerjinin %50 oranında ısıtma ve soğutma olarak kullandığımız konutlarımızı birer enerji santraline dönüştürebiliriz. En basitinden cam binalar yerine doğru duvar teknikleri ve yapı detaylarındaki ısıl kayıpların engellenmesi dahi en az iki nükleer santralini kapattıracak kadar tasarruf anlamına gelmektedir. Türkiye’de; enerjinin çeşitlendirilmiş kaynaklara bağlı olması, sanayi ve endüstri tesisleri açısından verimli kullanımının artırılması adına pek çok çalışma yapılmaktadır. Bu örnekle pek çoklarımız açısından göremediğimiz farklı bir boyutuna değinmek istedim. Sorunuzun ikinci kısmına da bir bakıma cevap mahiyetinde oldu. Madem enerji hayatın her alanında lazım bir ihtiyaç, o halde üretimini de tüketimini de hayatın her alanında bakışıyla ele almamız gerektiğine işaret etmek istiyorum. Özellikle deprem kuşağındaki ülkemizde yaşanılan elim felaketlerin maliyetlerini de bu sayede en aza indirgeyebiliriz.

Enerji maliyetlerini azaltmak isteyen sanayiciler hem kendi enerjisini üretiyor hem de enerji verimliliği projeleri geliştiriyor. Siz sanayicilere özel çözümler sunuyor musunuz? 

Buna daha çok artan enerji maliyetlerinin azaltılmasından ziyade genel olarak artan enerji temin maliyetleri nedeniyle, enerji üretiminin bir yatırım aracına dönüşmesi diyebiliriz. Önemli konu başlıklarından birisi de belirttiğiniz gibi enerjinin verimli kullanılması. Bu alanda Ülkemizde çalışma yapan, ürün ve hizmet sağlayan değerli ekipler mevcut. GK Enerji olarak işin daha çok yatırım süreçlerindeki enerji planlamaları başlıklarında hizmet sağlamaktayız. Herhangi bir sanayi tesisinde en önemli konuların başında kesintisiz ve kaliteli enerji temini gelmektedir. İhtiyaç duyulan kapasiteye göre ihtiyacın iletim veya dağıtım sisteminden karşılanması, bağlantı noktalarının doğru tespiti, kurumsal izin süreçlerinin yönetilmesi, plan-proje ve nihayet tesis çalışmalarının gerçekleştirilmesi ana faaliyet alanımız oluşturmaktadır. İşte bu anlamda Türkiye Enerji İletim sistemi konusunda 25 yılı bulan bir bilgi birikim ve proje uygulama tecrübelerimiz ile alanında önemli bir boşluğu doldurmaya talip olarak yola çıktık. Yeni tesislerin enerji temininin planlanması yanında mevcut çalışan sistemlerde herhangi bir sorun olmasa dahi, zaman içinde iletim veya dağıtım sistemine yapılan yeni bağlantılar nedeniyle kapasite daralmalarına karşılık erken önlem alma, darboğaza girmeden kapasite artırılmasını sağlama gibi konular yatırımcılar için de dikkat edilmesi gereken alanlardır. İşte GK Enerji tam olarak bu noktada OSB ve sanayi yatırımcılarının yanında, tüm süreçlerde destek vermek, doğru bir bakış açısı ile enerji planlamasını ele almak konusunda çalışmalar yapmaktadır.

DAİKİN’DEN ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNE KATKI DAİKİN’DEN ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNE KATKI

Enerji planlama konusunun öneminden bahsedebilir misiniz? Danışmanlık noktasında nasıl çözümler sağlıyorsunuz? 

Bir önceki sorunuzda bu konuya da biraz açıklık getirmiş olduk. İlave olarak şunu açık bir şekilde ifade etmek istiyorum. Enerji konusunda sadece bir fabrikanın veya OSB’nin ihtiyacını karşılamak, alternatif enerji kaynakları ile kendi enerjisini üretmek veya fabrikadaki teçhizatlarında enerji girdi-çıktılarını doğru yönetmek olarak ele almak yetmiyor. Tesislerin kurulduğu alandaki ve çevresindeki enerji iletim-dağıtım sistemi öğeleri, diğer yatırımcıların varlığı ve kapasiteleri, bağlantı yapılacak hatların güzergahları, trafo merkezlerinin konum ve çevresel koşulları gibi pek etkeni bir arada ele almak gerekmektedir. Özellikle mevcut halde işletme durumunda bulunan tesislerdeki enerji kapasitelerinin yetmez duruma doğru ilerlemesi, yakın gelecekte ortaya çıkacak enerji tesisleri yatırımlarının doğru planlanması da ülke milli ekonomisi adına önemlidir. Bu nedenle mevcut tesislerin kapasitelerinin artırılması konusunda, tesisin durum ve ihtiyacına göre özel çözümler üretmekteyiz. Bu tesisin bulunduğu alan itibariyle yukarıda bahsettiğimiz çevresel koşullar ile birlikte ele alınarak çözümler ortaya konması şeklinde sağlanmaktadır.

Son dönemde yer aldığınız bir uygulama örneğinden bahsedebilir misiniz? Bu projeye nasıl katkı sağladınız ve verimlilik çıktıları neler oldu? 

Bu konuda özellikle alanında ilk olarak uygulamalarını gerçekleştirdiğimiz özel çözümlerimiz olduğunu ifade etmek istiyorum. Örneğin; Adana ilimizde bulunan ve alanında Avrupa’nın en büyük polyester üretim tesisi olan bir fabrikada; enerji temini sağlayan 154 kV enerji iletim hattının, fabrika genişleme yatırımları için bir kısmının yer altına kablo olarak alınması çalışmaları sırasında; mevcut hattın altına KABLO DİREĞİ dikilmesi ve bu çalışmalar sırasında fabrika enerjisinde herhangi bir kesinti yapılmadan çözüm üretilmesi gibi alanında ender rastlanır bir çözümümüz oldu. En az 10 gün enerji kesintisi gerektiren bu projede, enerji kesintisi yapılmadan bu özel çözüm sayesinde yatırımcı için hem zaman hem üretim kaybı gibi büyük maliyetlerin önüne geçmiş olduk. Bunun ne anlama geldiği konusunu, 154 kV gibi yüksek gerilim sistemlerini bilen çevreler çok iyi takdir edecektir. Bu çalışmanın bir önemli yanı da ülkemizde çalışmalarına başlamış olan TEİAŞ Canlı Bakım ekipleri ile koordineli bir çalışma olması da ayrıca alanında bir ilk mahiyetindedir. Bunun gibi “Yüksek Akım Taşıma Kapasiteli İletken Uygulamaları” da özel yetkinlik konularımızdan biridir.

2022 yılının ilk yarısını değerlendirebilir misiniz? Bu gelişmelere paralel olarak yıl sonu hedefleriniz ve projeleriniz nelerdir? 

Türkiye Elektrik İletim ve Dağıtım Sistemi konusunda geride bıraktığımız 25 yılı bulan bir bilgi birikim ve tecrübesi ile Ülkemiz insanlarına hizmet vermek üzere yola çıktığımızda, ister istemez ilk gün heyecanı ve enerjisi sizi kuşatıyor. Bu heyecan enerji ile markamız olan GK Enerji’yi kurduğumuz günden beri iki başlığı yoğun şekilde tecrübe ettiğimizi ifade edebilirim. Bunlardan birisi çoğunluğu enerjinin kamu hizmetinde geçen 25 yıllık sürede ortaya koymuş olduğunuz projelerin size sağladığı geniş bir network ağı ve diğeri de süreç yönetimlerinde olabildiğince şeffaf şekilde ortaya koymaya çalıştığımız etkili iletişimin gücü. Bu iki gücü GK Enerji’nin en büyük sermayesi olarak görüyoruz. Bu sayede spesifik anlamdaki enerji sorunlarının çözüm kaynağının muhatapları tarafından bilinmesi ve sorunların tam bir elbirliği anlayışı ile çözüme kavuşturulması imkanınız oluyor. Bu da size çözüm sağladığınız kitleler açısından oldukça değerli bir kazanım olan güveni sağlıyor.

Sermayesi network ve etkili iletişim, kazanımı ise güven olan bir GK Enerji, geleceğe güvenle yürüyebilir. Mevcutta enerji temini ve süreç yönetimi hizmetlerimiz devam edecek. Bunun yanında özellikle giderek yaygınlaşan GES projelerindeki doğal kirlenmelere bağlı enerji kayıplarının önüne geçebilecek, yapay zekaya dayalı bir analizör programı üzerinde çalışıyoruz. 2022 yılı içinde pilot uygulamalarını göreceğimiz bu çalışmayı ve doğrudan ekonomiye dönüşecek olan çıktılarını, mikrodan makro ölçeğe kadar GES yatırımcılarının çok beğeneceğini düşünüyoruz. 5-10 yıl vadeli gelecek için; Ülkemizin en önemi enerji ve sermaye kaybı sebebi olan deprem afetlerinden daha az etkilendiği ve “enerji verimliğini odağına alan” yapı modelleri konusunda çalışmalarımız olacaktır. Şimdilerde tasarım ve tescil süreçlerini tamamlamış olduğumuz bu alandaki çalışmaları gelecek birkaç yılda ticarileştirmeyi, geliştirilecek yasal mevzuat alt yapısına paralel olarak da ülke genelinde yaygın kullanılan bir seviyeye taşımak istiyoruz.